WASHINGTON - Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye enerji terminali olma yolunda son derece başarılı ve iyi düşünülmüş adımlar atıyor, G20 dönem başkanlığı bu adımları daha da perçinleyecektir" dedi.

Birol, Türk hükümetinin enerjiyi G20'nin öncelikleri arasına almasını memnuniyetle karşıladığını ifade etti. 

Birol, Irak'ta makul bir hükümetin iş başına gelmesi ve İran'ın uluslararası camiayla sorunlarını çözme sürecinde olmasının da Türkiye'nin bu alandaki çabalarına katkı sağlayacağını belirterek, "Türkiye-Irak ilişkileri, Irak'ta makul bir hükümetin iş başına gelmesiyle düzelmeye başladı. Buna ilaveten, İran'ın diğer ülkelerle olan sorunlarını çözme sürecinde olması da olumlu bir gelişme. Gelecekte İran'la yapılacak anlaşmalar, Türkiye'nin bölgenin enerji terminali olmasını destekleyecektir" diye konuştu. 

Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nin de (TANAP) Türkiye'nin mevcut doğalgaz transit kapasitesini artıracağına dikkati çeken Birol, Türkmenistan ve diğer Kafkas ülkeleriyle Türkiye arasındaki kurulabilecek boru hattı projelerinin de büyük önem taşıdığını vurguladı. 

“Avrupa ülkelerinin doğalgaz ithalatı gelecekte ciddi bir şekilde artacak ve doğalgazın çok büyük bir kısmı Rusya’dan geliyor. Ancak, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltmaya dönük politikaları var. Bu bakımdan, Orta Asya ve Kafkaslar'daki gaz kaynakları Avrupa'ya giden Rus gazının alternatif olabilir” ifadelerini kullanan Birol, Türkiye ve Türkmenistan arasında son dönemde güçlenen ilişkilerin enerji işbirliği açısından da ümit verici olduğunu dile getirdi.

"Keystone XL, dünya enerji arzı güvenliği açısından son derece önemli"

Birol, bir soru üzerine, ABD gündeminin en önemli maddeleri arasında yer alan Keystone XL petrol boru hattına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Keystone XL Petrol Boru hattının hem ABD hem Kanada hem de dünya enerji arzı güvenliği açısından son derece önemli bir proje olduğunu belirten Birol, şöyle devam etti:

"ABD ile Kanada arasındaki petrol ticaretinin artması, dünya piyasasındaki petrol arzının da artması demek. Keystone XL'e yönelik çevresel çekinceler var. Fakat projenin çevreye bir yıl boyunca vereceği zarar, Çin'in 1 günlük karbon emisyonundan daha az olacak. Bu anlamda, projeye karşı olanlar bir kaşık suda fırtına koparıyor. Bence böyle bir projenin hayata geçirilmesi dünya arz güvenliği açısından çok yararlı olur."

Kanada’nın Alberta ile ABD’nin Nebraska eyaletleri arasında kurulmasını öngörülen "Keystone XL" petrol boru hattına ilişkin yasa tasarısı yaklaşık iki hafta ABD Kongresi'nin iki ayrı kanadında da oylamaya sunulmuştu. Tasarı, Cumhuriyetçilerin çoğunluğa sahip olduğu Temsilciler Meclisi'nde onaylanırken, Senato'da kıl payıyla reddedilmişti. 

Buna karşın, ABD'deki ara seçimlerden zaferle ayrılan Cumhuriyetçilerin, Keystone XL yasa tasarısını çoğunluğu Demokratlardan devralacakları yeni Senato'nun göreve başlamasıyla tekrar gündeme getirmesi bekleniyor. 

"ABD doğalgaz ihracına başladığı zaman dünya piyasalarını etkileyecek"

IEA Başekonomisti Birol, ABD'nin ham petrol yasağının kaldırılması üzerine görüşlerini de paylaşırken, "Yasak kalksa bile etkisi son derece kısıtlı olur. ABD hala çok büyük bir ham petrol ithalatçısı. Dolayısıyla, ABD'nin ham petrol ihracatına yönelik yasağın kalkması dünya dengelerini değiştirmez. Ancak doğalgazda durum farklı, ABD doğalgaz ihracına başladığı zaman dünya piyasalarını etkileyecek" dedi.

Son 5 yılın en düşük seviyelerine gerileyen petrol fiyatlarına da değinen Birol, sözlerini "Düşen petrol fiyatları küresel ekonomiye nefes alma imkanı sağladı. Bu zamanın en verimli şekilde kullanılması için yapısal reformlara hız verilmesi lazım, çünkü petrol fiyatları ilelebet düşük kalacak değil" diye tamamladı.