ANKARA 

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen ''AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi'' konulu panelde konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son 10 yılda Türkiye'de ekonomi konusunda belirli bir başarı ortaya koyabildilerse bunun arkasında, siyasi istikrar, güçlü bir siyasi irade ve güven ortamının sağlanmasının yattığını söyledi.

Türkiye'de siyaset kurumunun sağlam duruşunun olumlu sonuçlarını son yıllarda gördüklerini belirten Babacan, sadece güçlü siyasi iradenin yetmeyeceğini, o güçlü siyasi iradenin aynı zamanda doğru bir programı uygulaması gerektiğini vurguladı. Bunun bir örneğini mesela Macaristan'da yaşadıklarını anlatan Babacan, şöyle konuştu:
''Yüzde 65 oyla seçilen bir tek parti hükümeti ama korkunç bir popülizm. Seçim dönemindeki gerçek dışı söylemler şu anda hükümeti esir almış durumda. Son aylarda bakıyoruz daha bir normale gelen bir çizgi görmeye başlıyoruz ama güçlü irade eğer ülkeyi yanlış bir programla yanlış bir yere götürürse risk priminin nasıl yükseldiğinin, faizlerin nasıl hızla yükseldiğinin bir örneği maalesef şu anda Macaristan... Dolayısıyla güven ortamı olacak, güçlü siyasi irade olacak ama uygulanan ekonomik program da tutarlı, akılcı ve orta uzun vadeye bakan, günü kurtaran değil ülkenin geleceğine odaklanan bir ekonomik program olacak.''

Büyükelçi Hovari'den soru

Babacan'ın sunumunun ardından söz alan Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Janos Hovari, Macaristan'da şu anda ekonomik durumun iyiye gittiğini, yeni hükümetin ekonomik krizi atlatmak için olumlu adımlar attığını söyledi. Geçen yıl 100 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini anlatan Hovari, ''Güven önemli dediniz. Alman otomotiv devi Mercedes Macaristan'a geldi. Bu yıl Mercedes'in yeni fabrikası açıldı. Macaristan kendi yolunu takip etmek istiyor ama AB koşulları da var'' değerlendirmesinde bulundu.

Bir ülkenin ekonomi politikalarındaki sorunların, hemen başka ülkelere sirayet edebildiğini, bu nedenle eleştirilere açık olacaklarını ve hep beraber doğru politikalar için uğraşacaklarını belirten Babacan, son zamanlarda Macaristan'da olumlu adımlar atıldığını sunumunda da dile getirdiğini hatırlattı. 
Siyaset ve ekonomiyi uyumlu şekilde birlikte götürmenin kolay olmadığına dikkati çeken Babacan, Macaristan ile Türkiye'nin siyasi açıdan ilişkilerinin mükemmel olduğunu, tarihten gelen çok yakın dostluğun bulunduğunu söyledi. 

Aman alınma, gücenme olmasın

Babacan, Macaristan'ın, AB üyeliği için Türkiye'ye çok yoğun destek verdiğini de belirterek, ''Bunları takdir ediyor ama ekonomi konusunda da hep beraber dikkatli olalım diyoruz aman bir alınma, gücenme olmasın'' dedi.

Operasyonel bağımsızlık

Bir gazetecinin, ''Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası'nın ekonomik büyümeyi göz ardı ettiğini ve desteklemediğini söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz'' şeklindeki sorusu üzerine, Babacan, tek parti hükümeti olduklarını hatırlatarak, ekonomi politikalarındaki tüm detayların, parti ve hükümet politikalarında da açıkça yer aldığını söyledi.

Dönem dönem hükümetle veya bazı hükümet üyeleriyle Merkez Bankası arasındaki görüş farklılığının olabileceğini anlatan Babacan, bunun doğal olduğunu kaydetti. Zaten bunun için merkez bankalarıyla alakalı ''operasyonel bağımsızlık'' denilen bir konu olduğuna dikkati çeken Babacan, şöyle konuştu:
''Kanunda (Merkez Bankası, fiyat istikrarıyla çelişmemek kaydıyla hükümetin büyüme, istihdam politikalarını destekler) diye çok açık bir hüküm zaten var. Dolayısıyla günlük uygulamalarla ilgili görüşler olabilir, bunlar sıhhatlidir de, bunlar tartışılır. Herkes fikrini açıkça söyler. Ama bizim hükümet olarak uyguladığımız politikalar bütün yazılı dokümanlarımızda ve hedeflerde çok açık.''