Dünya'da sadece Ankara'nın Gölbaşı İlçesi'nde yetişen Sevgi Çiçeği.  Dünya Doğayı Koruma Birliği ölçütlerine göre nesli tehlike altında olan çiçek. 

Halk arasında Kırmızı Peygamber çiçeği, gelin düğmesi, yanardöner, türbe çiçeği ve hasırcı çiçeği olarak bilinen sevgi çiçeği Ankara'nın Gölbaşı ilçesi Hacı Hasan Köyü yakınında yetişmektedir.

Tarım ilaçları yüzünden gelecekte varlığını sürdürme olasılığı tehdit altındadır. Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınmıştır.

Bilimsel adı centaurea  tchihatcheffii’dir. 

 Türkiye’de endemik olan tür,  1848 yılında ilk kez Rus bilim insanı Pierre de Tchihatcheff tarafından Ankara, Gölbaşı, Gölbek-Yavrucak arasından toplanmıştır. Papatyagiller familyasında, kapalı tohumlular bölümünde iki çenekliler sınıfındadır.  Göz alıcı mor-kırmızı taç yapraklarından dolayı çiçeğe bu isim verilmiş.

 Sevgi çiçeğinin hüzünlü hikâyesi 

Sazan, kadife balıkları ve turna balığının yaşadığı Mogan gölünün, Hacılar Köyü Hüseyin avlusu ile Karaoğlan köyü sızak yakınlarında iki çoban koyunlarını otlatırken birbirlerine aşk şarkıları söyleyerek, ağız sazı kavallarını çalarlar.  Yüreklerindeki sevgiyi dillendirirler.

 Gel zaman git zaman aşkları dillere düşmüş, iki yaka bu aşkı konuşmaya başlamış.  Karadonlu lakaplı delikanlı çobanın zengin babası, fakir çoban kızı aşağılarmış.  “Oğluma ağa kızı layıktır.” diye gençlerin aşkına engel olmuş.  

İki çoban engelleri aşarak yine her gün buluşmaya devam etmiş. Koyunları otlarken, çaresizlik içinde kavalları ellerinde yüreklerinden aşk şarkıları yerine hüzünlü şarkılar söyleye başlamışlar.  Mogan gölü kıyısında şarkılarını su dinlemiş, gökyüzü dinlemiş, toprak dinlemiş.   Bir süre sonra gençler bu sevdaya daha fazla dayamamışlar ve verem hastalığına yakalanmışlar.  İki kıyıda hüzünlü şarkılarını söylerken hastalıkları iyice ilerlemiş ve ağızlarından gelen kan toprağa düşmüş. Etrafa yayılıp kan rengi çiçekler açmaya başlamış. İşte o gün yer gök aşkın yüceliğine inanmış.   İnsanlar hep bir ağızdan haykırmaya başlamış.  “ N’olur Sevenleri ayırmayın” diye.  Mogan’ın iki yakasında birbirlerine kavuşamadan ölen gençler ezgiler ve ilahilerle kaval çaldıkları yere gömülmüş. 

 Gölbaşı’nda Kara Donlu Türbesi

Bu efsaneyi duyan âşıklar, her yıl mayıs, haziran aylarında kan kırmızısı açan bu çiçekleri toplamaya gelmişler. Kavuşamayan iki sevgilinin mezarlarını türbe haline gelmiş.  Halk arasında Kara Donlu Türbesi diye bilinen bölgede yetişen çiçeklere türbe çiçeği, peygamber çiçeği de denilmektedir. Türbe günümüzde iş yerleri ve oteller arasında yıkık birkaç mezar taşı olarak geçmişin izlerini taşımaktadır.

Sevgi Çiçeği ile bahar gelir Orta Anadolu’ya  

Her yıl nisan ayı ortalarında gelir. Mayıs ayı doğada tablo oluşturduğu en güzel zaman dilimidir. Birçok kişi mayıs ayında çiçeği görmeye gelir. Gölbaşı çevresindeki tarlalarda çok yaygın olan bu çiçek son zamanlarda oldukça seyrelmiştir.   Neslinin tehlike altında olmasının nedeni son yıllarda yoğun tarım ile birlikte zirai ilaçlar uygulamasıdır.  Sevgi çiçeğinin en çok yetiştiği civar Gölbaşı’ndaki Süleyman Demirel Ormanı ve çevresi. Halk arasında adı Peygamber çiçeği, yanardöner ve sevgi çiçeği olarak da duyarsanız şaşırmayın. Mayıs ayının ilk günlerinde ormandan toplayıp taç yapabilirsiniz.  Endemik bir değer olan bu çiçek Gölbaşı’nda kesme çiçek olarak da satılır.  Andezit taşı ve Mogan Gölü ile tanınan Gölbaşı ilçesi Belediyesi,  çiçeği korumak, yaşatmak için birçok proje ile çiçeğe gerekli özeni göstermektedir.

  İlçenin sembolü olan bu çiçeğin her yıl yok olma riski azalmaktadır. 

Bedenler ölse de aşkların sonsuza kadar olduğunu anlatan sevgi çiçeklerine sonsuz sevgiler…