İSTANBUL - Libya'da uzun süredir yaşanan anlaşmazlıklara çözüm arayışı kapsamında kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin ülke idaresindeki rolünün etkinleşmesi önünde çeşitli engeller bulunduğu ifade ediliyor. Uzmanlar, söz konusu engellerin başında General Halife Hafter'in mutabakat hükümetine karşı sergilediği isyancı tavır ile bu tavrı cesaretlendiren dış müdahaleler olduğunu belirtiyor.

Yaşanan son gelişmeler ışığında ülkenin yakın geleceğine ilişkin  değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, Libya'daki mevcut "siyasi tıkanıklığın" devamı durumunda muhtemel iki senaryoyla karşı karşıya kalınabileceğini ifade ediyor. Söz konusu iki senaryo halihazırda Hafter'e bağlı Tobruk hükümetinin idaresi altındaki doğu bölgelerinin, batıdan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi ya da Tobruk'taki hükümete bağlı kurulacak bir "kurtarıcı askeri konsey"in ülke genelinde liderliğini deklare etmesi ihtimalleri üzerinde yoğunlaşıyor.

Uzmanlar ayrıca bu ihtimallerin dışında, çatışan tarafların kahir ekseriyetinin Sirte kentinin terör örgütü DAEŞ'ten temizlenmesi konusunda ittifak halinde olduğunu belirterek Libya'da yaşanan anlaşmazlıklar kapsamında farklı bir noktaya işaret ediyor. Libya'nın batısındaki Sirte'de DAEŞ'e karşı zafer kazanılmasında etkin rol oynayacak gücün, ülke yönetiminde de muktedir olacağı ileri sürülüyor.

"Sisi tecrübesinden" ilham alınması

UMH'nin ülke idaresinde hakimiyeti sağlayamamasının ana nedenlerinden birinin Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nin yeni hükümete karşı izlediği "isyancı" tutum olduğunu savunan Libyalı siyasi uzman Muhammed Hüseyin Bayu, "Mısır'da Abdulfettah es-Sisi'yi iktidara taşıyan tecrübeden ilham alan Temsilciler Meclisi'nin, UMH'ye güven oyu vermeme konusunda izlediği tavrı sürdüreceğini düşünüyorum." dedi.

"UMH krizi derinleştirdi"

UMH'nin karşılaştığı engellerin, güvenoyu alamaması ve Abdullah es-Sini başkanlığındaki Geçici Hükümet'in itirazlarıyla sınırlı olmadığına dikkati çeken araştırmacı Ömer Abdulaziz ise UMH'nin tek dayanağının kendisine sağlanan dış destek olduğu gözönüne alındığında doğu bölgesinde denetimin yeniden sağlamasının "zor" olduğuna dikkati çekerek, "Libya'daki siyasi krizin derinliğinin, ülkeyi böldüğü ve UMH Başkabakanı Fayiz es-Sirac'ın mütevazi siyaset tecrübesini aştığını" ifade etti. Sirac'ın Hafter karşısındaki "net olmayan tutumunu" eleştiren Abdulaziz, bu durumun çevresindeki siyasi gruplarda güvensizlik meydana getirdiğini belirtti.

Libya uzmanı Cezayirli araştırmacı Rıda Buzra ise Sirac başkanlığındaki UMH’nin ülkedeki krizi daha da derinleştirdiğini savunarak, "UMH'nin kurulması, zaten karışık olan siyaset sahnesine üçüncü bir aktör ekledi. Yasama ve yürütme yetkisine sahip olan bu aktör ayrıca yeni bir ordu oluşturma çabası içinde. Yasama ve yürütme yetkisine haiz iki hükümet ile sahada çatışan iki orduya şimdi de UMH eklendi." dedi.