Düşler Sokağı...

Abone Ol

Bu sözler, 2015 yılı ekonomi Nobel Ödülü’nü alan Profesör Doktor Angus Deaton’a ait.
Kendisine Nobel Ödülü’nü getiren çalışması;
Toplumların tüketim harcamaları, tasarrufları ve bu verilerin sağlıklı ölçümlenmesiydi.
Profesör’e Nobel getiren;
Toplumlar, gelirlerinin ne kadarını harcıyor? Ne kadarını tasarruf ediyor? sorularının araştırmaları oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu da bu verileri topluyor ve sunuyor.
Türkiye’de;
Nüfusumuzun en yoksul %20’si, yani 15 milyon kişi milli gelirin %6,2’sini paylaşıyor.
En zengin %20’si ise %45,9’unu paylaşıyor.
2014 yılında ortalama hane gelirleri aylık 1.200 TL.
Yine 2014 yılında 16,5 milyon kişinin geliri yoksulluk sınırının altında.
Hanelerine iki günde bir beyaz ya da kırmızı et girmeyenler, toplam nüfusumuzun %33’ü.
Endüstri yoğun şehirlerde yaşayanların sadece %15’i tasarruf yapabiliyor.
Onların da %70’i düzensiz ve süreksiz tasarruf yapabiliyor.
Tasarruf yapamayan kısım; yani halkın %85’inin %50’si “gelirinin olmadığını” söylüyor.
Günümüz dünyasında “bedelini ödemeden” yaşama ihtimalimiz maalesef yok.
Bedelini ödeyerek yeme, içme, giyinme ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz için boş durmadan devamlı çalışmamız gerekli.
Ama şehir nüfusunun %50’si “gelirinin olmadığını” söylemiş!!!
Yani çalışacak iş yok...
Üretim çok az.
Sermayedarlar üretim yerine, konuta yatırım yapmayı tercih etmiş.
Aynı sermayedarlar birkaç yıl önce bankada paralarını değerlendiriyorlardı, şimdi oraya da güvenmiyorlar.
Direkt gayrimenkule yatırımı tercih ediyorlar.
Onların neden üretimden çıktıklarına çok kişi şaşırıyor.
Şaşıranlara göre; üretime devam etseler daha fazla kazanabilirler.
Çünkü üretim yapan zaten az!
Pazara girmenin en kolay ve masrafsız zamanı!
Parası olan için fırsat bu fırsat diye düşünenler olabilir.
Bu arada buna şaşıranlar; ya mevcut sermayesini bu dönemde eritenler ya da işçi olup iş bulamayanlar.
Halbuki!
Şaşıranlar değil, hiçbir şeye şaşırmayanlar; ticarette önlemlerini alma becerisini gösterirler.
Ve en kritik ekonomik krizlerden bile ticari zarar görmeden çıkarlar.
Ticarette başarılıdırlar.
Ruhunda sanat ve duygu olanlar ise; olaylar karşısında şaşırırlar.
Bu şaşkınlık madde dünyasında yani ticarette başarısızlığı getirir.
Unutmayalım ki! En iyi sanatçıların hayat yolculuğu şaşkınlık üzerine başlar, düşlerle ve dalgınlıklarla devam eder.
Siyasette belli bir noktaya gelebilmişler de (aynı başarılı sermayedarlar gibi) şaşırmazlar.
Bunun için iktidardırlar.
Ve yine bunun için;
Hafta sonu birçok televizyon kanalı; şehit haberlerini iktidarın miting konuşmasını kesmeden, “alt yazı” ile duyurmayı tercih etti...