Eğitim en genel ifadeyle dünü kavratmak, yarına hazırlamak ve bugünü yaşatmaktır. Yarınlarınımızın istikbali gençlerimizi iyi eğitmek zorundayız. İstanbul; Türkiye'nin tam bir insan laboratuvarıdır. Türkiye'yi tanımanın yolu İstanbul'dan geçer desek mübalağa etmiş olmayız. Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) ve Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçları İstanbul için tam bir kara tablo ortaya çıkarttı. 2010 Kültür Başkenti İstanbul, 2009 ÖSS sıralamasında Siirt, Batman ve Diyarbakır gibi imkanları sınırlı birçok ilin gerisinde kaldı. Özellikle göçün şekillendirdiği ilçelerde başarı oranı zengin ve orta sınıfın yaşadığı ilçelerin oldukça gerisinde kaldı. Düz liselerin büyük başarısızlığına kalabalık sınıflar ve öğretmen açığı nedeniyle boş geçen dersler de eklenince İstanbul eğitimde sınıfta kaldı. Öğrencilerinin tamamına yakınını üniversiteye yerleştiren başarılı okullar ile bir öğrencisini bile üniversiteye gönderemeyen liselerin aynı kentte bulunması da eğitimdeki uçurumu ortaya koydu. İstanbul, Ortaöğretim Kurumları Sınavı'nda (OKS) 2008 yılında 52'nci sırada yer aldı. OKS'nin kaldırılıp yerine Ortaöğretime Geçiş Sistemi'nin (OGES) getirilmesinin ardından yapılan Seviye Belirleme Sınavı'nda İstanbul bu kez 60'ıncı olabildi. İstanbul 2009'da ÖSS'de eşit ağırlık türünde 64'üncü, sözel puan türünde ise 68'inci sırada yer aldı. 840 liseden 129 bin 839 öğrencinin başvurduğu 2007 ÖSS'de sınava giren 118 bin 43 öğrencinin sadece 14 bin 140'ı 4 yıllık lisans programına yerleşti. 4 yılık bir programa yerleşme oranı yüzde 11.98'de kalan kentte 4 yıla geçiş nedeniyle liselerin büyük ölçüde mezun vermediği geçen yıl bu oran yüzde 40'a çıktı. Kentteki öğrencilerin üniversiteli olabilme oranının düşüklüğünde, göç nedeniyle büyük yoğunluk yaşayan kenar mahallelerdeki okulların kalabalık sınıfları önemli rol oynuyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün verilerine göre, ilköğretimde bir sınıfta ortalama 47, ortaöğretimde ise 36 öğrenci öğrenim görüyor. Sultanbeyli, Gaziosmanpaşa ve Bağcılar gibi göç alan ilçelerde ise sınıflarda 58-60 öğrenci bulunuyor. Göç aynı şekilde devam ettiği takdirde, bu oranı aynı seviyede tutabilmek için her yıl 1500 derslik yapmak gerekiyor. İyileştirme içinse her yıl 30 derslikli 100 okul yapılmasına ihtiyaç duyuluyor. Bir diğer sorun ise boş geçen dersler. Türk Eğitim-Sen'e göre, İstanbul'da 33 bin öğretmen açığı bulunuyor. Adalar, Beşiktaş, Beyoğlu ve Büyükçekmece'den sınava giren öğrencilerin yüzde 60'ı 4 yıllık lisans programını kazanırken, Sancaktepe'den sınava katılan öğrencilerin sadece 15.1'i, Sultanbeyli'deki öğrencilerin de 20.96'sı 4 yıllık bir bölüme girebildi. İstatistiklere yansıyan gelir dağılımının yanı sıra kentin başarısının düşmesinde pek çok etken daha rol oynuyor. Bu nedenleri en iyi bilenler, ÖSS'ye giren yüzlerce öğrencisinden hiçbiri 4 yıllık bir bölümü kazanamayan okulların yöneticileri. Gecekondu mahallesi olarak adlandırılan bir bölgede eğitim veren bir lisenin yöneticisi şunları söylüyor: "Sorun ilköğretimde başlıyor. Okuma yazmayı tam öğrenmeden liseye kayıt yaptıran öğrenciler var. Bizde de bu durumda 10'dan fazla öğrenci bulunuyor. Kelimeleri yazarken yanlışlık yapıyorlar. Hem ilköğretim hem de lisede öğretmen eksiklikleri var. Öğretmen geliyor ara dönemde tayini çıkıyor. Bir öğrencinin iki ay boyunca derslerinin boş geçtiği oluyor." Kendi çıtalarının şimdilik 3-5 öğrenciyi üniversiteli yapmak olduğunu kaydeden okul yöneticisi, "Sene başında okullar üniversite için hedef koyarlar. Biz kalkıp 'yüzde 70-80 başarı elde edeceğiz' diyemeyiz. Biz şimdilik lisans programını kazanan 3-5 öğrencimizin kırılma noktası olacağını, arkadaki öğrencilere de örnek olacağını düşünüyoruz" dedi. Yıllara göre liselerin durumu: 1985-1986:Okul sayısı 88, Öğrenci 89.842, Derslik 190. 1991-1992: Okul sayısı 228, Öğrenci 158.664, Öğretmen 9.897. 2008-2009: Okul sayısı 580, Öğrenci 325.976, Öğretmen 17.251, Derslik 10.719. İstanbul'un nüfusu: 1985 sayımı: 5 milyon 842 bin 985, 1990 sayımı: 7 milyon 195 bin 773 1997 sayımı: 8 milyon 506 bin 026, 2007 sayımı: 12 milyon 697 bin 164 Son 3 yılda ÖSS'de sıfır çeken düz liselerden bazıları: 2008: Mehmet Akif Ersoy Lisesi, Bağcılar Orhangazi Lisesi, Bahçelievler Kocasinan Lisesi, Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Lisesi, Fatih Kocamustafapaşa Lisesi. 2007: Tuzla Yunus Emre Lisesi, Eyüp Refhan Tümer Lisesi. 2006: Pendik Tarık Buğra Lisesi, Hadımköy Örfi Çetinkaya Lisesi, Tuzla Yunus Emre Lisesi. İstanbul'daki tabloyu değerlendiren İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, şöyle konuştu: "Ezberci eğitimden katılımcı eğitime geçişte sorun yaşanıyor. Müfredat yeni değişti, bu müfredattan öğretmenlerimizin ailelerin ve idarecilerin pek çoğunun haberi yok. İlgisiz duruyorlar. Çocukları mutlak suretle ortaöğretimde branşlaşmaya götürmem lazım. İlçe milli eğitim müdürlerine rapor hazırlamaları için talimat verdim. Avrupa'daki başkent eğitim müdürlerini İstanbul'a davet ettik. Eğitim sistemini tartışacağız. Bu bir günde değişecek bir şey değil. Yılların verdiği bir tembellik." ÖSS'de bu yıl sıfır çeken öğrenci sayısının 30 bin olmasının sonuçlarıyla sistemin çivisinin çıktığının alenen ortaya çıktığını belirten Eğitim-Sen eski Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, "Bu sistem tepeden tırnağa ele alınmalı çünkü bu sistem çöktü" dedi. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ÖSS'de 30 bin adayın sıfır almasını "Sınavdaki soruların zorluğuyla alakalı bir şey. Zaman zaman dengeyi kaçırabiliyorsunuz" diye değerlendirdi. İstanbul'daki başarısızlıkları başta Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukcu başta olmak üzere, öğrenci velileri, öğretmenlerimiz ve üniversitelerimiz ciddi bir şekilde düşünerek çözüm bulmalıdır. Ağlamak, sızlamak ve mazeret üretmek yerine çözüm üretmeliyiz. Gerisi laf-ı güzaftır. Not: Nazım Payam yönetiminde Elazığ'da neşrolunan Bizim Külliye dergisinin, "Tarih ve Edebiyat" konulu 40'ıncı sayısı çıktı. Kırbir kere maşallah. www.bizimkulliye.com