Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, Ankara doğumlu Boşnak ve Polonya kökleri olan bir ailenin kızıyım. Küçükken  konuşkan, sıcakkanlı, arkadaş canlısı ve sosyal bir çocuktum. Meslek seçme yaşlarına gelinceye kadar birkaç meslek benim için cazip geliyordu ama medya dünyası benim en ağır basan isteğim oldu. Ailemin bu konu da desteği de tam olunca eğitim hayatımda bu yola dönüştü. Ankara Üniversitesi-İletişim fakültesi(radyo-tv-sinema-gazetecilik) ve ayrıca A.Ü. İşletme fakültelerini bitirdim. TRT benim bu dünyaya adım atmama sebep olan tabii ki en büyük okulumdur. TRT kökenli olmanın ve bugüne kadar bu kurumda aldığım disiplin ve eğitimin ayrıcalığını hep yaşadım ve halen de sürdürmeye çalışıyorum. Daha sonra pek çok ulusal kanal da sunucu, spiker, editör ve yapımcı olarak mesleğime devam ediyorum. Şu anda da Uçankuş Tv’de sunucu-spiker olarak çalışıyorum. 

Uçankuş Tv Nasıl Başladı?

Yaklaşık 1 sene önce Sevgili Dostum Tayyar Işıksaçan arayarak Can bey ile konuştuklarını ve ikimizin bir program yapması konusuna nasıl baktığımı sordu. Ben de böyle iki duayen ismin böyle bir teklifini memnuniyetle karşıladığımı belirttim. Ve çok kısa bir süre içinde Tayyar Işıksaçan ile birlikte “Canlı Masa” isimli bir programa başladık. Uçankuş ailesine böylece katılmış oldum.

Uçankuş Tv’deki Ece Pirim’le Günaydın Uçankuş programınızdan bahseder misiniz ? Programda neler var nasıl bir program?

Sabah haber-programları benim her zaman ilgimi çeken yeni bir güne başlarken gündemden ilk haber alma kaynağımdır. Daha önce de bu tarz program yapmıştım. Canlı Masadan sonra “Günaydın Uçankuş”a başladım. Bir süre tek başıma programı yürüttüm. Daha sonra kanal büyüme atağına geçince ikili Amerikan tarzı sunumlara dönüldü ve partnerim Tolga Özdeniz’le birlikte uyumlu ve birikimli bir ikili olarak “Günaydın Uçankuş”u konuklarla ve elimizden geldiğince yorumlar ve ikili paslaşmalarla daha renkli bir hale getirmeye çalıştık ve daha fazlası içinde  çalışıyoruz. Program şu an da sabah saat 07:30’da başlıyor ve yaklaşık 9 civarına kadar sürüyor. Malum Dünya maalesef Pandemi salgınıyla baş etmeye çalışıyor ve içerik ve saat dilimlerinde minik oynamalar olabiliyor. Güne en önemli haberlerle başlıyoruz tabii ki ve sonrasında gündeme göre şekillenen haberler, canlı bağlantılar, konuklar ve daha soft haberlerle noktalıyoruz. Seyircilerimizden gelen talepleri, fikirleri, tavsiyeleri de göz ardı etmiyoruz. 

Sabah Kuşağı artık en çok izlenen yayın dilimlerinden birisi bu anlamda nasıl yorumlarsınız programınızı?

Evet bir dönem sabah kuşakları deyince; (ki bu programlar saat 10 civarı başlar) ünlü isimlerin konuk olduğu şarkılı türkülü programlar revaçtaydı. Dönemsel olarak değişiyor bu sektör, şimdiki dönemlere baktığımızda bizlerin saat diliminden sonra magazin veya reality programlar ağırlıkta, öğleden sonra daha çok yemek programları ve Show programlar var. Fakat şu bir gerçek sabah bizlerin saat diliminde hem haber, hem program tarzı yapımlar içerik olarak her yaştan vatandaşı ilgilendiriyor ve hem dünya hem Türkiye’de neler olduğunu bilmek açısından reel yapımlar. Bizim programımız izleyiciyi sıkmadan, boğmadan, halkın anlayabileceği, kafa karışıklığına yol açmayan, iç karartmayan bir haber program. Çünkü bizler izleyicilerimize sadece ekran karşısında haber veren olarak değil, evlerin içine misafir olabilecek bir samimiyet ve üslupla yaklaşıyoruz. Zaten kanalımız “Türkiye’nin ilk ve tek sosyal yaşam kanalı” ve “Hayata hoş bakanların kanalı” olarak yayın hayatına başlamıştı.

Web Tv ve Dijital dönüşüm artarak sürüyor uçankuş da aslında web sitesi ile başlayan ve interaktif bir yayıncılık yapıyor. Bunu nasıl yorumlarsınız?

Tüm digital platformlarda olan bir kanal olması tabii ki ciddi bir farklılık. Ayrıca sosyal mecralarda son derece başarılı bir yayıncılık sürdürüyor ve pek çok kanal ve sitenin devam edemediği veya yavaşladığı bu dönemde ciddi bir atak yaptı. Hem haber merkezi, hem magazin, hem haber-program birimleri olarak da ekiplerimiz profesyonelce çalışıyor ve tabii bizler de öyle, yani kimse sadece kendi yaptığı iş için değil kurumumuz için elinden gelen katkıyı sağlamaya çalışıyor. Bu da başarının daha iyi olabilmek adına en önemli adımı olsa gerek. 

Sektörde uzun yıllardır yer alan tecrübeli bir isim olarak Yeni Medyanın (Sosyal Medya ve İnternet) Geleneksel Medyayı (Radyo-tv gazete) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek? web tv ve dijitale yönelik beklentileriniz neler?

Çağımız uzay çağı bunda zaten hemfikiriz. Zaman kavramı son derece önemli. Özellikle İstanbul başta olmak üzere dakikalarla yarışıyorsanız, sosyal medya ve internet tabii ki bu konuda çok ciddi önem kazanıyor. Bu tüm dünyada böyle. Fakat bir dönem radyo sektörünün de artık yavaşladığı söylenmişti ama özellikle yaşamının veya iş hayatının çoğu trafikte geçen kişiler çoğalınca radyo dünyası her anlamda yeniden hız kazandı. İnternet yolu ile bilgi akışının hızı tabii ki hiç bir mecrada yok çünkü o hıza yetişilemiyor. Yani geleneksel medya hep var ama uazy çaında tabii ki yeni medya artık çok ileride.

Medyada Türkçe Kullanımına dair neler söylersiniz?

Benim için çok hassas konulardan biridir hatta en önemlisi Türkçe’yi düzgün ve doğru konuşmak. Tabii hep söylüyorum Yıllar öncesinin  TRT kültüründen gelen biri olarak bunu şimdiki kuşaklara anlatmak çok zor. Tabii ki programlar, fenomenler, kendi kendine anlamsızca bu işi yapıyorum diyenler müdahale edilmedikçe Türkçe kullanımı tabii ki erozyona uğrar ve çok kötü uğradı. Herkesten her dakika spiker ağzıyla konuşması tabii ki beklenemez ama gerçekten gördüğüm, duyduğum zaman gerçekten üzüntü duyduğum görüntüler çok fazla. O kadar abuk subuk konuşmayı marifet sananlar sosyal medyalarından, youtube kanallarından istedikleri şekillerde! ( ki bunların dozu da çok kaçtı) yaparlar ama Tv kanallarında bu kadar yozlaşmaya izin verilmemeli. Aileler, çocuklar, büyüklerimiz izliyor. Başka hiç imkanı olmayanlar izliyor. İşte bu yüzden  insanlarında birbirlerine  bakış açıları çok farklı oluyor.

Uçankuş Tv’de yeni dönemde neler olacak yeni projeler var mı?

Yeni yayın dönemi için programımızın içeriğini yaz mevsimine yönelik biraz daha değiştirebiliriz. Zaten klasik bir haber-program değiliz. Şu dönem için en büyük sürpriz maalesef dünyayı etkisi altına alan pandemi dönemini en kısa sürede atlatmak olur.

Pek çok özel etkinlik ve protokol sunumu da yapıyorsunuz. Protokol ve özel etkinlik sunuculuğunun sizce püf noktaları nelerdir?

Evet, memnuniyetle yaptığım sunumlar. Ödül törenleri, moderatörlükler, festival sunumları ve tabii ki ayrı bir ihtimam isteyen  protokol sunumları. Bu sunumların her biri izleyici ve organizasyonun içeriği açısından ayrı bir profesyonellik ister. Sadece isim olduğu için bana göre yapamayacağı bir protokol sunumuna getirilen çok ismin sonradan nelere yol açtığını gördüm. Tabii sadece o tarafın değil getiren veya isteyen tarafta da büyük yanlış var. Karşınızda kimler var? Nasıl bir organizasyon? Hitap nasıl olmalı? Protokol hitabı nedir ve nasıl yapılır?  Vb. daha bir sürü ayrıntı kendisini bu konuda geliştirmemiş birilerine asla teslim edilmemeli. Ben sadece elime kağıtlar verisin okuyayım kafasında hiçbir zaman olmadığım için çok daha profesyonelce bakıyorum. 

Trakya Ödüllerinde En İyi Kadın Sunucu Ödülü’nü de kazandınız. Neler söylersiniz?

Öncelikle Dilek Çakır ve Filika Medya’ya çok teşekkür ediyorum. Kazandığım her ödülün anlamı ve kıymeti benim için çok önemli bunu yakın çevrem çok iyi bilir. Bu ödüller “ben oldum” dedirtmedi hiçbir zaman aksine daha neler yapabilirim? Bu ödüllere daha nasıl layık olabilirim? Konularında bana daha çok sorumluluk verdi. Bundan sonra da hep bu değer bilme duygusu içinde devam edeceğim.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Gelecek planlarımda öncelikle her şeyin başının sağlık olduğunu bize bir kez daha hatırlatan bu salgından kurtulmayı dilemek var. Sonra ise hayatımın her döneminde olduğu gibi çok sevdiğim ve kendimi bulduğum işime gücümün yettiği kadar devam edebilmek. Gelecekte kendimi görmek istediğim yerlere gelmiştim. Allah bana nasip etmişti çok şükür. Her şeyin çok çabuk tüketildiği bu zamanlarda benim için en iyi olan yerlerde olmak isterim. Şu an da yaptığı iş ve konumumdan gayet memnunum ama bana verilecek, tarzıma uyan işlerde de sürprizle yapabilirim. Bekleyip, göreceğiz ama önce sağlık diliyorum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Bu röportaj ile bizi takip edenlere, edecek olanlara, tanıyan, tanımayan herkese ulaşma imkanı verdiğiniz için öncelikle çok teşekkür ediyorum. Mesleğini severek yapan biri olarak gerek sosyal medyadan, gerek ekranlardan, bulunabildiğim her mecradan sevgilerimi iletiyorum. Başta sağlık, sonra gönlünüzde ki tüm güzelliklerin sizlerle olmasını diliyorum. Ve insanlığımızın bir kez daha sınavdan geçtiği bu dönemde; “Dünyayı iyilik kurtaracak”

Röportaj: Cengizhan KAYA