Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

Ben Eda Bolat 13 Ağustos 1985 Isparta doğumluyum. Lise yıllarına kadar Isparta’da yaşadım. Afyon Kocatepe üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümünü okuduktan sonra bir süre aile şirketimizde çalıştım ticaretle uğraşan bir girişimciydim. Genç yaşta ticarete atıldım ve bir süre bu yolda devam ettim. Daha sonra hayallerimi gerçekleştirmek ve hedeflerim için aşık olduğum şehir olan İstanbul'a geldim ve hikaye böyle başladı...

Neden Medya? 

Medyatik olmak gibi bir gâyem olmadı aslında.. Sanatla uğraşan çoğu insanın beğenilme, takdir edilme ve alkış alma isteği gibi güdüleri vardır. Yaptığımız işi samimi hislerle  kitlelere sunmak isteriz. Sanat değeri taşıyan, ana temasının insan ve insani değerler olduğu bir işte, aşkı, sevgiyi, ihaneti sadâkati kavuşmayı ve özlem duygusunu işleyip  bu mesajın topluma ulaşmasını sağlarken bu duyguyu bazen bir sözle bir şiirle türkü ile  ifade edebiliriz. Medya da doğru kullanıldığında, bu süreci daha çok hızlandırıp amaca hizmet etmekte olan   bir mecra. Günümüzde boyut değiştirmesi ayrıca olumsuz olduğu kadar olumlu bir farkındalıkta yarattı. Dolayısıyla  bu camiada bulunmak ve bu alanda hizmet etmek için medya sektöründe olmak benim hedefim ve  tercihimdi.

Oyunculuğa ilk adımı nasıl attınız?

Oyunculuk çok küçük yaşlardan bu yana ruhuma işlemiş her yıl sonu müsameresinde arkadaş ortamında yada gidilen her yerde üzerime yapışmış bir sıfattı aslında. Bazen bir taklitle bazen kendi yarattığım karakterle canlanıyor ve şenleniyordu ortamlar. Hala öyledir de. Ciddi ve mesafeli görünümümün altında her zaman 7 yaşında kıvrak zekalı muzip bir kız vardır. Bu da benim hayatıma sirayet etti. Koşullar gereği başka işlerle uğraştım ama oyunculuk hayalimden vazgeçmedim. İlk oyun deneyimim üniversite yıllarında oldu. Şehir Tiyatrosunda yardımcı oyuncu görev almaya başladım.

Oyunculuk dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Bir dönem havacılık sektöründe de bulundum. Bununla ilgili eğitimler aldım  Aslında bu benim için bir geçiş dönemiydi. Havacılık sektörüne  ait bir fıtratımın olmadığını düşünüyorum. Aşırı disiplin ruhumun gelişmesini engeller. Eğitim ve sanat alanında olmak daha keyif verici. Seslendirme ve dublaj yapıyorum. Bununla birlikte müzikte yapıyoruz. İnsanlar beni bununla da tanıyor. Türk sanat müziği ve Türk halk müziği tarzında eserler okuyorum. Sahnede olmak oldukça keyif verici. Ruhum notalarla  dans ediyor adetâ. Kendimi bir enstrüman gibi hissediyorum.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Doğada bile rekabet var.. Bizim sektör bu konuda maalesef acımasız. Tekrara düşmemeniz gerekiyor sürekli kendinizi beslemeniz. Müzikte de , sinemada toplumun nabzını iyi tutmanız beklentilere cevap vermeniz gerekiyor. Toplum olarak çabuk sıkılan ve unutan bir yanımız var.. Hemen diğeri için öbüründen vazgeçebiliyoruz. Bir program başlıyor beğeniliyor aynı formatta bir diğeri daha yapılıyor ilki unutuluyor.. Yaptığınız işin her zaman bir gündemle bağlantısı olmalı. Fiziki görünümü saymıyorum bile. Bunu da oldukça iyi korumanız gerekli. Beslenme ve uyku düzeni gece hayatınız özel hayatınız hep bir kontrol gerektiriyor. Yeteneklerinizi artırmalı ve değişime açık olmalısınız. Çünkü sizin yerinize aynı karakteri oynayabilecek binlerce hemcinsiniz var. O rol sizin olmalı..

Oyunculuk dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

İnsanlar film yada dizi izlerken algılarında bazı düzenlemeler yaparak oyuncuyla karakteri özdeşleştirme eğilimindedir. Ama çoğu zaman, bir başkası olmaya çalışan oyuncuları bilinçli yada bilinçsiz olarak o karakterin değil ,kendi kişiliği ya da bize verdiği imajla değerlendiririz. Birinin başka birini oynadığını görürüz. Tekniğine , sahte gözyaşlarına , aydınlatmaya ,akla yatkın senaryoya , müziklere kısacası bizi gerçeğe yaklaştırmak için filmlerde kullanılan her türlü efekte bazen hayran olur bazen olmayız. Performanslar hakkındaki yorumlarımız hep aynıdır. İyi oynamış ya da oynamamış. Beyaz perde de oyuncuyla canlandırdığı karakterin bir olduğunu kabul edemeyiz. Bu hissi günümüzde neredeyse çok az iyi  oyuncu verebiliyor. Oyuncunun rol yaptığını görmemeliyiz ,aktrisle rol arasında mesafe silinmeli diye düşünüyorum.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce nasıl bir eğitim almak gereklidir? 

Elbette eğitim olmadan sadece yetenekli olmak yeterli değildir. Bu işin teknik ve bilgi gerektiren metotları var. Bedeninizden tutun nefesinize kadar eğitim almanız gerekiyor. Konservatuvarlar dışında akademik eğitim veren alanında uzman kadrosu olan eğitim kurumları var araştırıp gidilebilir.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Hangi birini sayayım (Gülerek..) Mükemmeliyetçi bir tarafım var. Bir şeyin ya en iyisi olacak ya da olmayacak. Bunu insan ilişkilerime de yansıtıyorum. Birisi ya vardır ya da yoktur hayatımda. Bu doğru bir şey değil etrafımızdaki her insan bizim gibi düşünmeyebilir yaşam amacı beklentileri aynı olmayabilir. Fazla anlam yüklemek doğru değildir. Beklenti içinde olmadan zamana ve akışa bırakmak gerekir hayatı. Bazen bu konuda hassasiyet gösteriyorum. Dünya hassas kalpliler için bir cehennemdir demiş Goethe.. Bu düşüncenin önüne geçmem lazım..

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Sosyal medyada her insan kadar aktifim. Dijital platformda takip ettiğim haberler ve yayın organları var. Televizyon seyretmeyeli çok uzun zaman oldu. Bunun dışında bilgi ve sanat akışı yada   can dostlarımız olan hayvanlarla ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bazen benden bazen sizden yazılar yazıp kendimi ifade etmeye çalışıyorum..

Oyunculukla ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Yeni çekilecek filmler için okumak üzere olduğum birkaç senaryo var. Aynı zamanda oyun yazıyorum yeni sezon için..Traji komik bir yaşam öyküsünü didaktik olarak kaleme aldım..

Müzik çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Müzik çalışmaları yine devam ediyor. Geçen sezon oynadığımız William Shakespeare'in  Bahar Noktası oyunu dolayısıyla ara vermiştim. Şimdi tekrar sahne almaya devam ediyoruz.

İyi oyunculuğu  nasıl tarif edersiniz?  

Doğuştan gelen yeteneğin ve bir albenisi olması gerektiğinin savunucularındanım. Sanatta ancak yeteneğin değeri vardır diyen Arthur Schopenhauer 'a katılıyorum. Ama tabi ki iyi bir oyuncu olabilmek için önce iyi bir insan olmanız gerekiyor. Başarı kendiliğinden olmuyor sizin arkanızda güçlü bir ekip var ve sizi destekleyen on binlerce insana karşı sorumlusunuz. Set çalışanından tutun da sokakta gördüğünüz insanlarla "iyiyi oynamak değil 'iyi olmak durumundasınız. İyi şarkı söylemek iyi dans etmek 5 dilde konuşabilmek ok atmayı ata binmeyi enstrüman çalmayı bilmenin ötesinde "iyi bir insan olmak" esas olan .Egolarını ,kibrini küstahlıkla karıştıran oyuncular benim gözümde "iyi "olamaz. Siyasi görüşlerini de savunurken toplumu ötekileştirmeden , normların dışında hareket edip değer yargılarını hiçe saymadan yaşam felsefesini savunmalıdır. Doğal olmalı, özgün olmalı.. bağımsız olmalı..

Oyunculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi ? oyunculuğun stresli yanları neler? 

Oyunculuk, zor bir yaşam şekli aslında. Alkışlanan ve egonun beslendiği bir meslek grubu. Bu mesleğin getirileri olduğu kadar kaybettirdiği şeyler de oluyor. Çok iniş çıkışlar var. Ruh halinizi zinde tutmanız gerekir. Yaşam sınırlarınızı dengede tutmanıza ihtiyacınız var. Uzun süren çekimler, tekrarlanan sahneler ve uzun bekleyişler sizi yorabiliyor.

Çeşitli sosyal sorumluluk projelerinizde var bize bunlardan bahseder misiniz? 

Görme engelliler ve kas hastalıkların derneğinde bazı çalışmalar yapıyoruz. Bu doğrultuda aslında daha fazla duyarlılığı oluşturmak adına bazı çalışmalar yapacağız .Biraz sürpriz olsun.. Bunun dışında sokak hayvanları ile ilgili de bir proje başlatıyorum yakında duyacaksınız.

Yeni Medyanın (Sosyal Medya ve İnternet) Geleneksel Medyayı (Radyo-tv gazete) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek? 

Ben kaybolan değerlerin insanıyım. Nostaljiye son derece sadık olduğum söylenebilir. Eski bir radyoda dinlediğim şarkıları ,tek kanallı zamanları , yılbaşı gecelerindeki yarışma heyecanlarını Brezilya dizilerindeki entrikayı parliament sinema gecesi filmlerini ve de vazgeçilmez yeşilçam filmlerini özlerim.. Her şeyin dijital platforma dönüşmesi beni korkutuyor.. Susam sokağı izlemeyen bir nesil yetişiyor.. Sokakta saklambaç oynayamayan.. Sadist , özentili şiddet eğilimli çocuklar yetişiyor.. İnternet bağımlılığı olan insanlar çoğalıyor.. Hayatımıza yön verdiği gibi zarar vermesi de kaçınılmaz. Her zaman doğru ve ölçülü kullanılması taraftarıyım.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boş vakitlerimi ruhumu dinlendirip yoğuran şeylerle geçirdiğimi söyleyebilirim. Kedilerime vakit ayırıp onlarla ilgileniyorum. Haftada en az bir filme giderim ve sezondaki oyunlara. Kitap okurum ve sıkça okurum. Ata biniyorum ve bunu en iyi şekilde yapmak istiyorum. Ata sporlarına ilgim var. Yeni yerler keşfetmeyi severim. Mistik yerler tarihi yapılar ilgimi çeker vakit buldukça gezerim...

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Hayatımın kitabı :Khaled Hosseini 'nin Uçurtma Avcısı kitabı desem doğru olur. Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtıyor. Arkadaşlık , ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Su gibi akıp giden trajik bir öykü.. Hayatımın filmi diyebileceğim çok film var aslında ama Roberto Benigni'nin başrol oynadığı 3 dalda Oscar ödülü alan Hayat Güzeldir filmi. Bir babanın oğlu için verdiği zorlu mücadeleyi konu alan eşsiz bir filmdi. Çok ağladığım filmler arasında diyebilirim.

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz? 

Kırmızı Türk medya ekibine ve Cengizhan bey'e öncelikle teşekkür ederim. Başarı çıtasını her geçen gün yükselterek medya, sanat ve eğitim alanında  başarılı bireylerin yaşam alanına değinerek okuyucu arasında bir kültür köprüsünü kuruyor.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Gelecekte elbette hayallerim ve planlarım var henüz yolun başındayım. Yolların beni götürdüğü son noktaya kadar gideceğim. Her zaman kendimi geliştirmeye adayan biriyim. Bilgi ve eğitim konusunda azla yetinmeyi sevmiyorum. Ama adımdan söz ettireceğim projelerde görmeniz mümkün.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Takipçilerime vermek istediğim mesaj.. Lütfen ufkunuzu ve vizyonunuzu geliştirelim. Ön yargılarınızı bir kenara bırakarak hayatı biraz daha derin yaşamayı hedef alın.. Hayvanlara ve doğaya karşı daha da merhametli olun. Yaşam alanlarına saygı duyun. Bu hayatta söz sahibi olduklarını ve kainata bizden önce geldiklerini unutmayın. Ölmeden önce gerçek yaşamı sevgiyi bulmak için hiçbir zaman geç kalmayın. Sanatla ve sevgiyle kalın..

Röportaj ve fotoğraflar:

Cengizhan KAYA