KUDÜS - İsrail’de 17 Mart’ta yapılacak genel seçimlerin, işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere yönelik olası yansımaları konusunda analistler farklı görüşler ortaya koyuyor.

Kamuoyu araştırmalarına göre, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun sağ eğilimli Likud Partisi ile İzak Herzog ve Tzip Livni ikilisinin liderliğindeki sol eğilimli “Siyonist Birlik” listesinin yarıştığı ifade ediliyor.

İsrail'de seçimlere üç hafta kala siyasetin gündemini en fazla meşgul eden konular arasında, "İşgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da var olan ve yapımı devam eden Yahudi yerleşim birimleri ile 1967 sınırları içerisinde bir Filistin devletinin kurulması" yer alıyor.

Yahudi yerleşim yeri inşası 2014'te yüzde 40 arttı

Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına karşı çıkan “Peace Now” adlı İsrailli sivil toplum kuruluşunun dün yayınladığı rapora göre, Yahudi yerleşim birimi inşaatları 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40 arttı.

Uluslararası hukuka göre illegal olan bu yerleşim yerleri, İsrail ile Filistinliler arasında kesintiye uğrayan barış görüşmelerinin yeniden başlamasının önündeki en büyük engel olarak görülüyor.

Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti ise, Avrupalı liderler ve ABD yönetiminden gelen eleştirilere rağmen işgal altındaki Filistin topraklarında yeni Yahudi yerleşim yerleri inşa etme politikasından vazgeçmemekte kararlı.

Netanyahu, geçtiğimiz aylarda parlamentoda yaptığı konuşmada, Doğu Kudüs'te yerleşim birimleri inşa edilmesi konusunda İsrail’de geniş bir görüş birliği olduğunu savunarak, “Filistinliler de her hangi bir anlaşmada bu yerleşim birimlerinin İsrail'de kalacağını biliyor" ifadesini kullanmıştı.

"Yerleşimcilerin başbakanı"

Yerleşim birimleri inşaatlarını hız kesmeden devam ettiren Netanyahu, seçim kampanyası çerçevesinde  bu yerleşim birimlerine de ziyaretler düzenliyor. Bu ayın başında Batı Şeria'daki Eli yerleşim birimine yaptığı ziyarette büyük ilgi gören Netanyahu'yu, yerleşimciler ellerinde "Netanyahu: Yerleşimcilerin Başbakanı" yazılı pankartlarla karşılamıştı.

Ayrıca, geçtiğimiz ay yine Batı Şeria'daki Ariel yerleşim birimini de ziyaret eden Netanyahu, "Kudüs, ülkemizin bölünmez başkenti olarak kalacağı gibi, Ariel de İsrail'in bir parçası olarak kalacaktır" demişti.

“Tüm siyonistler aynı”

Sol eğilimli “Siyonist Birlik” hareketinin lideri İzhak Herzok ise Yahudi Yerleşim yerleri konusunda Netanyahu’dan farklı bir siyaset izleyeceklerinin sinyallerini veriyor.

Herzog, geçtiğimiz günlerde bir ABD televizyonuna yaptığı açıklamada, “Duvarın (Batı Şeria’yı çevreleyen Ayrım Duvarı) iç tarafında yeni yerleşim yerleri inşa etme niyetinde değilim” ifadesini kullanmıştı.

Herzog’un sözlerini AA’ya değerlendiren İsrailli akademisyen ve AB İnsan Hakları ödülü sahibi Nurit Peled ise bu sözlerin gerçeği yansıtmadığı görüşünde.

Peled, "Netanyahu başbakan kalmaya devam etse de Herzog liderliğindeki ‘Siyonist Birlik’ listesi iktidara gelse de 'Filistinlilerin tüm topraklarını ellerinden alarak onları buradan sürmek' yönündeki siyonist politika değişmeyecektir" dedi.

“Tüm siyonistler aynı. Nihai hedefleri, Filistinlilerin tüm topraklarını ellerinden alarak onları buradan sürmek" değerlendirmesinde bulunan Peled, "Hiç bir siyaset değişikliği olacağına inanmıyorum. Çünkü Siyonistler barış istemiyor” diye konuştu.

“Bazı siyonistler diğerlerinden daha az zalim görünebilir” ifadesini kullanan Peled, “İsrail’de tek gerçek muhalefet, seçimlere Arap Listesi adıyla birlikte giren İsrailli Araplar milletvekilleri ve komünist parti olabilir. Bunun dışında dışında kalan partilerin hepsi siyonist ve tüm siyonistler aynı” şeklinde konuştu.

Siyonist partilerin politikalarının Filistinlilerin yanı sıra İsrail’e de zarar verdiğini belirten Peled, İsrail ekonomisinin iyi durumda olmadığını, ülkede yoksulların sayısının arttığını kaydetti.

"Livni ve Herzog ikilisi yerleşim birimi inşaatlarını durduracaklarını umuyorum"

Öte yandan, İsrail'de Yahudi yerleşim yerleri konusunda Herzog ve Livni ikilisinin, Netanyahu hükümetinden farklı bir politika izleyeceğini savunanlar da bulunuyor.

 “Peace Now” adlı İsrailli sivil toplum kuruluşunun Yahudi Yerleşim Yerleri İnşaasını İzleme Komisyonu Başkanı Hagif Ofran ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Livni ve Herzog ikilisi yerleşim birimi inşaatlarını durduracaklarını umuyorum. 'Siyonist Birlik'in yerleşim birimi yanlısı olmadığını düşünüyorum.  Bunun ötesinde Filistinliler ile bir barış anlaşması için de uğraşacaklardır. Eğer böyle bir anlaşmaya varılırsa tüm bu yerleşim birimi inşaatları geçmişte kalacak” ifadelerini kullandı.

Solcu bir hükümet gelirse yerleşim birimleri inşaatlarının durdurulması konusunda ümitli olduğunu vurgulayan Ofran, “Siyonist Birlik, Netanyahu’yu iktidardan uzaklaştırılmak için iyi bir şansa sahip” dedi.

Dünyanın farklı ülkelerinden getirilerek İsrail yönetiminin işgal politikası çerçevesinde Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yerleştirilen Yahudi yerleşimcilerinin silah taşımaları ve Filistinli sivilleri zaman zaman sözlü ya da fiziksel olarak taciz etmeleri, yerel halk ile yerleşimciler arasında sürtüşmelere neden oluyor.

İsrail, Batı Şeria'yı Yahuda ve Samarya şeklinde adlandırarak kendi toprağı olarak görüyor. İsrail İstatistik Bürosu'nun verilerine göre Batı Şeria'da 400 bin, Doğu Kudüs'te ise 200 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. Filistin tarafı ise bu sayının açıklananın çok daha üzerinde olduğunu belirtiyor.