BERLİN – Almanya’da 8’i Türk, 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bombalı saldırılarda bulunmakla suçlanan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında sanık avukatlarının reddihakim talepleri davanın gidişatını etkiliyor.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde 4,5 yıldır devam eden davada şimdiye kadar 385 duruşma yapıldı.

Bu süreç içinde sanık avukatları 40’ın üzerinde reddihakim talebinde bulundu.

Söz konusu taleplerin önemli bir kısmı Federal Başsavcı'nın 12 Eylül’de esas hakkındaki mütalaasını tamamladıktan ve sanıklara ilişkin talep ettiği cezaları açıkladıktan sonra verildi.

Bu tarihe kadar tutuksuz yargılanan ancak savcılığın 12 yıl hapis cezası istediği ve kaçma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan Andre E. ve diğer tutuklu sanık Ralf Wohlleben’in avukatları, mahkeme heyeti üyeleri hakkında sunduğu bir dizi reddihakim dilekçeleriyle davayı adeta felce uğrattı.

Yaklaşık 6 haftadır reddihakim dilekçeleriyle meşgul edilen yargı süreci, 24 Ekim'de yapılan 384. duruşmada reddihakim taleplerinin kabul edilmediğinin açıklanmasıyla, devam edecek beklentisi oluştu.

Ancak Andre E’nin avukatı müvekkiliyle bu yeni durumu istişare etmek için duruşmaya ara verilmesini istedi. Ertesi gün yapılan duruşmada ise yeni bir reddihakim dilekçesi verdi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Manfred Götzl 9 Kasım’a kadar yapılacak duruşmaları iptal etti.

Böylelikle savcılığın esas hakkında mütalaasının ardından planlanan müdahil avukatların sunumları da yapılamadı.

Bir buçuk aydır herhangi bir ilerleme sağlanamayan davanın bu yıl içinde sonuçlanma beklentisi de suya düştü.

Davayı yakından gözlemleyenler sanık avukatlarının, reddihakim dilekçelerini davanın sürüncemede bırakılması veya düşürülmesi için kullandığını ifade ediyor.

Ancak Mahkeme Heyeti Başkanı Götzl’in duruma hakim olması ve sakin tutumunun, davanın düşmemesini sağladığı görüşü öne çıkıyor.

Her geçen gün davanın maliyeti de artıyor

Duruşma başına 150 bin avroya mal olan dava için bugüne kadar 55 milyon avronun üzerinde para harcandı.

Almanya’nın en geniş kapsamlı davalarından NSU'da kanıtların toplanması süresince 540 tanık ve 56 uzman dinlendi. Bunların bazıları birçok kez mahkemede ifade verdi.

Terör örgütünün eylemlerinden mağdur olan 95 kişi müdahil olarak davada yer alıyor. Mağdurlar toplam 60 avukat tarafından temsil ediliyor.

İddianamede NSU’nun eylemlerinde suç ortağı olduğu belirtilen başsanık Beate Zschaepe’yi 5 avukat savunurken, yardım ve yataklıktan tutuklu yargılanan Ralf Wohlleben’in 3, Andre E, Holger G. ve Carsten S’nin ise 2’şer avukatı bulunuyor.

Savcılık mütalaasında, başsanık Zaschaep’nin terör örgütü NSU’un tüm eylemlerinde suç ortağı olduğunu iddia ederek, ömür boyu hapis cezası verilmesini istedi.

Savcılık, Wohlleben ve Andre E. için 12’şer yıl, Holger G’ye 5, Carsten S‘ye de 3 yıl hapis cezası talep etti.

Davanın geçmişi

Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8 Türk vatandaşının öldürüldüğü cinayetler uzun süre karanlıkta kalmış, medya cinayetlerin arkasında mafyanın ya da ailelerin olduğunu öne süren ve “döner cinayetleri“ olarak adlandırılan haberler yapmıştı.

NSU’nun varlığı 4 Kasım 2011’de bir dizi tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı.

Terör örgütünün üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettiği öne sürülmüştü.

Başsanık Beate Zschaepe, soygunun ardından hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu.

Mahkemede uzun süre sessiz kalma hakkını kullanan Zschaepe, davanın 313. duruşmasında ilk kez avukatı aracığıyla ifade vermiş, artık aşırı sağcı düşünceye inanmadığını iddia etmişti.

Ancak Zschaepe, NSU örgütünün cinayetlerini aydınlatabilecek herhangi bir itirafta bulunmamıştı.

Neonazi terör örgütünün uzun yıllar boyunca Alman güvenlik birimleri tarafından tespit edilememiş olması, NSU üyelerinin geçmişte bazı istihbarat muhbirleriyle ilişki kurduklarının ortaya çıkması, Almanya’da büyük tartışmalara yol açmıştı.

Almanya iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatında (BfV) aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 4 Kasım 2011’den sonra imha edilmesi de büyük kuşku yaratmıştı.

NSU terör örgütü 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı yapmak ve 15 banka soygunu gerçekleştirmekle suçlanıyor.