Bayram öncesi gazetedeki köşemde şu cümlelere yer vermiştim.

Uyarmıştım yine....

“ÖZÜR DİLEYİN!

Adım Ferda Akgül

Yazarım, kırk yaşımdayım ve diyorum ki;

“İstanbul’da seçim kazanmanızın yolu, Ekrem İmamoğlu’na “Pontus” demekle, “Fetöcü” demekle İmamoğlu ifadesi yerine, “CHP adayı” demekle değil, çıkıp bu milletten özür dilemekle, emanetinizi iyi koruyamadık, biz haddi aşanlardan olduk, dini islamın etiketini aldık ama içini görmedik, camiye fotoğraf çektirmeye gittik ama dinin temeli olan adaleti tesis edemedik, dinin direği namazla bu işi kotarırız dedik ama olmadı, “özür dileriz ey milletim” demekle olur...

Eğer özür diler ve bir daha aynı hatayı yapmazsanız, umarım ki;

Allah’ın sizi affı da mümkün, hem de milletin...

Elinize alıp meydanlarda milletimize gösterdiğiniz Kur-an’ı, siz kendinize uygulasaydınız, islam önce Türkiye’ye sonrada dünyaya hakim olmuştu..

Belki farkında değilsiniz ama çok büyük bir vebalin içindesiniz..

Bu bir fırsat bunu kaçırmayalım, aksi halde Kur-an aklı yerine, deizm, ateizm veya bağnazlık ülkeye hakim olacak...

Şimdi size gelecek nesil sormaz mı.?

Kur-an’la hayatımıza girdiniz ama siyasetiniz çöktü, biz kime inanalım...

Ya o Kur-an’ı elinize almayacaksın, eline aldıysan da adaleti tesis edeceksin..

Elinize aldığınız Kur-an hakkı için, kendinize çeki düzen verin..

Zira genç nesil sizden gördüğünü islam sanıp öfke ile, ya deistliği ya da ateistliği seçiyor...

Şimdi müslüman gibi davranmak değil, müslüman olma zamanı..

ASR süresinden aldığım yetki ile, sizleri bir kez daha uyarıyorum...

Şimdi bana kiminiz diyecek ki:

Neler oluyor.?

“Belediyeler maaş ödemelerde güçlük çekiyor” ifadesi Sayın Erdoğan’a ait değil mi.?

Soru.?

Bir gurup firavun gibi zengin olurken devlet nasıl fakirleşti.?

Bunun cevabını yine Erdoğan verdi ve dedi ki;

Erdoğan: "Şayet ülkede bir kesim çok zenginleşirken diğer kesimler yerinde sayıyor veya fakirleşiyorsa, orada adalet yok demektir. 

Adaletin olmadığı bir yerde zulüm vardır. 

Zulüm ise, bizim inancımızda küfre eşdeğerdir”

Siz söylediniz ben yorumladım...

Birde değişik yoldan aynı gerçeği haykıracağım...

Bu mübarek gecede siyaset yazmak istemezdim ama hakikati söylemek zorundayım.

Eğer müslümanlığı elinden kimseye bırakmayan ve dilinden düşürmeyen bizlerin, hükümetteki idaresi asırları bulurdu, adaleti esas alabilseydik...

İstanbul’da seçimi neden kaybettiniz biliyor musunuz.?

Adaletten ve liyakatten uzaklaştığınız için.!

Ben hayal satmayı sevmem...

Hala suçu kendinizde değilde başkalarında arıyor, İmamoğlu’nun montaj resimlerini servis edip fetöcü olmakla suçluyorsunuz..

Öyle değil, öyle kazanamazsınız...

Çıkıp deyin ki:

Biz haddi aşan topluluk olduk ve Allah bizi uyardı. Biz adaleti ve liyakati unuttuk, kendimizi keramet ehli bildik.

Biz yaratılış gayemizi unuttuk.

Biz, İslamın adı ile muktedir olduk ama para ve güç bizi şaşırttı da islamı etiket yaptık..

Önce Allah’tan af dileyin, sonra kullardan özür dileyin.

Umulur ki, affedilenlerden olursunuz..

Bu milleti bir haftada kahraman olan Ekrem İmamoğlu’na sizler muhtaç ettiniz..

Bana sorulan sorulardan biri de:

Ekrem İmamoğlu nasıl adamdır.?

Bilmiyorum ki,

Tanımıyorum ki,

Sizleri tanıyamamışım ki Ekrem İmamoğlu’nu tanıyayım...

Sizin “üst akıl” dediğiniz, benimse “şeytani zekalı kullar” dediğim grup, bizim gibi ülkeleri milli insanlar göndermezler........”

.....şimdi:

Eski makalelerden kısa paylaşımı tekrar yapma nedenim bu hatalardan ders almayan Nagehan, Salih, Tuğçe kafalı, kendine AKP’li diyen bir güruh seçmeni suçluyor.!

Efendiler.!

1.Adaletten ayrıldınız, bunu size haber verdik, siz bizim mektupları değil, Apo’nun mektuplarını okudunuz.!

Oldu mu.?

2.Kadir Topbaş’ı neden görevden aldınız.?

FETÖ şüphesi ile değil mi.?

Şimdi soruyorum.!

Kendisi FETÖcü olan birinin ekibi Ak partili olur mu.?

Ya bunuda mı biz düşünelim..?

Topbaş ile, belediyeden kaç insanı açığa aldınız.

Devrim yapacaksanız Atatürk gibi olacaksınız.

Bu bizden, şu sizden olmaz...

Zira kim kimden belli değil.

Dikkat edin, şu serzenişe.!

15 TEMMUZDA SARAÇHANE’YE DÖRT GÜN SORA GELENLER, SARAÇHANE’DE NAMLUNUN ÖNÜNDE DURAN BİZLERDEN HESAP SORDULAR.! ÇOGU İNSANA ZULM ETTİLER.!

Bunu biz Anadolu’dan haber aldık siz devletin bütün imkanları ile haberdar olamadıysanız hepimize geçmiş olsun.!

Şairin dediği bizimde makale başlığı olan:

“Düştüm mapus damlarına akıl veren çok olur” mısrasında ki karakter gibi akıl verenlerden değil, dama düşmeden sizi uyaranlardan dost tutun.!

Bizzat ben, sizleri size raporları ulaşanlarla uyardım.

Kimse milletimizi suçlamaya kalkmasın. 

Seçimin kazananı HADEP, kayıp edeni ise APO olmuştur.

Bilmem belkide devlet politikasıdır.!

Doğru yolda olana selam olsun.!