Eski adıyla AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) 1970'li yıllarda Türkiye'yi üyeliğe davet etmiş de bunu Türkiye elinin tersiyle itmiş!?

Bu öyküyü sık sık dinleriz ve bu olayda Sn. Bülent Ecevit suçlanır.

"Onlar ortak, biz pazar olacağız" demiş diye.

Türkiye'de renkli basının aldatmacasına kapılmadan 17 Aralık sürecini salim kafa ile değerlendirirsek:

Bekir Coşkun (Hürriyet) 18/12/04: "Yoksa Chirac'ın, Türkiye'nin kaderini Fransız halkının ileride yapacağı referanduma bağlamasını bir yana bırakıp sadece "Türkler gururludur" demesini alıp nasıl "En kahraman Chirac..." diyebildiler?

"Ya da nasıl olur "İngiliz, Fransız,  İtalyan, Alman, Belçika, kısacası tüm Batı basını "şartlar Türkiye açısından riskli ve zor" yorumları yaparken, bizim gazetelerimiz-televizyonlarımız "Zafer... Tayyip Erdoğan kahraman..." çığlıkları ile dolu?..

Avrupa Basını: The Times: Türkiye ile müzakerelere başlanması, birliğin sınırlarını Irak ve İran'a  kadar uzandıracak. Şartlar ağır ama, TÜRKİYE EVET DİYOR."

Emin Çölaşan (Hürriyet) 18/12/04: "Kandırmaya, hala ülkede yapay "bayram havası" yaratmak için çaba harcayanlara, kim olursa olsun karşı çıktım."

"Birileri bu hadiseye doğru  dört nala koşarken, ya da kamuoyunu da arkaya takıp birlikte koşturmaya çalışırken, GERÇEKLERİ hep gizlediler..."

Evet, birinci sayfalarında ZAFER ilan eden gazetelere öncelikle kendi yazarları inanmıyordu.

Gazetelerin manşeti  patronun görüşü ve çıkarıdır.

Genel yayın yönetmeni onu uygular.

Köşelerinde özgür kalabilmiş yazarların olması, Türk Milleti için umut kırıntılarıdır.

Sözün özü, Türkiye'ye tarih marih vermediler. Bu Kıbrıs'ı satma, Girit gibi elimizden çıkıp gitmesine izin verirsek, lütfedip 10 ay sonra görüşmeleri başlatacaklarmış.

Kıbrıs ilk taleptir, bunun arkası kesilmeyecektir.

Sn. Ecevit 1970'lerde, Avrupa'nın bu yaklaşımlarını sezmiş olacak ki onların davetine icabet etmemiştir.

Türkiye'nin ulusal çıkarlarını düşünen hiçbir lider, baştan kaybetmeyi kabul ederek masaya oturmaz.

İnsanlarda en nadir ve yalnız hakikaten büyük denmeye layık olan adamlarda bulunan huy, birinden gördüğü iyiliği unutmamak hassasıdır.