Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara yönelik yapığı zulmü dokuz ay süren yoğun bir araştırma sonucunda rapor haline getirdi.

Raporda, Myanmar ordusunun Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing ile diğer 12 üst düzey askeri yetkilinin, Arakan Eyaletinin kuzeyindeki Arakanlı nüfusa yönelik etnik temizlik sırasında işlenen insanlığa karşı suçlarda pay sahibi olduğunu gösteren kapsamlı ve güvenilir kanıtlara ulaşıldığı belirtildi.

"Her Şeyi Yok Edeceğiz: Myanmar'ın Arakan Eyaletinde İşlenen İnsanlığa Karşı Suçlarda Ordunun Sorumluluğu" başlıklı kapsamlı raporda, Myanmar güvenlik güçlerinin cinayet, tecavüz, işkence, köy yakma ve açlığa zorlama da dahil olmak üzere kuzey Arakan Eyaletinin her yerinde gerçekleştirdiği eylemlere değinilerek, uygulanan şiddetin Arakanlı nüfusu hedef alan son derece planlı ve sistematik saldırılar olduğunu gösteren kanıtlar bulunduğu ifade edildi.

Emir-komuta zincirinin başındaki Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'e varıncaya dek eline kan bulaşmış herkesten, uluslararası hukuk gereğince insanlığa karşı işlenen suçlar ve diğer ağır insan hakları ihlallerine göz yumulması ve bunların gerçekleştirilmesindeki rolleri nedeniyle hesap sorulması gerektiği vurgulanan raporda, Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Soe Win'in yanı sıra ihlallerde sorumluluğu olan diğer askerlerin adı yer aldı.

Kanıtlar nasıl toplandı?

Yüzlerce mülakatın yanı sıra uydu görüntüleri, doğrulanmış fotoğraflar ve videolar ile uzmanlarca yapılan adli tıp ve silah incelemelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda güçlendirici kanıta dayanan rapor, ordunun Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA) saldırıları sonrasında başlattığı "temizlik harekatlarında" işlediği belirli ihlallere dair ayrıntılardan söz ediyor.

Raporda, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsünde listelenen toplamda 11 insanlığa karşı işlenen suçtan dokuzunun Myanmar güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği belgelendi.

Ordunun yüksek komuta kademesinin, ülkenin diğer yerlerinde işlediği ihlaller nedeniyle kötü şöhret kazanmış en acımasız savaş taburlarını, kuzey Arakan Eyaletinde yürütülen operasyonların en ön safına ve merkezine koyduğu da kanıtlanan raporda, bu taburların da isimlerine yer veriliyor.

Raporda, Myanmar'daki durumun, soruşturulması ve yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taşınması çağrısında bulunuluyor.

"Bunun asıl sorumlusu ordu"

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew Gardner, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, bunun Arakanlı Müslümanlarla ilgili yayınladıkları en kapsamlı rapor olduğuna dikkati çekerek, Myanmar ordusunun Arakanlılara karşı acımasız, sistematik ve planlı şekilde insanlığa karşı suçları işlediğini vurguladı.

Gardner, hak ihlallerinin asıl sorumlusunun Myanmar ordusu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Uluslararası Af Örgütü, ilk defa Genelkurmay Başkanı ve ona bağlı 9 kişi, sınır koruma polisine bağlı 3 kişinin isimlerini açıklıyor. Neden açıklıyoruz? Çünkü, bunlar bu etnik temizliği operasyonunda aktif rol oynadıkları için açıklıyoruz. Etnik temizlik operasyonunu yöneten, aktif rol alan kişilerin isimlerini açıklıyoruz Uluslararası Af Örgütü olarak. Bizim raporumuzda çok sade deliller var. Tanıkların bilgileriyle hazırlandı. Bu da şunu gösteriyor, bazı köylerde büyük katliamlar yapıldı, bazı köylerde insanlar kaçarken vurularak öldürüldü, bazı köylerde insanları evlerindeyken yaktılar bu insanlığa karşı büyük bir suçtur."

Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara sistematik saldırlarına Ağustos 2017 yılında başladığını belirten Gardner, bu tarihten itibaren o bölgede yaşayan insanların yüzde 80'inin göç etmek zorunda kaldığını söyledi.

"Bu suçlar Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşınmalı"

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Gardner, Arakanlı Müslümanlara karşı işlenen bu suçların hiçbir gerekçesi olamayacağına, sivillere karşı acımasız suçlar işlendiğine dikkati çekerek, "Myanmar hükümeti, bir silahlı örgüte karşı mücadele ettiklerini, orada bir terör olduğunu söylüyor. Ama Uluslararası Af Örgütü raporunda elde ettiğimiz deliller, tanık ifadelerine göre, sivillere karşı, masum insanlara karşı katliam yapıldığını, suçlar işlendiğini ortaya koyuyor. Hükümet, silahlı örgütü bahane ederek etnik temizlik yaptı, bunun planlı bir şey olduğunun raporumuzda kanıtları var. Şimdiye kadar uluslararası güçlerin verdiği tepki çok yetersiz. Bu Uluslararası Af Örgütü’nün raporu önemli bir delil. Uluslararası Af Örgütü olarak, bizce bu suçlar Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) taşınmalı, kapsamlı bir soruşturma başlatılmalı."