ANKARA - ABD’nin DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Irak’ı etnik ve mezhep temelli bir kaos ülkesine dönüştürüp DEAŞ'a zemin hazırlayan 5 yıllık deneyiminden sonra, Suriye’de terör örgütü YPG/PKK öncelikli politikalara imza attı.

Avukat McGurk, 2004’te kariyerinin yönünü diplomasiye çevirdiğinde, ilk işi Bağdat Büyükelçisi John Negroponte'ye Irak Anayasası'nın yazımında danışmanlık yapmak

McGurk'ün Irak'ta görev yaptığı 2004-2009 yılları, Irak'ın yeniden yapılandırıldığı dönemdi. Bu ortamda McGurk, Irak'taki mevcut kaosun taşlarını ören ekibin baş aktörlüğünü yaptı.

Amerikalı diplomatın ekibi, işgal sonrası dönemde, Baas yönetiminde "ikinci sınıf vatandaş" konumunda kalan Şii Araplar ve Kürtlere odaklanmayı tercih etti.

Bu iki kesime destek çıkan McGurk ekibi, Kürtlere özerklik ve Şiilerin iktidara yürümesine izin vererek ülke içindeki ayrımı körükledi.

McGurk'ün yazımında büyük role sahip olduğu Irak Anayasası, Ekim 2004'te ülkede Sünni Arapların rahatsızlığına rağmen kabul edilmişti. Ülkeye federal yönetimi getiren ve Kürt nüfusun çoğunluklu olduğu üç kuzey iline özerklik veren anayasa, özellikle Sünni Arapları tedirgin etmişti. 

Anayasanın ihtilafa yol açmasının nedenlerinden biri de Şii dini önderlerin siyasete olan müdahalesiydi. Şii dini liderler, Irak'ın İslam Cumhuriyeti olmasını istiyor, Sünniler buna karşı çıkıyordu.

Irak’ın etnik ve mezhep temelli ayrışmasının mimarı

Ülkeye 8 yıl otoriter ve mezhepçi biçimde hükmedecek Şii lider Nuri Maliki yönetimi 2006'da başladı. Maliki, Şii grupların Irak siyaseti içindeki öncü rolünü pekiştireceği ve Sünnileri dışlayacağı sinyallerini verdi. Eş zamanlı olarak, şiddet tırmandı, peş peşe bombalı saldırılar düzenlendi.

McGurk'ün ekibinin Kürtleri ve Şiileri öncelik alan politikası, direnişin artması, istikrarın sağlanamaması, parçalanmışlığın artması gibi Irak içi; Şii iktidarı ve Tahran ile yakın ilişkileri, komşu ülkelerde Kürt devleti konusunda yükselen hassasiyet gibi dış dinamikleri ortaya çıkarmıştı.

Şubat 2007'de Irak komutanı olarak atanan General David Petraeus, ülkedeki şiddet ortamını ve El Kaide'yi bitirmek için bir plan devreye koydu. Sünni gruplar, ABD desteğiyle bir araya getirildi ve El Kaide'yle savaştı. Böylece ABD'ye ve Şii hakimiyetine karşı savaşan Sünni güçler, siyasal sisteme dahil edilmiş, El Kaide de yenilmişti.

Ancak McGurk ve ekibi, Maliki'nin Irak milliyetçisi olduğu ve İran etkisinin abartıldığını savunarak Şii lidere destek çıktı. 

DEAŞ'ı ortaya çıkaran şartların doğmasına yol açtı

Irak’ta McGurk'ün ekibinin desteğini alan Şii lider Nuri Maliki, 2008-2014 yıllarında giderek otoriterleşti ve ülkeyi Petreaus planı öncesine döndürdü. Sünnilerin dışlandığı Irak, siyasi, ekonomik ve toplumsal karmaşaya sürüklendi. Bazı günler 200 kişinin öldüğü bombalı ve silahlı eylemler gerçekleştirildi.

Bu sırada ABD, Türkiye'nin Sünnilerin devre dışı bırakılması yönündeki uyarılarını göz ardı etti. Sünnilerin siyasal sistemin dışına itilmesiyle ortaya çıkan boşluğa, DEAŞ'ın tohumları ekildi.

DEAŞ, ABD işgali sonrası etkinlik kazanan ve El Kaide'ye bağlılığını bildiren gruplardan biri olarak 2004'te ortaya çıktı.

Dışlanmış Sünnilerden taraftar toplayan örgütün, Maliki hükümetine cephe alan aşiret ve eski Baas mensuplarıyla yaptığı ittifak, ilerleyişini hızlandırdı.

Büyükelçilik hayali, özel yaşamının basına sızmasıyla sona erdi

Barack Obama, Ocak 2009'da görevi George Bush'tan devraldığında, McGurk'ün "başkanın üst düzey danışmanı" olarak görevine devam etmesini istedi.

Esasen "Bush'un adamı" McGurk, DEAŞ ile mücadele özel temsilcisi olduğunda, hızla yükselerek Obama'yı Irak ve Suriye politikalarında yanlış yönlendirdi.

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) sıcak bakmadığı McGurk, Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) desteğini alarak kariyerini sağlamlaştırdı.

McGurk'ün kariyeri, Haziran 2012’de ismi Bağdat büyükelçisi adaylığı için geçtiği sırada, Bağdat'taki görevi sırasında bir Amerikalı gazeteciyle ilişkisinin basına sızdırılması nedeniyle sarsıldı.

Kongre, McGurk’ün büyükelçiliğine onay vermedi. Ancak büyükelçi olmasına mani olan skandal, McGurk'ü başkanın gözünden düşürmedi.

2004-2009’daki Irak deneyimi sayesinde McGurk, Eylül 2014’te dönemin ABD Başkanı Barack Obama'nın DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi John Allen'ın yardımcısı oldu.

Suriye'ye Irak modelini dayatmaya çabaladı

Irak'ın federal yapısının mimarı McGurk, Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG/PKK'ya destek vererek iç savaş sonrası parçalı bir Suriye haritası çizmeye koyuldu.

McGurk, General Allen'ın yardımcılığını üstlendiği dönemde, DEAŞ tehdidine karşı Türkiye'yi en önemli partner olarak niteliyordu. Ancak özel temsilciliği devralmasına 1 ay kala McGurk, Erbil'de YPG/PKK elebaşısı Salih Müslim ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından yaptığı bir açıklamada, DEAŞ'a karşı mücadelede ilk kez Kürtlerin rolüne değindi.

McGurk, "Savaş henüz bitmedi. Kürtler her gün kayıp veriyor ve biz onları bu tehlikeye karşı birleşmeleri konusunda cesaretlendiriyoruz." demişti.

Ekim 2015'te görevi Allen’dan devralarak ABD Başkanı Obama'nın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi olan McGurk, hızla rotasını Ankara'dan, YPG/PKK'nın "Rojava"sına (Kürtçede Batı) çevirdi.

Türkiye'nin DEAŞ ile Irak ve Suriye'de eş zamanlı mücadele ısrarlarına rağmen, Irak'a yoğunlaşan McGurk, böylece DEAŞ Suriye'de toplandıkça, YPG/PKK'ya DEAŞ ile mücadele bahanesiyle daha fazla destek verilmesinin yolunu açtı.

PKK tekelindeki yapıyı benimsedi

Kürtlerin birleşmesi tavsiyesinde bulunan McGurk, Suriyeli muhalif Kürtlerin oluşturduğu Kürt Ulusal Konseyine (ENKS) ise hep mesafeli kaldı.

Eylül 2015'ten sonra McGurk, Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK'nın işgal ettiği bölgeleri ziyaret ederken terör örgütü, ENKS'nin faaliyetlerini şiddetle bastırdı.

Mart 2017'ye kadar, ENKS ile ABD'den hiçbir yetkili temasa geçmemiş, ENKS'den bir heyet ilk olarak geçen mart ayında Washington'da aralarında McGurk'ün bulunduğu yetkililerle görüştü.

ENKS Dış İlişkiler Sorumlusu Siyamend Haco, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amerikalı yetkililere, YPG/PKK'nın kendi içinde diktatöryel bir federasyonu öngördüğünü anlattıklarını, onların da örgütün "tüm hukuksuzluklarını bildiklerini ancak görmezden geldiklerini" söylediğini aktarmıştı.

McGurk böylece Suriye'nin kuzeyinde PKK tekelinde bir yapı öngördüğünün sinyallerini verdi.

Elebaşlarıyla poz verdi

McGurk, yeni görevinde iki sene içinde Suriye'nin kuzeydoğusunda YPG/PKK'nın işgal ettiği bölgeyi birçok kez ziyaret etti. Bunların çoğu basına yansıdı.

İlki, 1 Şubat 2016'da, Aynularab'ın (Kobani) DEAŞ'tan alınarak YPG/PKK'nın işgaline girmesinin yıl dönümünde gerçekleşti.

McGurk'ün, YPG/PKK'nın sözcülerinden Polat Can'ın elinden plaket aldığı fotoğraf üzerine, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Obama yönetimine, "terör örgütü ve NATO müttefiki arasında tercih yapması" çağrısında bulunmuştu.

Ancak Ağustos 2016'nın sonunda McGurk, tekrar örgüt kontrolündeki bölgeye gitti ve desteğini yineledi.

McGurk, TSK'nin 25 Nisan 2017'deki Karaçok Harekatı'nın ardından, Twitter'dan "Türkiye’nin, ABD ya da IŞİD'e karşı kurulan koalisyon ile koordine etmeden, Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerinde gerçekleştirdiği hava saldırısını kaygıyla takip ediyoruz" açıklaması yapmıştı.

Temsilcinin açıklamasının ardından Amerikalı yetkililer bölgeye gitmiş ve Türkiye'nin aradığı PKK'lı terörist Ferhat Abdi Şahin kod adı ile Şahin Cilo ve YPG/PKK'nın sözcülerinden Redur Halil ile "teftiş"te bulundukları kareler basına yansımıştı.

Erdoğan'ın ABD'de Trump ile bir araya gelmesinden 1 gün sonra, McGurk de 17 Mayıs'ta Rakka'nın kuzeyindeki YPG/PKK noktalarını ziyaret ederek aralarında Şahin Cilo, Aldar Halil, Enver Müslim'nin de olduğu terör örgütü elebaşlarıyla poz verdi.

Terör örgütüne meşruiyet sağlamaya çabaladı

YPG/PKK'yı Suriye politikasının omurgası olarak öncelediğini apaçık ortaya koyan McGurk, Ankara'daki rahatsızlık üzerine örgüte bir kılıf bulmuştu.

YPG/PKK, McGurk'ün meşruiyet kazandırma projesi çerçevesinde, silah ve lojistik desteğiyle kendisine yakın tuttuğu bazı küçük grupları 12 Ekim 2015'te, "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) altında birleştirdi.

Bu tarihten sonra başta McGurk olmak üzere Amerikalı yetkililer, DEAŞ ile mücadelede SDG'ye destek verdikleri yönünde açıklamalar yaptı. 

Münbiç oyunu dikkati çekti

Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'nin kuzeyinde McGurk'ün desteğiyle peş peşe kantonlar ilan etti. McGurk, böylece kantonal idari özerk yapılarla federal Suriye hazırlıklarına hız verdi.

Bu yönde en dikkat çekici hamle, YGP/PKK'nın Ağustos 2016'da ABD'nin askeri yardımıyla Fırat Nehri'nin batısındaki Münbiç ilçesine girmesi oldu.

Amerikalı yetkililer Türkiye'ye, Münbiç'in DEAŞ'tan alınmasının ardından, örgütün ilçeyi terk edeceği garantisini vermişti.

ABD yönetimi, açıklamalarında ve Türkiye’ye bildirimlerinde, Münbiç’teki örgüt unsurlarının ilçeden ayrılıp Fırat Nehri’nin doğusuna geçtiğini iddia etmişti.

Ancak McGurk, Kasım 2016'da YPG/PKK'lıların ilçede bulunduğunu itiraf etmiş, yerel unsurlara verdikleri eğitimden sonra ilçeden ayrılacaklarını iddia etmişti. Buna karşın terör örgütü, Münbiç'te kendi mührünü bastığı kimlikler dahi dağıtarak işgalini pekiştirdi.

Federasyon gündemi için destek aradı

YPG/PKK'nın 17 Ekim 2017'de Rakka'yı işgalinin ardından bölgeye gelen ABD Başkanı Donald Trump'ın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk'ün, ertesi gün, Esed rejiminin istihbarat şefi Ali Memlük ile YPG/PKK'nın ilan edeceği özerk bölge hakkında Haseke'de görüştüğü iddiaları basına yansımıştı.

Rejimin Dışişleri Bakanı Velid Muallim zaten, 26 Eylül'de PYD/PKK ile özerkliği müzakere edebileceklerini açıklamıştı. Terör örgütü ve rejim arasındaki özerklik görüşmeleri, bu dönemden sonra hız kazanmış ancak bir süre sonra çıkmaza girmişti. 

Son 6 aydır düşük profilde görev yapıyordu

YPG/PKK'nın tutkulu savunucusu McGurk, Trump'ın ağustos ayında eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'i Suriye özel temsilcisi olarak atamasının ardından geri plana çekildi.

Şubat 2019'da görev süresi dolacak olan McGurk, son 6 aydır düşük profilde görev yapıyor, daha ziyade Irak'taki süreçle ilgileniyordu.

McGurk, 12 Aralık'ta yaptığı bir açıklamada, ABD'nin, Suriye'de DEAŞ'tan elde edilen kazanımların devamlılığını sağlamak için "iç güvenlik güçleri" kurulana kadar Suriye'de kalmaya devam edeceğini vurgulamıştı.

"Askeri hedef, DEAŞ'ın kalıcı yenilgisidir ve yıllar içinde bir şey öğrendiysek, onları fiziki olarak yenip öylece çekip gidemezsiniz." ifadesi dikkati çekmişti.

Özel temsilci, ABD yönetiminin, 19 Aralık'ta Suriye'den çekilme kararı almasının ardından istifa etti.

İstifa mektubunda, DEAŞ'ın bölgede hala aktif olduğunu ve terör örgütünün henüz tam olarak yenilmediğini ileri süren McGurk, çekilme kararının örgüte tekrar yayılması için alan sağlayabileceğini savundu.

Trump ise istifanın ardından, "Şubatta görevinden ayrılıyordu ama şimdi istifa etti. Medya şovmeni? Yalan medya, hiçbir anlamı olmayan bu olayı büyütüyor." değerlendirmesini yaptı.