Baştan aşağı yenilenmemiz için fiziksel görünümümüz, sağlığımız dışında biraz esneklik ve dayanıklılık şart. Neden mi? Çünkü hem hayat ile daha kolay başa çıkabilir hem de uyumlanma ve ilerleme özelliklerimizi güçlendirmiş oluruz.
Peki, duygusal dayanıklılık nedir? Zorlu yaşam şartları, hayatın ve insan olmanın getirdiği travmatik olaylar, karşımıza çıkan tehditler, ailevi problemler, kendi iç dünyamızda verdiğimiz ruhsal savaşlar, sağlığımızla ilgili pürüzler vs. İşte bizi strese sürükleyen bütün bu olaylar karşısında baş edebilme kapasitemizdir, duygusal dayanıklılık. Bizim, bu saydığım olumsuzluklar karşısında dimdik durabilmemiz için duygusal dayanıklılığımızın sağlam olması gereklidir ki bunun için de “umut, olumlu olmak ve yılmamak” gibi üç sihirli kelimemiz vardır. Bu üç kelime duygusal dayanıklılığın en temel taşlarındandır. Pandemiyle başlayıp yangın ve depremlerle devam eden, son yıllarda yaşadığımız olaylar hiçbirimiz için kolay değildi. Milletçe büyük travmalar yaşadık ve halen daha yaşamaktayız. Başımıza gelen felaketler karşısında epey hırpalandık fakat yine de bazılarımız büyük bir gayretle ayağa kalkma çabasındayız. “Bazılarımız” yani duygusal dayanıklılığa sahip olanlarımız… Duygusal dayanıklı kişiler hemen hemen her durumda olumlu bakış açısına sahip olan insanlardır. Siz de hayata karşı daha güçlü durmak istemez misiniz? İstediğinizi varsayıyorum… O halde minik değişimlerle büyük sonuçlar elde etmek isteyenler için birkaç ip ucu vermek istiyorum.
Öncelikle kendinize karşı nazik davranın. Egzersiz yapıp düzenli uyuyarak iyi beslenin. Sadece bununla olmaz tabii, işinizde yaşadığınız stresli durumlarla hayatınızın geri kalanı arasında zihinsel ve duygusal sınır koymayı da unutmayın.
Etrafınızdaki insanlara güvenin. Çünkü duygusal dayanıklılığın en önemli noktalarından birisi de güvendir. Destekleyici ve güçlü bağlantılar dayanıklılığınızı daha da kuvvetlendirir.
Potansiyelinize ve meziyetlerinize güvenin. Gurur duyduğunuz başarılarınızın listesini oluşturmak, daha önce dirayetli olduğunuz zamanları size tekrar hatırlatmanın ve sizi yeniden o günlere döndürmenin en güzel yoludur.
Daima iyimser olmaya odaklanın. Zorlu dönemlerde iyimser kalmayı başarmak pekte kolay değil fakat umutlu bir bakış açısını devam ettirmek dayanıklılığın önemli bir parçasıdır. Olumlu düşünceye sahip olmak sorunları görmezden gelmek değildir. Mücadele etmek için zaten gerekli beceri ve yeteneklere sahip olduğunuzu belirtir.
Değişimleri sevip benimseyin. Esnek olmak, dayanıklılığın yapı taşlarından birisidir. Esnek yapıya sahip olan kişiler bizim kriz diye nitelendirdiğimiz olayları yeni alanlara dalış yapmak için fırsat olarak görür ve ona göre hamlelerini yaparlar.
Ayrıca güçlü yönlerinizin bilincinde olmak zorluklarla başa çıkabilme yeteneğinizi yükseltecektir. Güçlü insan yalnız insandır algısı yanlıştır. Unutmayalım ki dayanıklı kişiler zorluklar karşısında güçlenebilmeyi başaranlardır.
“Umutsuzken, değiştirilmesi imkansız bir kaderi yaşıyorken bile hayatta kalmak için bir neden bulabileceğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız” ( Viktor Frankl)