YAZMAK, KENDİMLE TANIŞMA BİÇİMİM

‘ECE ANDAÇ’

Her hafta olduğu gibi bu hafta da Aziz Karataş ile Bir Çay Söyleşisi adlı köşemizde çok değerli bir konuk aldık. Renkli hayatı onu resim yapmaya ve tiyatroya itti bununla da yetinmeyen başarılı yazar içmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümüne girdi. Bölümü başarıyla tamamlayarak kariyerine yön verdi. Hayatındaki tutkularını, mutluluğu ‘şiir, yazı, resim ve tasarım’da bulduğunu söyleyen başarılı Yazar ve şair Ece Andaç ile koyu bir sohbete koyuluyoruz.

Merhabalar Ece Hanım öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba Aziz Bey tabii ki, Ankara’da bir yaz mevsiminin son bulduğu 1993 yılının Ekim ayında dünyaya geldim. İlkokul ve liseyi bu şehrin en sevimli semtlerinden biri olan Bahçelievler’de az katlı evlerin, oyun parklarının bolca bulunduğu sokaklarında tamamladım. Büyük bir zevkle resim yaparak kitap okuyarak büyüdüğüm yıllar beni üniversite öncesinde farklı tutkulara götürdü çünkü yazmak boyamak hareketli yapıma artık yetmiyordu. Üniversite öncesi ve üniversite yıllarında aktif olarak tiyatro eğitimleri aldığım çok keyifli yıllar geçirdim. Üniversite’ye Başkent Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümüne büyük bir sevgiyle girdim. Şu an özel bir firmada müdürlük pozisyonunda içmimar olarak görev almaktayım. Hayatımın bir yanında bu işi keyifle yaparken bir yandan yazmak benim için vazgeçilmez bir yerde.

Yazmaya ne zaman başladınız? İlkyazın anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Okuma yazmayı öğrendiğim çocukluk yıllarımdan itibaren birini çok sevdiğimde ya da kızdığımda o kişilere hep küçük notlar veya ufak resimler çizip bıraktığımı hatırlıyorum. (Gülümsüyor) Yazma sevdası o zamanlardan beri içimde bir yerlerde sanırım. Hatta annem küçüklüğümde yamuk yumuk el yazımla yazdığım ufak notları hala bir kutuda saklar. Yazma çizme işleri yaşımla birlikte içimde bir çiçek gibi büyüdükçe beni de başkalarının yazdığı kitapları merak edip okumaya başladım. Ve tabii kitap okudukça daha çok yazmaya ve daha çok okumaya doğru büyülü bir yola doğru adım atmış oldum.

Biraz kitaplarınızdan bahsedelim. Bize kitaplarınızın içeriğini anlatır mısınız?

İlk kitabım Edebiyatist yayınevinde şiir kitabı olarak doğdu. Gerek Fatih Ayan gerek editörüm Bahar Yaka bu konuda bana çok destek oldular iyi ki Edebiyatist ailesini tanıdım. Kitaplar biraz farklı içeriklere sahip, roman hayal gücüyle beslenen bir dünyada ilerlerken şiirler daha gerçek duyguların barındığı sahici bir tarafta geziniyor.

Şiirleriniz nağmelerine değinelim biraz. ‘Viraj’ isimli kitabınızdan biraz bahseder misiniz? Kitap genel olarak ne tür şiirler üzerine inşa edildi? 

Viraj ismini hayatta karşımıza çıkan dönüm noktalarından aşkın inişli çıkışlı yollarından aldı. Kitabı açıp okumaya başladığınızda direk bir duygu ya da olguya sahip olmadığını göreceksiniz hatta oldukça karmaşık. Bazen dili aykırı, sert, keskin bazen aşık, tutkun, sakin. Kısaca hikayesi çok olan bir kitap. (Gülümsüyor)

‘Viraj’ kitabınızı yazma sürecinde unutamadığınız bir anınız oldu mu?

Ah sanırım Viraj’ın basım anı benim için unutulmazdı. Matbaadan çıkışı elime ilk alışım bebek sahibi olmak gibiydi. (Gülümsüyor)

Sizce insanlar neden ‘Viraj’ı okumalılar?

Yazmak benim kendimi tanıma, kendimle tanışma biçimim. Yazdıkça hayata bambaşka bakabilen, farklı yönlerini farklı duygularını daha önce hiç bilmediğim bir kadınla yeniden tanışma şeklim. Bu sebeplerden dolayı inanıyorum ki Viraj’ı okuyan herkes şiirlerin içinde kendinden bir parça görecek ve belki de benim gibi içlerinde var olan ama daha önce hiç fark etmedikleri duygularıyla tanışacak.

Yeni romanınızı yazdığınızı biliyoruz. Romanın konusu ne? Ne zaman okuyucuyla buluşacak? 

Bu konuda çok heyecanlıyım daha yeni başladığım bir proje ama şimdiden benim için çok değerli. Şu kadar bahsedebilirim her karakterin kendi içinde farklı hikayelere sahip olduğu klasik türk edebiyatına daha aykırı, biraz distopik, eğlenceli ve kesinlikle tutkulu bir roman olacak.

Sizce şiir ne demek, siz şiiri nasıl tanımlıyorsunuz?

Şiir tabii ki hayatın tam da kendisi. Nefes almak, aşık olmak, öfkelenmek, kahkahalara boğulmak gibi ben sadece bunları yaşarken kendi içimde bir yerlerde yuva verip anlatıyorum. 

Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? konu seçimi tesadüfi mi oluyor ya da hayatta karşılaştığınız bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsunuz?

Şöyle ki duygusal hafızamın güçlü olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple yazdığım her ne ise, duygusal olarak içimde bir şekilde doyuma ulaşıp sözcüklerle kağıda dolup taşıyor. 

İlham kaynağınızı neye borçlusunuz? 

Yere basıp esintisine doğru yürüdüğüm, güldüğüm, ağladığım, sevdiğim, sevildiğim, yaşadığım bu güzel dünyaya borçluyum. (Gülümsüyor)

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Tabii ki öncelikli isteğim Viraj’ın yurt dışında da basılması ulaşabildiği en ücra yerlerde bile onu görmek. Yazarlık dışında konuşursak belki ilerde yeterli sayıya ulaştığında tablolarımı ilgisi olan sanatseverlerle paylaşabileceğim bir sergide görmek çok tatlı olur. Hayatın bana ne getireceğini açıkçası bende merak ediyorum.

Bir yazar ve şair olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar ve şairler kimlerdir? 

Öncelikle Tezer Özlü benim için çok özel ardından Murathan Mungan, Ece Temelkuran, Paulo Coelho, José Mauro de Vasconcelos, Pablo Neruda ve tabi Cemal Süreya olmazsa olmaz.

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Sözcükler arkasından cümleler birden aklımda beliriyor her neredeysem o anın içinde kendimi dış dünyaya kapatıp not almam benim için yeterli. O an belki yolda yürüyor belki dışarda kahvemi yudumluyorumdur hiç fark etmiyor. Yazmak işi benim için sadece bir an.

Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?

Seçkin kitapevlerinde ve bütün online satış sitelerinde bulunuyor.

Yeni projeleriniz var mı? Varsa çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Tabii Viraj’dan sonra ikinci şiir kitabımın sayfaları tatlı tatlı dolmaya başladı bile bir yandan da bahsettiğim gibi roman yazmaya başladım. Tabii roman yazmak daha yoğun odaklanma, araştırma isteyen keyfi çok ayrı olan bir iş. 

Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz? 

Bu konuya değindiğin için öncelikle teşekkür ederim konu edebiyatsa eğitimimizin bazı yönlerinde değişiklikler yapmak güzel olabilirdi. Edebiyat eğitimi aile içinde verilmesi gerekenin dışında okullarda sadece okumaya ve sınava yönelik veriliyor. Edebiyat kendi içinde büyük hayal gücü yaratma duygusu barındırır çocukların burada yazmasına bir şeyler üretmesine yeteri kadar imkan verilmediğini ve desteklenmediğini düşünüyorum. Edebiyat eğitimi ve okuma alışkanlığı küçük yaşlarda iyi verilemediği için kaliteli okur ve yazar yetişme sayısı da maalesef git gide azalıyor.

Günümüzde sizce insanların kitaplara ilgisi ne durumda? Özellikle gençlerin.

Okumayı seven bir azınlık her zaman var ama onun dışında kitaplar okunmaktan daha çok uyarlamalarla televizyonlarda, sinemalarda izlenen başka versiyonlara dönüşüyor yine de gerçek okurlar kitaba dokunmanın sayfaların arasında kaybolmanın tadını hiçbir yerde bulamayacaklarını bilirler. (Gülümsüyor)

Kitap yayınlatmak isteyenlere ne tür önerileriniz var?

Tabii ki hayallerine sahip çıksınlar bu yolu hiç bırakmasınlar. Vazgeçmedikleri zaman bir noktada karşılığını alacaklar.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Akrilik tablo çalışmalarım var, boş anlarımda benim terapi yöntemim kendimi boyaya bulamak. Bu konu bana kendimi sınırsız geliştireceğim güzel manzaralı bir yol veriyor.

Son olarak, yazar, şair olmak isteyenlere kendi yol haritanızdan tavsiyeleriniz nelerdir?

Önce kendilerine, yazdıklarına ve yeteneklerine güvensinler. Yazar, şair olmak demek görmediği belki de hiç görmeyeceği insanlara kendi iç dünyanı cüretkârca paylaşmak demek. Yazarken bazen gülümsemelerini bazen yaralarını olduğu gibi açarsın. Bu paylaşıma ve insanlara dokunmaktan çekinmesinler bu temasla her şey başlıyor. Bu sebeple de yazma işi çoğu işten farklı olarak cesaret isteyen bir mesele ve bence güzelliği de burada.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…