İSTANBUL - Yakın tarihi boyunca çalkantılı dönemlere ve bu süreçte farklı yönetim modellerine tanık olmasına karşın Ortadoğu'daki çoğu ülkenin aksine muhalefetini yurt içinde tutmayı başarabilen Mısır, ilk kez "sürgünde muhalefet" deneyimi yaşıyor.

Ülkenin demokratik yollarla seçilen ilk cumhurbaşkanının iktidardan uzaklaştırıldığı iki yıl önceki askeri darbenin ardından bütün muhalif kesimleri içerecek şekilde genişleyen baskı ve sindirme politikaları, Mısır muhalefetini ülkeden ayrılmak zorunda bıraktı.

Demokratik rejimleri ve tanıdıkları özgürlük alanı gibi nedenlerle özellikle bazı devletlerde temerküz etmiş olmalarına karşın Mısırlı muhalifler, Ortadoğu'dan ABD'ye uzanan geniş coğrafyadaki yeni "adreslerinde", Mısır'da demokratik düzenin yeniden tesisi amacıyla faaliyette bulunuyor. Aralarındaki irtibatları gün geçtikçe geliştiren ve çalışmalarını giderek daha koordineli hale getiren muhaliflerin çabaları, Mısır'ın farklı siyasi eğilimleri arasındaki uzlaşma arayışları açısından da dikkat çekici bir deneyimi temsil ediyor. 

Muhaliflerin yeni adresleri

Haklarında davalar açılan, yargılanan ve bazıları mahkum edilen farklı eğilimlerdeki muhaliflerin öncelikli tercihi Türkiye, Katar, ABD ve İngiltere oldu. 

Bulundukları ülkelerdeki faaliyetlerini, hedeflerini, Batı ülkelerinin Mısır'daki mevcut yönetimle tesis ettiği ekonomik ve diplomatik ilişkilerin bu ülkelerde faal olan grupları nasıl etkilediği, ülke dışındaki muhalefetin geleceği ve nihayet Mısır'daki sorunların çözümü konusunda ne türden beklentileri olduğuna ilişkin AA'ya açıklamalarda bulunan muhalif liderler, farklı siyasi eğilimlerin ortak payda olarak demokraside buluştuğunu ifade etti.

Ortak zemin demokrasi 

Darbenin ardından ülkesinden ayrılarak Lübnan'a giden ve halihazırda Türkiye'de ikamet eden Mısır'ın liberal çizgideki ünlü muhalif siyasetçisi Eymen Nur, farklı ülkelerde faaliyetlerine devam eden muhaliflerin koordinasyon içinde hareket ettiğine dikkati çekerek, eğilimlerin farklı olmasına karşın muhaliflerin demokrasi müşterek zemininde buluştuğunu dile getirdi.

Darbe yönetiminin insan hakları sicili anlatılıyor 

Mısır'da demokrasi ve sivil toplumun tesisi amacıyla mücadele eden birçok muhalif ismin katılımıyla 8 Ağustos 2014'te İstanbul'da kurulan ve muhalif kesimlerin yurt dışındaki başlıca platformu olarak öne çıkan Mısır Devrim Konseyi Başkanı Maha Azzam da belirledikleri çeşitli hedeflere ulaşmak için uğraş verdiklerini söyledi.

Mısır'ın önde gelen kadın muhaliflerinden Azzam, bu hedefleri, "Mısırlıları, ortak hasım olan diktatörlüğe karşı mücadelede birleştirmek ve demokrasinin yeniden kazanılması için muhalif kesimler arasındaki ihtilafları aşmak" olarak sıraladı. 

İdam kararlarının infazı 

Gıyabında yargılanan ve ağır hapis cezası alan "sürgündeki" İhvan liderlerinden Cemal Haşmet de aralarında Mursi ve İhvan Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii gibi önde gelen isimlerin de bulunduğu çok sayıda darbe karşıtına verilen idam cezalarının infazının, dizginlerin elde tutulabilmesinin son sınırı olduğuna dikkati çekti.

Çalışmalarına Türkiye'de devam eden Haşmet, "İşlerin nereye gideceğini bilmiyoruz. Herkes, bunların uydurma ve tamamen siyasi davalar olduğunu, zalimce hesapların tasfiyesi amacı taşıdığını biliyor" diye konuştu. 

Mısır'da "denklem" değişti

Mısırlı önde gelen kadın muhaliflerden insan hakları savunucusu ve hukukçu Neven Melek Mısır'da koşulların değiştiğine dikkati çekerek, "Güç unsurları, şok halinden çıkma, muhalefetin büyümesi ve halkın bilinçlemesi. Bütün bunlar denklemin değişmesini beraberinde getirdi" değerlendirmesinde bulundu. 

Katar'da ikamet eden Melek, muhalefetin, siyasi çözüm ve önkoşulsuz ulusal diyaloğun kabulü ve siyasiler ile sivil toplum aktivistlerine yönelik artan ihlaller duruncaya kadar büyüyerek devam edeceği öngörüsünde bulundu.

Darbe sonrası yeni dönem hazırlığı

Çalışmalarına İngiltere'de devam eden muhalif isimlerden Ahmed Amir de "meşrep farklarına" rağmen muhalif siyasi kesimlerin, üzerinde ittifaka varacakları siyasi çözüm girişimlerinin bulunduğunu dile getirdi. Amir, söz konusu girişimin öncelikli hedefinin, darbe liderlerini siyasi arenadan uzaklaştırmak akabinde ülke içindeki önde gelen siyasi güçlerle işbirliği içinde yeni bir dönem başlatmak olduğunu kaydetti.