Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama, 

İkincisinde daha çok hata yapardım. 

 Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. 

 Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar. 

 Çok az şeyi ciddiyetle yapardım. 

 Temizlik sorun olmazdı aslında, 

 Daha çok riske girerdim, 

 Daha fazla seyahat ederdim, 

 Daha çok güneş doğuşunu izler, 

 Daha çok dağa tırmanır daha çok nehirde yüzerdim. 

 Görmediğim birçok yere giderdim, 

 Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. 

 Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. 

 Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. 

 Yeniden başlayabilseydim eğer, 

 Yalnız mutlu anlarım olurdu. 

 Farkında mısınız bilmem, Yaşam budur zaten: 

 Anlar, sadece anlar, sizde anı yaşayın. 

 Hiçbir yere yanında termometre, su,

Şemsiye ve paraşüt almadan gitmeyen insanlardandım ben. 

 Yeniden başlayabilseydim ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. 

 Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. 

 Bilinmeyen yollar keşfeder, güzelin tadına varır, 

 Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı, eğer. 

 Ama işte 85'indeyim ve biliyorum... 

Ölüyorum... 

Jorge Luis Borges 

 (1899-1986) Arjantin

KARAKTERSİZLİKTE BİR ERDEMDİR

 Başlığa bakıp bu ne ya! 

Dediğinizi duyar gibi oluyorum.

 İnanın ben de bu karaktersizliği bizzat hakkalyakin yaşayınca sizin verdiğiniz tepkinin belki bin katını verdim. 

 Karakterli olmak ne kadar erdemse, karaktersizliği alışkanlık haline getirmekte, istikrarlı bir şekilde bu melekesini devam ettirmekte, bana göre o kadar erdemli bir davranış biçimi!!!

NEDEN Mİ?

 Çünkü en azından bu menfi davranışında dahi istikrarlı. 

Bu nedenle erdemli kelimesini kullandım. Gerçi kelimenin tarihsel seyrine de ihanet ettik ama neylersin.

 İnsanlar yüzüne başka, arkana başka olabilir. 

Bunda sıkıntı yok. 

Bu onun mayasının ya da sütünün gereğidir. 

Lakin arkadaş dediğin, sırrını paylaşacağın, evinin kapısını açtığın bir kişi bu davranışı yaparsa vay ki ne vay.

 Bu hadise bana şunu gösterdi ki, insanların maddi ve manevi duruşları pek mühim değil. Malum arkadaşlar, insani motiflerle bezeli değilse. İsterse bin kere hacca gitsin, anlını secdeden kaldırmasın, orucu yılın on iki ayı tutsun, zekâtı kimseye düşürmesin… 

NAFİLE… NAFİLE… NAFİLE…

 Biz aciz irademizle puanını veriyorsak; Hak onu ne yapar bilinmez.

 Birde bu tarz arkadaşlar bir tek kendilerini akıllı zannederler.

 Ya şaşarım küçük beyinlerine… Allah bizlere de akıl vermiş. Olayların muhakemesini yapacak yetenek ve basirete sahibiz.

 Yine de büyüklük bizler de kalsın sizler gibi şahsiyet yoksunu arkadaşları bire bir de dahi afişe etmeyeceğiz. 

 Ama ayağınızı denk alın. Herkesler bizler gibi olmaz.