Duyarlı Olmak Adına...

Abone Ol

Ülke olarak, sivil toplum kuruluşları olarak engelli vatandaşlarımızı unutmadan yolları, mekânları düzenlemek, işin ilk basamağı… Bir de engelli vatandaşlarımızın toplumdan soyutlanmaması gerekiyor. Aileler bu konuda bilinçlendirilerek evlatlarının yetenekli oldukları yönlerini ortaya çıkarmalarına fırsat tanıyabilirler. Bir başka önemli konu, iş bulma meselesi ki, iş bulmanın ne denli zor olduğu ülkemizde belli bir sorun/konu ne derseniz deyin. Bir de engelli vatandaşlarımızın bu konuda yaşamış oldukları zorlukları siz düşünün.
Sivil toplum kuruluşlarından DÜYADER olarak geçen yıl engelli vatandaşlarımıza dikkat çekmek ve onların sorunlarını dile getirmek amacıyla bir ödül töreni düzenlemiştik. Törenimize Metin Şentürk, bizleri kırmayarak gelmişlerdi. Kendisinden çok şey öğrendiğimizi düşünüyorum.  Bir demecinde okuduğum şu sözleri çok anlamlıdır; ‘Benim düştüğüm kuyular, çukurlar, fosseptik çukurlarını bilseniz, oturur ağlarsınız. Ben hiçbir zaman baston kullanmadım, hep sezgilerimle hareket etmek istedim ama sezgilerimi kazılan çukurlar hep yanıltılar. O düşmeler kalkmalar beni güçlendirdi. Biraz da hırslandım. Bir sokak her tip insan için olabilmeli. Bir sokakta her tip insan olabileceğine inanmalıyız. Ben ne müteahhitler biliyorum, bina yapıp 5-10 merdivenle giriyor, çıkıyor. Bir kaza geçirince kendi oturduğu binaya da giremez hale geliyor.’ Gerçekten insanın çok üzüldüğü durumlar Şentürk’ün anlattıkları. İşte bu nedenlerle diyoruz ki, hayatı paylaşmak için engel yoktur.
Her şey sevgi ile başlıyor. Ardından yaşadığınız çevreye, topluma duyarlı olmanızla ya da olmamanızla devam ediyor. Bir de çok önemsediğim bir konu ‘samimiyet’ hangi konu olursa olsun yapmacık ve ikircikli değilseniz o konuda her hâlükârda şans sizden yana gülüyor.  
Sevgi öyle bir sihirdir ki, o bir kez gönlünüzde yeşermeye görsün, artık sürekli büyür, sizi, dünyayı, dostları sarar, kucaklar. Sevgi enerjisi içinizde çoğalsın, aşsın ne kadar engeliniz varsa düne ve bu güne dair.