Bu hafta yeni yıl için çok güzel duygular yaratan, içimizi ısıtan umutları ileten, güzel dilekler veren  bir yazı hazırlıyordum.

Hatta neredeyse tüm yıl sadece pandeminin getirdiği kasveti yazmaktan yorulmuştum. Utanmıştım. 

Çıkmıyordu güzel yazılar…

Ancak… maalesef sürekli gündemimize yağan kötü haberler devam ediyor.

Öğretim Üyesi Aylin Hoca, dünyaca geçirdiğimiz zor bir yılın son günlerinde katledildi.

Adam kamera görüntülerinde sallana sallana- cebinden uyuşturucu da çıkmış – hocanın evine giriyor. Tartışıyor. Boğazını kesiyor. Ve yakıyor. 

Ve katil zanlısı Kemal Ayyıldız Canavarca hisle eziyet çektirme ve öldürme suçuyla yargılanmaya adım adım yollanıyor.

Bu kez öğretim üyesi bir kadın toplumun geneline yayılan korkunç kadın cinayetlerine hüzünle ekleniyor... 

Ve savunma mekanizmaları hep aynı; Sevgiliydik. Beni tahrik etti. Yok beni tehdit etti. Yok onurumu kırdı…

Ne bu yaaa

Erkekler bu kadar mı zayıf ruhlara mı büründüler?

Genç yaşlı okumuş okumamış, güzel çirkin bu kadınları hedef almak neden ? 

Niçin hala durdurulamıyor bu gözü dönmüş insan müsveddeleri ?

Kadınlarımız evinde işyerinde şiddet görüyor. Taciz görüyor. Tehdit ediliyor. Koruma isteyenlere bile ulaşmamız ya çok yavaş işliyor ya gözardı ediliyor... Ana baba çocuklarının gözü önünde hunharca öldürülüyor.

Kaçıncı kez peşlerinden ağlıyoruz, kabul etmiyoruz protestolar içinde yürüyoruz. Öldükten sonra da iş işten geçmiş, adaleti istiyoruz. Şaka gibi.

Acizliğimiz neden?

Cahillik bir neden, ekonomik sıkıntılar bir neden, cezaların yaptırımı yeterli değil bir neden, zemberekten boşalmış bir yaşama itilmişlik bir neden, psikolojik deformasyon, güvensizlik bir neden, tükenmişlik bir neden…

Şeytanı -Latince'de Diaboli", İspanyolca'da Diablo, Yunanca'da Diabolos- Karanlıkların Efendisi, Beelzebub (Sinek Kral), Belial, Mephisto ya da Lucifer" Rusça'da Satana, eski Türkçede Yek ya da Albız , Kabbala felsefesinde Samael- 

biz mi yarattık vardı da ortamını mı iyileştirdik?

Yoksa bereketin simgesi, narin çiçeklerimiz, analarımız kardeşlerimiz bacılarımız yine tarihin bir dönemlerinde olduğu gibi din öğretilerinden tükakalara kurban mı gidiyor?

Ayşe Sucu’nun güzel bir lafı var; Cahil Sofu peşin hükümlüdür.

Oysa güven, bilginindir…

Piyango haramdır ! Hocaefendi ile aramızı bozmayın !

Bırakın bu işleri yaaa

***

Bu yıl 65 yaş üstü ölümlere terk edildi, evlere kapatılıp paslandılar. 

Bir okuyucunun tesbiti gerçekten  kaydadeğer;

Tarlada bağda çalışan 65 yaş

Hayvan yetiştiren 65 yaş

Traktör süren 65 yaş

Ürünü pazara getiren 65 yaş

Tarhana peynir yapan 65 yaş

Bal üreten 65 yaş

Kredi borcu olmayan 65 yaş

Torunlarını okutan 65 yaş

Yetişkin çocuklarını doyuran 65 yaş

Hayat cahili olmayan 65 yaş

BU TOPRAKLARIN AŞI, EKMEĞİDİR! 

Ekleyecek çok şey var  65 yaş üzerine… Ama yeni bir dünya yaratma fikrinde tecrübeye yer yok! Yok çünkü onları resetlemek olmaz. Geçmişin bilgeliğini alıp yeni komutlar veremezsiniz. 

Bu da ayak altında dolaşmamalarına izin vermemek değil mi?

***

Afet yılı ilan edilen 2020 yılında yok yoktu. Umarım son noktayı koymuşuzdur. 

Umarım kaderimiz umutlarımızla pat diye değişiverir. 

Ve umarım; Güzel yine eski güzel anlamından farklı olmaz.