KİEV – Ukrayna'nın doğusunda ateşkes anlaşmasına rağmen silahlar susmuyor.

Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerilimin "diyalog" yoluyla çözülmesi için işbirliği önerilerinde bulunan Rusya, uluslararası topluma "barışçıl" imajlar gönderirken, Ukrayna'nın doğusundaki krizi körükleyerek, bölgede barışa engel olmaya devam ediyor.

Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılar, Rusya'nın asker ve silah desteğiyle Ukrayna yönetimine karşı kurşun atmayı sürdürürken, krizin son bulması ve istikrar sağlanması için Minsk'te oluşturulan diplomatik mekanizmadan ise fayda sağlanamıyor.

Üçlü Temas Grubu'nun Noel ve yılbaşı tatilinde silahların tam ve koşulsuz susturulması kararına rağmen, toplantının yapıldığı 22 Aralık gecesinden bugüne kadar bölgede silah sesleri susmadı.

Tatil boyunca bölgede güvenliği sağlamaya çalışan ve ateşkes anlaşmasının hükümlerini uygulamaya çalışan Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine provokasyon amacıyla ateş açılırken, taraflar Minsk'te toplantı halindeyken dahi ayrılıkçılar Kominternovo kasabasını ele geçirdi.

Rusya yanlısı ayrılıkçıların bu dönemdeki saldırıları ve provokasyonları, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) raporlarına da yansıdı.

Raporlarda, ayrılıkçıların AGİT gözlemcilerini bile zaman zaman ölümle tehdit ettiği, çalışmalara engel olduğu, bazı yerleşim yerlerine geçişlere izin vermediği ifade edildi. Özellikle Lugansk'ta tren istasyonu gibi stratejik noktalarda her gün havan topu ile ağır ve hafif makineli silah seslerinin duyulması, gözlemciler tarafından kayıtlara geçirildi. Bölgede Minsk Anlaşması'na göre geri çekilen ağır silahları kontrol eden ekipler, anlaşmanın zaman zaman ihlal edildiğini tespit etti.

“Rusya’nın yenilgisi”

Ayrılıkçıların diplomatik kararları göz ardı ederek çatışmalara devam etmesi, Rusya'nın bölgede yenilgisinin ispatı olarak da yorumlanıyor.

Rusya'nın yenilgisini saklamak amacıyla krizin devamına yönelik politika geliştirdiği belirtiliyor.

Rusya'nın Suriye'ye müdahale, ekonomik kriz, Avrupa'ya doğal gaz boru hattı güzergahı arayışı gibi nedenlerden dolayı artık Ukrayna'nın doğusuna ilgi göstermediği de kaydediliyor.

İlhak ettiği Kırım'a da ekonomik destek vermekte zorlanan Rusya'nın, bunun yanı sıra Ukrayna'nın doğusunda ayrılıkçıların ekonomik sorunlarına çare bulmaya çalışması bu yenilginin gerekçesi olarak gösteriliyor.

“Bölgede çözüm olmayacak”

Siyaset bilimci Dmitri Oreşkin, Apostrof isimli haber sitesindeki makalesinde, bu duruma dikkat çekerek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'nın doğusunda büyük yenilgiye uğradığını öne sürdü.

Oreşkin, 2016 yılında Putin'in Donbas'a mesafeli politika izleyeceğini de savundu.

Putin'in Suriye topraklarında savaşırken aynı anda Ukrayna'nın doğusuna müdahaleyi daha fazla göze alamayacağı öngörüsünde bulunan Oreşkin, bu süreçte Ukrayna'nın kontrolü altındaki bölgenin kalkınmasına konsantre olacağını belirtti.

Oreşkin, makalesinde şu ifadelere yer verdi:

"Kanımca bölgede bir çözüm olmayacak. Bölgenin konumu korkunç bir hal alacak, insanlar yarı aç yaşayacak. İş yok, para yok. Karşılıklı olarak iki taraf da provokatif açıklamalar yapmaya devam edecek, sınır hattında çatışmalar sürecek. Çünkü yerel yöneticiler (Rusya'nın desteklediği ayrılıkçıların liderleri) Moskova yönetimine, kendilerini beslemeleri gerektiğini hatırlatacak."

Minsk Anlaşması'nın hiçbir sonuç elde edilmeden nihayete ereceğini iddia eden Oreşkin, mevcut durumun bugünkü şekliyle süreceğini yazdı.

Oreşkin, makalesinde, “Ne barış ne savaş olacak ne de diplomasi sonuç getirecek. Bu koşullarla mevcut durum devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin hemen ardından Ukrayna'nın doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçı hareket başlatmıştı.

Sözde Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Donetsk Halk Cumhuriyeti adı altında bağımsızlık ilan eden ayrılıkçılara karşı Ukrayna ordusu, Kırım benzeri bir olayın yaşanmaması için 13 Nisan 2014'te bölgede terörle mücadele adı altında operasyon başlatmıştı. Rusya'nın ayrılıkçı harekete destek vermek için bölgeye silah yardımı yaptığı ve asker gönderdiği iddia edilmişti. Rusya Devlet Başkanı Putin ilk etapta iddiaları reddetmiş, sonrasında yaptığı açıklamayla bölgede 7 bin civarında Rus askeri bulunduğunu söylemişti.