Türkiye'de gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) yılın birinci çeyreğinde yüzde 4.5 arttı.

Türkiye İStatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, GSYH'yi oluşturan faaliyetlerden diğer hizmetler yüzde 12.1, bilgi ve iletişim yüzde 10.7, sanayi yüzde 6.2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmetler yüzde 4.6, hizmetler yüzde 3.4, tarım yüzde 3.0, gayrimenkul yüzde 2.4, mesleki, idari ve destek hizmetler yüzde 1.9 ve finans ve sigorta yüzde 1.6 artarken, inşaat sektörü yüzde 1.5 azaldı.

Dış ticaret açığı Nisan ayında yüzde 67, yılın ilk dört ayında da yüzde 102.3 yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; Nisan ayında dış ticaret açığı yıllık bazda yüzde 67 artarak 2 milyar 732 milyon dolardan, 4 milyar 564 milyon dolara yükseldi. Bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı da, yüzde 84.9'dan yüzde 66.3'e geriledi.

Türkiye'nin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi 540/555 düzeyinde, gösterge 10 yıllık tahvilde ise son işlem yüzde 12.41 bileşik düzeyindeydi.

Swap anlaşmaları sağlanacağı beklentisiyle Çarşamba günü 6.70 liranın da altını gören doların yönü yeniden yukarıya döndü ve 6.84 liraya kadar yükseldi.

Döviz piyasalarındaki işlemlerde;

- dolar en düşük 6.8095 lira ve en yüksek 6.8416 lirayı gördükten sonra, 6.82 – 6.83 lira aralığında,

- euro en düşük 7.5388 lira ve en yüksek 7.6196 lirayı gördükten sonra, 7.57 – 7.58 lira aralığında,

- sterlin en düşük 8.3857 lira ve en yüksek 8.4775 lirayı gördükten sonra 8.40 – 8.41 lira aralığında hareket ediyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) raporunda, Covid-19 salgınının pandemi haline gelmesinin, küresel büyüme görünümünü belirgin ölçüde zayıflattığına işaret edilerek, "Toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir" uyarısı yapıldı.

TCMB'nin bugün açıklanan, Finansal İstikrar Raporu'nda, makroekonomik görünüme ilişkin şöyle denildi:

"Salgına ilişkin gelişmeler ve belirsizlikler, 2020 yılı Şubat ayından bu yana küresel finansal koşullarda sıkılaşmaya, küresel risk iştahının gerilemesine ve uluslararası piyasalarda oynaklığın artmasına neden olurken, GOÜ’lerden yüksek miktarda portföy çıkışları gerçekleşmiştir.

"Küresel büyüme görünümüne ilişkin artan endişeler ile birlikte, gelişmiş ülke ve GOÜ merkez bankaları finansal sistemin etkin işleyişini desteklemek amacıyla faiz indirimleri, varlık alım programları ve makroihtiyati araçlar yoluyla genişleyici para politikaları uygulamaya başlamıştır.

"Alınan politika tedbirleri, pandeminin ilk dönemlerinde küresel piyasalarda görülen aşırı oynaklıkların azalmasına katkıda bulunmuştur.

"Öte yandan, koronavirüs salgını ve salgının önlenmesine yönelik alınan izolasyon tedbirlerinin süresinin belirsiz olması, küresel iktisadi faaliyette yaşanan zayıflama, gerek gelişmiş ülkelerde gerek GOÜ’lerde süregelen yüksek borçluluk ve zayıf bankacılık sektörü kârlılık görünümü, finansal istikrara yönelik belirgin risk oluşturmaktadır."

Raporun genel değerendirmesinde de, "Türkiye’de iktisadi faaliyet, beklentilerdeki ve finansal koşullardaki iyileşmenin desteğiyle, 2019 yılı son çeyreğindeki güçlü seyrini 2020 yılı Mart ayı ortasına kadar korumuştur" denilerek şu konuların altı çizildi:

"Öte yandan, 2019 yılı sonlarında Çin’de ortaya çıkan ve 2020 yılı ilk çeyreğinde Türkiye’nin ana ticaret ortağı olduğu Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyaya hızla yayılan koronavirüs salgını, 2020 yılı Mart ayı ortasından itibaren ülkemizde iktisadi faaliyeti dış ticaret, turizm ve iç talep kanallarıyla sınırlamaya başlamıştır.

"Salgının iktisadi faaliyet üzerindeki etkileri Nisan ayında derinleşmiştir. İktisadi faaliyetin yavaşlaması ve bazı sektörlerde faaliyetin neredeyse durma noktasına gelmesi, reel sektörün nakit akışları üzerinde baskı kurmuş ve ekonomideki ihtiyati likidite talebini artırmıştır.

"Çoğu ülkede olduğu gibi, ülkemizde de politika yapıcılar salgının olumsuz yansımalarını sınırlamak amacıyla kapsamlı politika adımları atmıştır.

"2019 yılı ikinci yarısında hızlı iyileşme kaydeden makrofinansal görünüm, 2020 yılı ilk çeyreğinde, özellikle Mart ayında, temelde küresel finansal piyasalarda yaşanan koronavirüs salgını kaynaklı oynaklıklar ve beklentilerdeki bozulma nedeniyle bir miktar olumsuza dönmüştür.

"Finansal İstikrar Raporunun alt bölümlerinde yer alan temel göstergeler kullanılarak hesaplanan Makrofinansal Görünüm Endeksi, 2020 yılı ilk çeyreğinde gerilemekle birlikte tarihsel ortalamanın üzerinde kalmıştır.

"2020 yılı ilk çeyreğinde endekste görülen bu gerilemede, küresel finansal koşulların sıkılaşması ve salgının yansımaları nedeniyle bankaların finansallarındaki kısmi bozulma etkili olmuştur.

"Bu dönemde, hanehalkı borçluluğundaki düşük seviyenin devam etmesi ile firmaların döviz borçluluğundaki ve döviz açık pozisyonundaki azalma eğilimi endekse yukarı yönlü katkı vermiştir.

"2020 yılı başında kredi arz-talep koşullarındaki iyileşme ve iktisadi faaliyetteki güçlü seyrin desteğiyle sorunlu kredilerin azalması sayesinde banka kredi göstergelerinin endekse verdiği negatif katkı düşmüştür.

"Yurt içi ve yurt dışı piyasalarda yaşanan oynaklıklar ve iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın süresine bağlı olarak, önümüzdeki dönemde makrofinansal görünümün bir miktar daha olumsuz yönde etkilenebileceği öngörülmektedir."