Bakan Pakdemirli, Orman Genel Müdürlüğü'nde tarımsal desteklerle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Pakdemirli, pandemi döneminde diğer ülkelerde raflar boşalırken Türkiye'de arz sıkıntısı yaşanan önemli bir ürünün olmadığını söyledi. Pandemide ilk vaka görülmeden bir ay önce tüm paydaşlarla oturup bu işin çalışmalarına başladıklarını vurgulayan Pakdemirli, "Pandemi ile ilgili neler olabileceğini, ne tarz risklerle karşılaşabileceğimizi ve ne tedbirler almamız gerektiğini tüm paydaşlarla görüştük. Bakanlık olarak hazırlıklarımızı yaptık. 106 tane tedbir aldık. İl il video konferanslarımızı yaptık. İllerimizle görüştük. Sektör toplantıları yaptık. Hazine arazilerini ve nadas alanlarını üretime kazandırdık. Çiftçimizi bir nevi yasaklardan muaf ederek, bir nevi eline ayrı bir pasaport verdik. Hepimiz evlerimizdeyken çiftçimiz dışarıda çok rahatlıkla ekmeye, biçmeye, hasadını yapmaya devam edebildi. Geçen yıl bitkisel üretimde 126 milyon tonla cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık" dedi.

'TARIMDA YÜZDE 10 İLE 25 ARASINDA DÜŞÜŞ BEKLENİYOR'

Bakan Pakdemirli, son 19 yılda 600 baraj, 800 binden fazla su ve sulama tesisini inşa ederek çiftçiyi her an suya kavuşturacak bir altyapı oluşturduklarını kaydederek, "Kuraklığa toleransı olan bitkiler yetiştirdik. Hububatta 42 buğday, 19 arpa çeşidi geliştirdik ki bu son derece önemli. Kuraklıkla mücadeleyi sadece su ile değil, kuraklığa dayanıklı türlerle de yapabileceğimizin bilincindeydik. Tohumda yerlilik oranımızı yüzde 96’ya çıkardık ve bunları da Türkiye topraklarına uyumlu hale getirdik. Yarının gıdasını bir nevi garanti altına aldık" diye konuştu.

2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara, Türkiye nüfusunun da 105 milyona ulaşacağını dile getiren Bakan Pakdemirli, "Bunun anlamı şu; yüzde 60 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacak, yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız olacak. Bugünkü tekniklerle işleri yapmaya devam edersek de tarımdaki verimliliğimiz kıt kaynaklardan dolayı ve özellikle su kaynaklarının azalmasından dolayı en azından tarımda yüzde 10 ile 25 arasında bir düşüş bekleniyor. 2050 faturası bu. Bunun için önemli olan şu; bugün yaptığımız tekniklerin, araştırmaların çok ötesinde araştırmalar yaparak Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerimizi daha iyi bir noktaya getirmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

'YÜZDE 100 ARTIRARAK ÖDEYECEĞİZ'

Ardından gübre fiyatlarına değinen Bakan Pakdemirli, son günlerde dünya genelinde gübre ve gübre ham madde fiyatlarının tekrar artışa geçtiğini dile getirerek, "Yaşanan bu gelişmeler karşısında önceliğimiz çiftçilerimizin korunması ve üretimde sürdürülebilirliği sağlamak. Bu amaçla bu yıl hasat edilen buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için gübre desteklerini yüzde 25 artırarak ödeyeceğiz. 2022 üretim yılı için de hububat dahil tüm ürünlerde gübre desteklerini yüzde 100 artırarak ödeyeceğiz. Buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için 16 lira olan gübre desteğini 2021 yılı üretimi için dekara 20 lira, 2022 üretim yılı için de dekara 32 lira olarak ödüyor olacağız. Diğer ürünlerde ise gübre desteklerini 2021 üretim yılı için dekara 8 lira, 2022 üretim yılı için de dekara 16 lira olarak ödüyor olacağız. 2022 üretim yılı için sertifikalı tohum kullanım desteğini buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale ve çeltik için yüzde 50 artışla dekara 24 liraya çıkardık. Bu düzenleme ile son 2 yıllık süreçte buğdayda gübre desteğini tam 4 misli artırmış oluyoruz. Sertifikalı tohum desteğini de yaklaşık 3 misli artırdık. Mazot desteğini de her üretim yılı için maliyetin yüzde 50’sini olacak şekilde ödemeye devam edeceğimizi de bildirmek istiyorum. İmkanlar çerçevesinde her zaman çiftçimizin yanında olduk. Üreticilerimiz ve yetiştiricilerimiz maliyetlerindeki artıştan endişe etmesinler. Gönüller ferah olsun. Onlar ekip biçmeye devam etsin" dedi.

'DAHA FAZLA ÜRETMEMİZ LAZIM'

Daha sonra çiftçilere seslenen Bakan Pakdemirli, "Daha fazla üretmemiz lazım. Tohumu daha fazla toprakla buluşturmamız lazım. Ahırı, ağılı ve kümesi mutlaka dolu tutuyor olmamız lazım. Tarımsal üretim bir milli güvenlik meselesidir. Ben her zaman bunu söylüyorum. Ne zaman dünyadan ayrılacağı belli olmayan bir pandemiye karşı gıda arz güvenliğini ve bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar Allah’a şükürler olsun herhangi bir şekilde eksiklik olmadı. İnşallah bundan sonra da olmayacak. İyi bir planlama yapıyoruz. İyi bir mutfak çalışması var" diye konuştu.