BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

Suriye'nin tüm noktalarına engelsiz insani yardım ulaştırılması için Avustralya, Ürdün ve Lüksemburg tarafından sunulan BMGK karar tasarısı kabul edildi.

BMGK'da yapılan oylamada, BMGK'nın 15 üyesi de karar tasarısı lehinde oy kullandı. Daha önceki üç karar tasarısında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed lehine veto yetkisini kullanan Rusya ve Çin de tasarıya destek  verdi.

Karar metninde Suriye'nin tüm noktalarına insani yardım ulaştırılmasına izin verilmesi, çatışmaların derhal durdurulması, kentlerdeki kuşatmanın kaldırılması, rejim tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının sonlandırılması, okul ve hastanelerin asker ve silahtan arındırılması isteniyor.

Ülkede El-Kaide bağlantılı gruplar ve diğer tüm terör örgütlerinin gerçekleştirdiği saldırılar kınanarak, yabancı savaşçıların Suriye'yi terk etmesi ve muhalif grupların terör örgütleri ve teröristlerle arasına mesafe koyması isteniyor.

Kararda, hem Suriye rejiminin hem de diğer silahlı grupların insan hakları ihalleri ve uluslararası insani hukuku çiğnemeleri kınananarak bu ihlallerin biran önce sonlandırılması isteniyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un metnin kabulünden sonra her 30 günde bir sahadaki durumu BMGK'ya rapor etmesinin istendiği karar metninde, bu raporlar doğrultusunda alınan karara uyulmadığının tespit edilmesi halinde gerekli adımların atılmasının planlandığı vurgulandı.

İnsani yardım ulaştırılması hukukun gereği

BM Genel Sekreteri Ban, "İnsani yardım, üzerinde pazarlık yapılacak bir konu değil. İnsani yardım ulaştırılması uluslararası hukukun bir gereği" dedi.

Suriye'nin tüm noktalarına insani yardım ulaştırılması ve şehirlerdeki kuşatmaların kaldırılmasını isteyen BMGK karar tasarısının kabul edilmesinin ardından, BM yetkililerinden ve diplomatlardan karar metninde yer alan maddelerin zaman kaybetmeden uygulamaya geçirilmesi çağrısı geldi.
BM Güvenlik Konseyi'nde gerçekleşen oylamadan sonra Konsey'e hitap eden BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, tasarının kabul edilmesinden memnuniyet duyduğunu belirterek, "Bu metin hemen uygulamaya geçirilirse en azından yaşanan acıların bir kısmı dindirilebilir" dedi.

Suriye'deki sayısız ölümden, kayıptan, varil bombalarından, işkencelerden Suriye hükümeti ve ittifak ettiği grupların sorumlu olduğunu vurgulayan Ban, muhalif grupların da yargısız infaz, çocuk asker kullanma, sivillerin yaşadığı bölgelerde terör taktikleri uygulanmasından sorumlu olduğunu ifade etti.
Böyle bir karar tasarısına ihtiyaç duyulmaması gerektiğini vurgulayan Ban, "İnsani yardım, üzerinde pazarlık yapılacak bir konu değil. İnsani yardım ulaştırılması uluslararası hukukun bir gereği" ifadesini kullandı.
İki tarafın da sivillerin yaşadığı bölgeleri kuşatmayı savaş taktiği olarak kullanmasının dehşet verici olduğuna işaret eden Ban, "200 bin kişi rejimin kuşattığı bölgelerde, 45 bin kişi ise muhalifler tarafından kuşatılan yerleşim yerlerinde bulunuyor" dedi.

Kritik bir nokta

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, BM Güvenlik Konseyi’nde gerçekleşen oylamada tasarının kabul edilmesinden sonra yazılı açıklama yaptı. Tasarının, üç yıldır çatışmaların yaşandığı ve 100 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği savaşta kritik bir nokta olabileceğini belirten Kerry, “Bu geç kalmış karar tasarısı, eğer tamamen uygulanırsa, Suriye’de yaşamları yardıma bağlı olan insanlara insani yardımların ulaşmasını sağlayacaktır. Bu, tamamen masum yaşamları kurtarma ve Suriye’nin komşusu olan ülkelerdeki yükün hafifletilmesiyle ilgilidir” ifadelerini kullandı.

Üç yıldır yaşanan katliam ve vahşetten sonra, insanların haklı bir şekilde, ilerleme kaydetmenin mümkün olup olmadığını sorgulayabileceğini vurgulayan Kerry, açıklamasında “Ancak bu tasarı gerçek bir umut vaat ediyor. Kanıtı metinde bulunuyor” ifadesine yer verdi.

Kerry, metinde, Suriye’de kuşatmanın kaldırılması gereken yerlerin isimlendirilmesi, hastanelerin, okulların ve sivillerin bir araya geldiği diğer binaların askerden arındırılacak olmasının istenmesi, yardımların sınır ötesine iletilmesi ve mağdur olanlara direkt olarak ulaştırılmasında ısrarcı olunmasıyla varil bombalarıyla yapılan saldırın da dahil olduğu sivillere yönelik saldırının sona erdirilmesinin, uluslararası toplumun kaçamak konuşmadığının göstergesi olduğuna vurgu yaptı.

Tasarının, bugün dünyanın en kötü insani krizini çözüm olmak için atılmış somut adımlar olduğuna dikkati çeken Kerry, “Ancak bu adımlar, sadece ilk adımlardır. İnsani yardımların nakliyesinin, kuşatma altındaki bölgelere ulaşmadıktan sonra değersiz olması gibi, erişim isteme de tam olarak uygulanmadıkça birşey ifade etmeyecektir” yorumunda bulundu.

Kerry, Güvenlik Konseyi’nin sözlerinin, Suriye halkının çaresizce ve acilen ihtiyaç duyduğu hayat kurtarıcı eylemlerle örtüşüp örtüşmeyeceğinin testi olacağını kaydetti.

Geç kalındı

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, tasarının kabul edilmesinin "geç kalınmış bir karar" olduğunu belirtti.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Steinmeier, Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki insani duruma dikkat çekmesinin iyi olduğunu kaydetti.

Güvenlik Konseyi’nin kararında silahların susması ve tüm çatışma çizgilerinin ve sınırların ötesine kapsamlı yardımın gitmesinin istendiğine işaret eden Steinmeier, ''Güvenlik Konseyi tarafından bugün alınan karar geç alınmış bir karar'' ifadesini kullandı.

Ağır insan hakları ihlallerin ve Uluslararası İnsani Hukuk'un ihlal edilmesinin uluslararası toplum için kabul edilemez olduğunu belirten Steinmeier, ''Varil bombalarının kullanılması ve hava saldırılarının yapılması ağır bir suçtur ve derhal durdurulmalıdır. İnsanlara karşı ne kadar şiddet kullanılırsa kullanılsın Suriye'deki iç savaş askeri yollarla kazanılamaz'' dedi.

Steinmeier, Cenevre’de insani yardım alanında ilerleme sağlanamamasının üzücü bir gerçek olduğunu, ancak bu yönde arayışların devam etmesi gerektiğini de kaydetti.