Günlük yaşam içinde kaç çeşit maskeye bürünür insan, kaç türlü yalanın arkasına sığınır? Hiç düşündünüz mü?
Eğreti maskeler ve yalanlar; insanları aldatmak, istismar etmek amacıyla takınılan tavır, söylenmiş sözcüklerdir. En yalın hali ile eğreti maskeleri ve yalanı bu şekilde açıklayabiliriz. 
Eğer kişi bunlardan birini barındırıyor ise diğeri de mutlaka yanında eşlik edecektir. Nedenleri kadar sonuçlarıyla da bizi etkileyen bir durum arz eder.
Sahte yüzleri taşıyan insanlar mutlaka hayatımızın bir dönemini işgal etmişlerdir. 
Her insanın farklı maskeleri vardır ancak bazı masklar vardır ki bunlar daha mattır, daha donuk olur, sanki ben ‘sahte yüzüm’ der gibi adeta bağırır. Çoğu zaman bunu ilk bakışta anlarız.
Hepimizin hayat içinde farklı rolleri vardır. 
Farkında olmadan taktığımız maskeler günlük hayatımızın bütününü kaplamaktadır. 
İş yerinde, evde, çocuğumuza, eşimize, arkadaşlarımıza, dostlarımıza bunları saymakla bitiremeyiz.  Ancak bu maskların duyguları vardır, sahte değildir, yalan değildir. Günlük hayat telaşı içinde olması gerektiği kadardır. Bütün gününü çalışarak bitirmiş yorgun eşin, kapıda eşini karşılarken yüzüne takındığı gülücük kadar masumdur.
Bir de sahte maske sahipleri vardır etrafımızda. İçlerinde yaşattıkları yaratıkları gizlemek adına takınırlar. 
Sıradanlıklarının farkına varmadan sıra dışı olduklarını düşünürler. Çevrelerindeki insanların, insan olmaktan kaynaklı yüze vurmama nezaketlerini “kandırdım” olarak algılarlar, kendinin kanmasının farkına varmadan. 
Gözyaşları sahtedir, gülüşleri de, sevmeleri sahtedir, nefretleri de. Bu tür insanların hangi ruh halinde olduğunu, amacının ne olduğunu kısa süre sonra fark edersiniz. Yüzünüze gülüşlerinin arkasında açık aramak gibi meziyetleri vardır. Ellerine geçen ilk fırsatta sizi yerden yere vurmaktan asla çekinmezler. İçlerinde besledikleri yaratığı gün ışığı ile buluşturuverirler.
Mask kategorilerinin arasında taklitçiler de yerini alır. 
Başkası gibi güler, başkaları gibi ağlarlar ve siz bilirsiniz o gülüşlerin, gözyaşlarının başkalarına ait olduğunu. 
Zaman zaman kendi mimiklerinizi yakalarsınız yüzlerinde. Sizi ve hayatınızı, sizden fazla sahiplenmişlerdir. Sonra geçip karşınıza derler ki: ‘Benim hayatım roman’!
‘Benim hayatım yalan’ demeye cesaretleri yoktur çünkü. 
Sizden aldıklarıyla yaşamaktadırlar artık. Onca zaman sizden beslenmişlerdir. En kötüsü de, bu duruma insanlığınızdan siz izin vermişsinizdir.
Bir süre sonra maskın ardında kendileri olmadıklarını fark ederler ve kendi bedenlerinde başka hayatları yaşamaya devam ederler.
Yalancı Çoban Masalı çocuklar içindir ama kıssadan hisse anlamında bence güncelliğini asla yitirmemiştir. 
Hatırlarsınız elbette hani bir köyün çobanı vardır ve o çoban köydekilerin duygularıyla besler yalancı ruhunu. Her defasında farklı maskeler ardına sığınarak nasıl da kandırır, tertemiz duyguları.
-İmdaaat, yetişiiiin, sürüye kurt saldırıyoorr !
Yalancı çoban bu şekilde imdat isterken, köylülerin panik duygularını sömürüyor, iyi niyetlerini, insani tepkilerini kendine eğlence olarak görüyor ve bunda da hiçbir sakınca görmüyor. 
Her yardım isteğinde çobana eğlence olan köylüler, son yardım çağrısını da yalan sanarak gitmeyeceklerdir. Kıssadan hissede çoban hayatıyla ödeyecektir, maskesinin ve yalanlarının bedelini. 
Yardıma gittiklerinde çobanın yalanıyla ve alaycı maskesi ile karşılaşan köylüler, hoş görü göstermeyip ilk seferde yalancı çobanı bertaraf etselerdi, diğer aldatmalar olmayacak ve insani duyguları çoban tarafından sömürülmeyecekti. 
Diğer yalancılar hala utanmadan ‘’hayatım roman’’ demeye devam edeceklerdir ama çobanımızın söyleyebileceği sadece ‘’hayatım yalan’’ olacaktır.
Evrende her şey sevgi üzerine kurulmuştur. Sevgi asıl olandır. İnsanoğlu çıkarları uğruna sevgiyi de maalesef bozuk para misali harcamıştır. 
Şunu unutmayalım ki, "Bazen; bir kelebeğin ömrü kadardır hayat. Ne kırmaya gelir nede kırılmaya".
Değerli olan sizsinizdir. Değerli olan insani duyguları yüreğinde hisseden ve hissettirendir.
Gerçek olan sevgi ise; o zaman yüzümüzde asılı duran kimliksiz maskeleri bir tarafa bırakalım. 
Gerçek yüzlerimiz ile hayatın bize getirdiklerine razı kalalım.
Sevgi ile kalın.