Ne çok sohbetimize konu olmuştur, çok kez nasihatler de bulunmuş, nasihatler almışızdır “DÜŞME” diye. Peşi sıra tamamlanır nasihat, düşenin dostu olmaz. İnsanlarda ki anlaşılmaz hal, bu var ki ve mevki ye endeksli değer alma değer verme durumlarından bu kadar şikayetçi isek, memnun değil isek, dengeyi kuracak olan yine insan, bizler değil miyiz. Çağımız her gelişmiş metayı içinde barındırıyor. Türlü türlü kitaplar okuyor, her farklılıkta senaryosu olan filmler izliyoruz. Düşme önerisi ile insanların risk alımına bir önlem oluşturuluyor ise kabul. İnsanın kötü bir sona ulaşması hep risk üstlenmesi neticesi değil ki.
İnsan hayatını düşe kalka yaşar ki, doğalı da budur. Varlık ve makam da olduğu gibi ruhsal ve fiziksel sağlıkta da farklılıklar olur yaşam boyunca. Düşme önerisinden vazgeçilip, aksine karakter yoksunu, kişilik bozukluğuna sahip kişi ve kişiler düşmeden de yok edilmeli eş dost arkadaşlardan. Denge çok önemli tabi ki insanın düşme halini ve eski hal ve duruma gelme isteği de mantıklı, makul seviye de olmalı. İnsanın yaşamı boyunca paramı, mevki mi, sağlığı mı kaybedersem korkusuyla yaşaması da düşmeden düşmüş halin eziyeti değil mi. Empati yapmalı ki bu defa empati yapacağı kişi yine kendisinin varsayım haliyle kayıplı hali olmalı. Hayatında ki toksinleri hemen yok etmek adına küçük oyunlar dahi yapmalı, yapabilmeli. Gerçek dost, arkadaş, çevre edinip, çürük olanları düşünce görmek değil, iyi günde ayıklamak gerek. Yaşadığımız hayat, konumumuz ve zaman kısıtımız yok ise tecrübeleri iyi gözlemlerle de edinmemiz mümkündür.
Yazı da şu vurguyu da yapmam gerek, düşme halleri, sebepleri, düşme halinde ki yapılacaklar ötesinde, görerek gözlemleyerek ve binlerce yaşam hikayesine tanık olarak yaşıyoruz. Düşme halinin bir formatı, yazgısı vardır elbette, tedbir almak ve riskleri minimize etmek de insan elinde. En zor, en sıkıntılı düşme diye tanımladığımız haller, yeni bir başlangıç, yol ayırımı için de bir tetik, sebeptir.
Düşme hallerine karşı tedbirleri sıralarken, kişinin düşme halde ki değişikliklere kendisini de hazırlaması gerekir ki, doğal gidişatı da düşme sanmasın. Küçük bir işletme sahibisin, tabi ki çevren, arkadaşların, müşterilerin çok olacak, geniş bir çevreye sahip olacak sözü dinlenir biri olacaksın. Gün gelir, yaş kamile erer, faaliyetler biter, çekilirsin evine, emeklilik halleri, yaşanması mümkün olanlar bir önceki hallere göre sınırlı ve kısıtlı hale gelecektir.
Bu kadar ön görü ve tedbirlere nail olduk. Bilmemiz gerek ki düşenin menfaatperest, çıkar endeksli çevresi hemen yok olur. Arayan soran, telefon açan, mesaj çekenler de dahi ciddi bir düşüş hatta yok oluş yaşarsın. Önceleri yaptıkların bir yana hayallerine dahi destek müdahil bulurken, o günler geriler de kalmıştır. Mesele sadece dost arkadaşlar da kilitli değildir, birinci derece yakınların, akrabaların dan dahi eski ilgiyi göremezsin. İlgi ve alaka da hiç düşme yaşamıyor isen sebeplerini de iyi irdelemek gerek, ya muazzam vefalı bir hayatı geride bırakmışsındır ya da çevre seçiminde art arda hatalar zinciri oluşturmuşsundur.