Anne, kız kardeş, arkadaş, yar, eş olan kadının yeri neresi? Kadın nerede durmalı ya da hayatınızda kadını nereye koymalısınız?

Son dönemde kadınlarımızın adı tecavüzle, dayakla, kürtaj meseleleri ile anılmaya başladı. Yazık! Sizler için kadın, baş tacı olarak görülen kutsalınız, cennetin ayaklarının altına serildiği bir özneydi. Bugün ise gelinen noktaya baktığımızda kadınlar üzerinde siyaset yapılıyor, kadın eziliyor, sömürülüyor ve hiçe saylıyor. Oysa bir toplumu yetiştiren kadın değil midir? Sizi siz yapan, emek veren, yücelten kadın değil mirdir? Peki, bazıları ne yaptı? Kadınlarımızın haklarını korumak için, bırakın haklarını korumayı daha da ezdiler. Küçücük bebeklere tecavüz edilen, küçücük kız çocuklarının beş paraya satıldığı, hayvanca bir içgüdü ile kız çocuklarını kullanan bir toplum yarattılar. Kimse oturup kendine sorabiliyor mu acaba: “Biz nereye gidiyoruz? Biz ne yapıyoruz?” diye.

Kadın dayak yiyor, kadın tecavüze uğruyor, öldürülüyor, kadın sokakta yürüyemez hale geliyor. Hatta bırakın bunun için kadın olmaya bile gerek yok, daha ergenliğine ulaşamamış kız çocukları bile bu iğrençlikten nasibini alıyor. Peki bu konuda alınan bir önlem, uygulanan bir kanun var mı? Maalesef kocaman bir hayır! “Tecavüze uğrayan kadın, doğursun, devlet bakar.” Sanki tecavüz gayet normal, olağan bir durummuş gibi ortaya konuluyor. Bu nasıl bir beyanattır. Söyleyecek sözün bittiği noktaya geliyorsunuz. Bu kadın tecavüze uğradığına mı yansın, hamile kaldığına mı, yoksa çocuğu doğurması gerektiğine mi? Akıllar duruyor. Yutkunamıyorsunuz bile. Kadın olmaktan utanç duyuyorsunuz. Kadınlığınız yerlere seriliyor, ayaklar altına alınıyor. Oy vererek vekilimiz yaptığımız insanlar neden kadınların vekilliğini yeterince yapamıyor. Neden azınlıkta? Bir kadın milletvekili ya da kadın bakan çıkıp yeterince bir şey söyleyemiyor. Neden bir sivil toplum örgütü, bilim adamı, aydın, gazeteci savunamıyor kadınlarımızın hakkını neden? Savunmaya kalkanlarda eleştiriliyor. Peki ne yapalım bizler kadınlar olarak seyirci mi kalalım? Asla kadına şiddete seyirci kalamayız kalmamalıyız.

Kadına değer veren, önemseyen “Cumhuriyet”in çocuklarının yaşadığı toplum işte bu halde. Herkesin elini vicdanına koyup bir düşünmesi gerekiyor. Eğer bu kadar yozlaştıysak, değerlerimizi bu kadar ayaklar altına aldıysak oturup bir düşünmemiz gerekiyor. ATATÜRK’ün cumhuriyeti kurduğu ilk yıllarda kadınlarımıza verdiği önemi, kadınlarımızın haklarını korumak adına yaptığı yenilikleri bir bir hatırlamamız gerekiyor. Hatırlamamız gereken bir şey daha var ki, o da toplumu oluşturan insanları büyüten, yetiştiren bir nesil yaratan ANA’dır. KADIN’dır. Kadın KUTSALdır. Kutsalın yeri de baştadır, ayaklar altı değil!

Bizler Cumhuriyet Kadınlarıyız! Hem varlığa hem yokluğa göğüs geren değil midir kadın? Bence dünya’nın en güçlü varlıkları kadınlardır. Pam Brown’nın söylediği gibi; Kadınlar Bütün dünyada ikinci sınıf yaratık olarak görülürler ama dünyayı bir arada tutanda onlardır..

Tüm Kadınlarımızın 8 Mart DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN...

KADIN

Kimi der ki kadın

Uzun kış gecelerinde

yatmak içindir.

Kimi der ki kadın yeşil bir

harman yerinde dokuz zilli

köçek gibi oynatmak içindir.

Kimi der ki ayalimdir,

Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran,

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek,

Ne ayal,ne vebal

O benim kollarım, bacaklarım

Yavrum, annem, kız kardeşim,

Hayat arkadaşımdır.

Nazım Hikmet RAN