NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ NAZARBAYEV’İN HAKKIDIR

Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak için ABD Başkanı Barack Obama tarafından bizzat davet edilen Nazarbayev'e açılış konuşması yaptırmak Kazakistan adına bir onurdur, aynı zamanda bir hakkın teslimidir, ama yeterli değildir. Sayın Nazarbayev’in hakkı olan Nobel Barış Ödülü kendisine mutlaka verilmelidir. 

Gazetemiz 2010 yılında Kazakistan Devlet Başkanı Sayın Nursultan Nazarbayev’i Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermişti.

M. KEMAL SALLI

52 ülkenin katılımıyla Washington’da yapılan Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne Nazarbayev, ABD Başkanı Barack Obama’nın davetlisi olarak katıldı. Bu yılki Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapma gururu Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’e verilmiş oldu. 

Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak için ABD Başkanı Barack Obama tarafından bizzat davet edilen Nazarbayev'e açılış konuşması yaptırmak Kazakistan adına bir onurdur, aynı zamanda bir hakkın teslimidir, ama yeterli değildir. Sayın Nazarbayev’in hakkı olan Nobel Barış Ödülü kendisine mutlaka verilmelidir.

Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Semey’i (Semipalatinsk’i) kapatarak dünyanın dördüncü büyük nükleer silah stokundan kendi iradesiyle vazgeçmişti. Nazarbayev, insanlığa yaptığı bu çok anlamlı hizmet nedeniyle, NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’nü bir değil, birkaç defa hak etmişti. Buna rağmen, 2010’da yapılan törende,  2009 Nobel Barış Ödülü  ABD Başkanı Barack Obama’ya verilmişti. Başka ülkelerden nükleer teknolojiyi nasıl “aldığını” gazetelere ayrıntılarıyla anlatan, Güney Afrika ülkelerine nükleer silah sattığı belgeleriyle ortaya çıkan,  “Nükleer silahlar sınırlandırılmalı” demesine rağmen bu konuda parmağını bile oynatmayan bir devlet başkanına Nobel Barış Ödülü verilirken, bu ödülün Kazakistan Devlet Başkanı  Nazarbayev’den esirgenmesini anlamak mümkün değildir. 

Obama ve Nazarbayev, geçen yıl düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde de bir araya gelmişlerdi. Barack Obama Nazarbayev'e, nükleer silahsızlanma konusunda gösterdiği çabalardan dolayı teşekkür etmişti. Obama ayrıca ikili görüşmede yaptığı açıklamada Kazakistan'ın, başta nükleer silahlardan arınma konusunda olmak üzere, dünya barışı için gösterdiği çabaların her türülü övgüyü hak ettiğini söylemişti. 

Dünyanın en büyük uranyum üreticisi ülkelerin başında gelen Kazakistan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, kendi iradesiyle aldığı bir kararla, nükleer silahlarından vazgeçen ilk ülke olmuştu. Nazarbayev, Kazakistan'da 1949’dan bu yana nükleer denemelerin yapıldığı Semipalatinsk (Semey) poligonunu, 7 Mayıs 1995'te kapatmıştı. 

Sovyetler Birliği döneminde Kazakistan’ın Semey bölgesi, her perşembe günü düzenli olarak nükleer denemelerin yapıldığı bir alan olmuştu. Semey’de ilk bomba 29 Ağustos 1949’da patlatılmıştı. Nazarbayev’in nükleer bomba denemelerini yasakladığı 1989’a kadar, Semey’de 456 atom bombası patlatılmıştı. Bu denemeler nedeniyle Semey ve çevresindeki topraklar “zehirlenmiş”, kanser hastalıkları ve sakat çocuk doğumları büyük oranda artmıştı.  

Nazarbayev yönetimi devraldığında, Semey konusunda kendisine verilen brifingte buraya konuşlandırılmış nükleer silahlar ve bunları hedefe taşıyacak füzelerin miktarını öğrendiğinde, inanmakta güçlük çeker. Semey’de, Akmolinsk’te, Kızılorda’da 1200 civarında kıtalararası balistik nükleer füze başlığı ve bunları hedefe gönderecek rampalar, taşıyacak uçaklar bulunmaktaydı. 

Kazakistan’da, bu nükleer silah depoları dışında, 79. Rus Hava Tümeni ve bu tümenin emrinde olan nükleer silahları taşıyan uzun menzilli uçakların konuşlandığı özel üsler de vardı. Kazakistan ABD, Rusya ve Ukrayna’dan sonra dünyanın dördüncü büyük nükleer gücüydü. Fransa’nın (512 adet), İngiltere’nin (512 adet) ve Çin’in (284 adet) nükleer başlıklı füzelerinin toplamı Kazakistan’daki füze sayısından azdı. 

Fakat bunların hepsi, “Rusya Stratejik Füze Komutanlığı”na bağlıydı, Kazakistan yetkililerinin buralara girmelerine kesinlikle izin yoktu. 

“Nazarbayev nükleer silahları teslim etmekle Türk Dünyası’nı silahsız bıraktı” diyenler, Nazarbayev’i Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiğimiz için bize eleştiri yöneltenler bu gerçekleri biliyorlar mı? 

Bu gerçeklerin ışığında, 2010 yılındaki önerimizi tekrarlıyoruz: KAZAKİSTAN DEVLET BAŞKANI NURSULTAN NAZARBAYEV’E HAKKI OLAN NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ VERİLMELİDİR. 

(Aşağıda, konuyla ilgili, 7 Eylül 2010 tarihli yazımızı sunuyoruz.)

*******************************************

2010 NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ NAZARBAYEV’E VERİLMELİDİR




07 Eylül 2010/Önce VATAN


Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kazakistan’ın bağımsızlığının ilanı öncesinde; 29 Ağustos 1990 tarihinde, bir zamanlar dünyanın en büyük nükleer bomba deneme yeri olan Semipalatinsk’te (SEMEY Poligonu) atom bombası denemelerinin yasaklanması için karar almış; böylece dünyadaki atom bombası denemelerinin durdurulmasına öncülük etmiştir. Sovyetler Birliği’nden devraldığı mirasla dünyanın dördüncü büyük nükleer gücü haline gelmişken, 1995 yılında bu mirastan vazgeçerek “nükleer silahlardan kendi isteğiyle arınan” ilk ülke olarak tarihe geçmiştir.

2009 NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’nün “nükleer silahların sınırlandırılmasını teklif ederek; uluslararası hukukun ve insanlar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için gösterdiği üstün gayretlerinden dolayı” ABD Başkanı Barack Obama’ya veridiği dikkate alınırsa, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, yeryüzünün nükleer silahlardan arındırılması konusunda yaptığı çalışmalar ve aldığı cesur kararlarla, insanlığa yaptığı benzersiz hizmetlerinden dolayı, 2010 NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’nü layıkıyla hak etmiştir. 2010 NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’nün Nursultan Nazarbayev’e verilmesi çok geç kalmış bir insanlık görevinin yerine getirilmesi olacaktır. 

Küresel çapta bir kamuoyu oluşturmak üzere harekete geçen “Türk Dünyası Basın Mensupları Platformu” Sekretaryası bu konuda bir destek çağrısı yayınlamıştır. Çağrıda, politikacıların, bilim adamlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bu haklı davaya destek vermeleri istenmektedir. “Türk Dünyası Basın Mensupları Platformu” Sekretaryası’nın destek çağrısı aşağıdadır. 

KAZAKİSTAN CUMHURBAŞKANI NURSULTAN NAZARBAYEV’E 2010 NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ İÇİN DESTEK ÇAĞRISI

 “Türk Dünyası Basın Mensupları Platformu” olarak sizlerin de desteği ve katılımıyla uluslararası alanda önemli bir kampanyaya destek istiyoruz… 

Bizler kısaca adı “YAFEM” olan Yalova Folklor Eğitim Merkezi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nin ev sahipliğinde 2007 yılında başlayan ve bu sene IV. Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşmasını geniş bir katılımla gerçekleştiren ve şimdilik 25 Türk Cumhuriyeti ve topluluğundan toplam 95 televizyon, radyo, dergi, gazete v.b. meslek gruplarından temsilcilerin oluşturduğu bir platformuz. Bildiğiniz üzere Nobel Barış Ödülü “Uluslararası kardeşlik ve dostluk için en iyi çalışmayı yapan kişiye, var olan gerginliklerin azaltılması / kaldırılması noktasında gayret gösteren ve barış kongrelerinin tanıtımı, düzenlenmesi, duyurulması ile alakalı aktif çalışmalar yapan kişilere” verilmektedir. 

En son Nobel Barış Ödülünü ise 2009 senesinde ABD Başkanı Barack Obama “nükleer silahların sınırlandırılmasını teklif ederek; uluslararası hukukun ve insanlar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için gösterdiği üstün gayretlerinden dolayı” almıştır. Bizim kanaatimize göre bu sene için Nobel Barış Ödülünü layıkıyla hak eden kişi Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev’dir. Çünkü Nazarbayev Kazakistan’ın bağımsızlığının ilanı arifesinde; 29 Ağustos 1990 tarihinde bir zamanlar dünyanın en büyük nükleer bomba deneme yeri olan Semipalatinsk’te (SEMEY Poligonu) atom bombası denemelerinin yasaklanması için karar almış; böylece dünyadaki atom bombası denemelerinin durdurulmasına öncülük etmiştir. Sovyetler Birliği’nden devraldığı mirasla dünyanın dördüncü büyük nükleer gücü haline gelmişken, 1995 yılında bu mirastan vazgeçerek “nükleer silahlardan kendi isteğiyle arınan” ilk ülke olarak tarihe geçmiştir. 

Nazarbayev şimdi ise tüm dünyada nükleer güvenlik ve barışın tesisi için çalışmalar yapmaktadır. Bu hususta ilk önemli adımı atarak dünyada 29 Ağustos’un nükleer silahlara karşı eylem günü olarak kabul edilmesini teklif etmiş ve bu teklifi geçtiğimiz 2009 senesinde BM tarafından kabul edilmiştir. Tüm bunlardan dolayı BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon 26 Ağustos 2010 tarihinde uluslar arası anti-nükleer gün dolayısıyla yayınladığı mesajında Nazarbayev’in liderliğindeki Kazakistan’ı tüm dünyaya nükleer silahlardan vazgeçilebileceğini gösterdiğini ve bundan dolayı Kazakistan’ın nükleer silahsız bir dünyayı oluşturmanın sembolü olarak gördüğünü ifade etmiştir. 

Sonuç olarak dünya ve insan güvenliğinin en büyük tehdidi nükleer silahların imhası ve nükleer güvenlikli bir dünya konusunda paha biçilmez girişimlere öncülük eden Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev NOBEL Barış Ödülünü dünya üzerinde en çok hak eden kişi konumundadır. Ayrıca böyle bir şahsiyetin bu ödüle layık görülmesi dünyada nükleer silahların yok edilmesi ve nükleer güvenliğin tesisi için dünya liderlerine olumlu etki yapacağı, dolayısıyla bunun da dünya barışına katkı olacağı da aşikârdır. 

Bağımsızlığına yeni kavuşmuş bir ülkenin başkanı olarak Sayın Nursultan Nazarbayev’in ülkesini dünyanın 4. büyük nükleer gücü yapan silahlardan bir çırpıda vazgeçmesi, insanlığın ayakta alkışlaması gereken çok önemli ve çok cesur bir karardır. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in bu kararı alması o kadar kolay olmamıştır. Her şeyden önce, ülke güvenliği açısından böylesine güçlü caydırıcı etkisi olan silah stokundan vazgeçmeye kesinlikle karşı çıkan muhaliflerini ikna edebilmesi bile başlı başına bir başarıdır. Nazarbayev bu konuda, “Kazakistan’ın nükleer güç olup olmamasını planlamak üzere başlattığımız büyük tartışmada, sonuçları ve karşı savları, kuşku ve kaygıları ölçmek gibi zor bir yola girmekten başka çaremiz yoktu” demektedir. 

İngiliz Yazar Jonathan Aitken “Kazakistan'ın Efsanevi Lideri Nazarbayev” adlı, Türkçeye de çevrilen kitabında Nazarbayev’in nükleer sorunlar konusunda karar verirken dört önemli aşamayı tecrübe ettiğini belirtmektedir: “- 45 yıldan uzun süren, Semey (Semipalatinsk) ölüm poligonlarındaki denemelerin insanlara yaşattığı acıların algılandığı, fakat Sovyet askeri gizliliği nedeniyle sessizlik içinde geçirilen kaygılı bir dönem olan birinci aşama; - 1989 sonrasında Glasnost, Çernobil felaketi ve Moskova’nın Semey (Semipalatinsk) nükleer deneme poligonunu genişletme kararının beslediği öfke patlamasının yaşandığı ikinci aşama; - Demokrasiye yönelmek ve demokrasi ile tanışmak şeklinde özetlenebilecek üçüncü aşama; - Uluslararası pazarlıkların giriftliğini ve güçlüğünü yaşadığı bir dönemin sonunda 29 Ağustos 1990 tarihinde Semey (Semipalatinsk) Nükleer Atom Denemeleri Poligonunu kapatan 408 sayılı Başkanlık Kararı’nın açıklandığı dördüncü aşama.” 

Oldukça zor geçen bu çileli süreci Nazarbayev de şöyle özetliyor: “O günlerde demokrasiyi öğrendik. Bu, bağımsız Kazakistan’ın ilk bağımsızlık adımlarından biriydi. Totaliter Sovyet geçmişinin yanlışlıklarını görüp düzeltmeye başladık. Yeni bir demokrasi yolunda yürüyüşe geçtik. Ve o yolun temeli de nükleer silahlardan arınmış bir Kazakistan için verilmiş bir karardı.”

2008’in Nisan ayında Kazakistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştiren ve bu ziyaret esnasında Sovyetler döneminin nükleer deneme merkezi olan Semipalatinsk’i bizzat gezen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon da, bilge Başkan Nazarbayev’e insanlığa yaptığı unutulmaz hizmetlerden dolayı teşekkür etmiştir. İzlenimlerini “Sıfır Noktası” başlıklı makalesinde dile getiren Ban Ki Moon: “Birkaç hafta önce Kazakistan'a yaptığım ziyaret sırasında Sıfır Noktası'na gittim. Bu, benim için gerçekleri daha yakından görmemi sağlayan bir tecrübe oldu. Durduğum yer Sovyetler Birliği'nin 1947-1989 yılları arasında Semipalatinsk'te 456 atom bombası denemesi yaptığı kötü şöhretli test alanıydı” demektedir. 

Genel Sekreter bu test alanının kapatılması olayını dünyanın nükleer silahlardan arındırılmasında önemli bir adım olduğunu şu sözleriyle ortaya koymaktadır: 

“Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Ağustos 1990 tarihinde test alanını kapattı ve nükleer silahları yasakladı. Bu karar, bizim için uzak görünen nükleer silahlardan arınmış bir dünya hayalinin somut bir ifadesine dönüştü. Şimdi, ilk kez iyimser olmak için nedenlerimiz var.” 

Bağımsızlığının ilk yıllarında ülkesindeki muhalefete rağmen Semey (Semipalatinsk) nükleer deneme alanını kapatma kararı alabilen, insanlığa böylesine unutulmaz hizmetler yapan insanların ebediyen unutulmaması, her zaman takdirle anılması, bütün dünya insanları tarafından tanınması ve barış için çalışmaya özendirilmesi için NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ gibi uluslararası ödüller ihdas edilmiştir. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Semey’i (Semipalatinsk’i) kapatmakla, dünyanın dördüncü büyük nükleer silah stokundan vazgeçmekle insanlığa yaptığı hizmet nedeniyle NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’nü bir değil, birkaç defa hak etmiştir. 

Bu sebeple Kazakistan’ın ileri görüşlü barışsever lideri Nursultan Nazarbayev’e çoktan hak ettiği NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ verilmelidir. Türk Dünyasının saygıdeğer kurum ve kuruluşları Türk Dünyasının bilge lideri Sayın Nursultan Nazarbayev’e Nobel Barış ödülü verilmesi amacıyla başlatılan kampanyaya gönülden katılanlarla birlikte yol almak istiyoruz. Bu kampanya öncelikli olarak her kurumun kendi ülkesinde ve kendi bölgesinde konu ile alakalı yapacağı bir basın toplantısı veya yazılı bir basın açıklaması ile başlamalıdır. Ancak bunun için öncelikli olarak “Türk Dünyası Basın Mensupları Platformu” olarak başlattığımız bu kampanyaya destek verdiğinizi belirten kurumsal nitelikli (antetli, yetkili imza ve mühürlü) yazınızı iletişim bilgileriniz ile birlikte [email protected] adresine bildirmenizi rica ediyoruz. Bu bildirimler 15 Eylül 2010 tarihine kadar elimize ulaşmalıdır. Bildirimlerin elimize ulaşmasının ardından birinci aşamanın başlatılması için sizlere bilgi aktarılacak ve bütün Türk Dünyası olarak kenetlenerek, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e hak ettiği ödülün verilmesi için uluslararası teşkilatlar ve kamuoyu nezdinde girişimlerimizi sürdüreceğiz. Bu hareketin aynı zamanda Türklerin her zaman dünya barışı ve huzuru yolunda hareket ettiğinin bir somut göstergesi olacağı konusunda da en ufak bir şüphemiz yoktur. Tüm Türk Dünyası Kamuoyuna Saygılarımızla…” 

…………….

2010 yılında büyük bir heyecanla yürüttüğümüz “Nazarbayev’e Nobel Barış Ödülü Verilemelidir” kampanyamız, araya giren seçimler sonrasında Meclis tablosunun değişmesi nedeniyle Nobel ödülü müracaatı için süratle ve organize bir biçimde yapılması gereken işlemlerin hızını yavaşlatmıştı. Gerekli işlemler tamamlansa bile, O yılki Nobel Barış Ödülü Kazakistan Devlet Başkanı Sayın Nazarbayev’e  verilir miydi? O konuda kuşkularımız var. 

Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Semey’i (Semipalatinsk’i) kapatarak dünyanın dördüncü büyük nükleer silah stokundan vazgeçmişti. Nazarbayev, insanlığa yaptığı bu çok anlamlı hizmet nedeniyle NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ’nü bir değil, birkaç defa hak etmişti. Buna rağmen, 2010’da yapılan törende,  2009 Nobel Barış Ödülü  ABD Başkanı Barack Obama’ya verilmişti. Başka ülkelerden nükleer teknolojiyi nasıl “aldığını” gazetelere ayrıntılarıyla anlatan, Güney Afrika ülkelerine nükleer silah sattığı belgeleriyle ortaya çıkan,  “Nükleer silahlar sınırlandırılmalı” demesine rağmen bu konuda parmağını bile oynatmayan bir devlet başkanına Nobel Barış Ödülü verilirken, bu ödülün Sayın Nazarbayev’den esirgenmesini anlamak mümkün değildir.