BEYRUT

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Hizbullah'ın farklı yıllarda şubat ayında hayatını kaybeden önde gelen isimleri için düzenlenen anma törenine telekonferans sistemiyle bağlandı.

Nasrallah, burada yaptığı konuşmada, eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin "Hizbullah'ın Suriye'de savaşa girmesi bir delilikti. Terör cinnetini ülkemize taşıdı" sözlerine, "Lübnan'ı bölgeden bağımsız düşünemeyiz. Bunun teoride ve pratikte karşılığı yok" şeklinde cevap verdi.

"Asla bu bölgede gerçekleşenlerden bağımsız değiliz. 'Çevremizde olup bitenlere göz yumalım' diyenlerin söyledikleri mantıklı değil" diyen Nasrallah, şunları söyledi:

"Lübnan, Bilad-ı Şam'dır. Suriye'den bağımsız değiliz. Bizi bölgedeki olaylara karışmakla suçlayanların söyledikleri, hiç kusura bakmasınlar cevap vermeyi gerektirecek kadar ciddi şeyler değil. Fırtına gelirken, Lübnan olarak fırtınaya gözümüzü kapatıp, kenara çekilemeyiz. Lübnan'ın geleceği, Ürdün, Yemen, Bahreyn, Suriye, Mısır gibi her bir bölge ülkesinin kaderiyle şekillenmektedir. Tüm dünyanın geleceği, bizim bölgemizde belirlenirken biz bunun dışında kalamayız. Nesillerimizin geleceği için bu gerçekleri görmek zorundayız. Biz uzaydan gelmedik. Bölgenin parçasıyız."

"IŞİD'in asıl hedefi, Mekke ve Medine"

Libya'da 21 Mısırlı Kıpti'nin terör örgütü IŞİD tarafından öldürülmesini kınayan Nasrallah, "Böylesine hain bir saldırıyı, hiçbir akıl, kalp, vicdan ve din kabul edemez. Tüm Mısır halkı ve Kıpti Kilisesi'ne taziyelerimi iletiyorum. Bu katliam, vicdanı olan herkesi derinden etkilemiştir" dedi.

"IŞİD, İsrail dışında tüm dünya için tehlike oluşturuyor" diyen Nasrallah, "Onların gerçek hedefi, Kudüs değil Mekke'dir. Suudi kardeşlerimizi bu konuda iyi düşünmeye davet ediyorum. IŞİD'in hedefi, kutsal topraklarımız olan Mekke ve Medine'dir. IŞİD'in gösterdikleri vahşi bir Hollywood filmine benziyor olabilir ama yaptıkları asla bir film değil. Fıtri olmayan hiçbir şeyin İslam'la uyuşması düşünülemez. İnsanlığa tiksinti veren, insanın kalbi ve aklının kabul etmediği hiçbir şey İslam'la yan yana gelemez" ifadelerini kullandı.

Nasrallah, 10 yıl önce 14 Şubat'ta uğradığı suikastte, beraberindeki 22 kişiyle hayatını kaybeden Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri için de taziyelerini bildirerek, "Şubat ayı şehitler ayı. Şehit Refik Hariri'nin sevenlerine ve ailesine taziyelerimi iletiyorum. Bu suikast, Lübnan'ı ve bölgeyi derinden sarsan bir olaydı. Hariri'yle şehit düşenlerin sevenlerine ve ailelerine taziyelerimi bildiriyorum" dedi.

Hizbullah ve Müstakbel Hareketi arasında, cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkındaki müzakerelerle ilgili olarak yapılan bazı açıklamaları "gereksiz konuşmalar" olarak nitelendiren Nasrallah, "Lübnan'ın İran ve ABD ne yapıyor?" diye bakmadan diyaloğa devam etmesi gerektiğini belirterek, "Ne yapmamız gerektiği ortada. Makul bir sonuca ulaşmak için gerekli çalışmalara devam edeceğiz. Bazıları gereksiz konuşmalara girebiliyor. İyi niyetli olmayan bu konuşmaları duymuyoruz. Biz her zaman diyaloğa devam edeceğiz. Herkesi, üzerine düşeni yapmaya çağırıyoruz" açıklamasında bulundu.

"Lübnan'ı korumak, Hizbullah'ın değil, ordunun görevi"

Lübnan-Suriye sınırındaki çatışmalara da değinen Nasrallah, Nusra Cephesi'nin kış şartları geçtikten sonra yeni bir saldırıya hazırlandığını iddia ederek, "Bekaa bölgesinde güvenliğin sağlanması çok önemli" dedi.

Hasan Nasrallah, şunları kaydetti:

"Suriye sınırındaki sorunlardan, Hizbullah sorumlu tutulamaz. Lübnan devleti ve hükümeti, birinci derecede sorumludur. Devlet, orada kontrolü sağlamak için elinden geleni yapmalı. Halkın onurlu şekilde yaşayabilmesi için gerekli imkanlar götürülmeli. Bölgede insanların, gereksiz yere tutuklanmasının önüne geçilmeli. Arsal'da kış şartları geçtikten sonra Nusra ve IŞİD'e karşı mücadele başlatalım. İnanıyorum ki az bir güç harcayarak bu işin üstesinden gelebiliriz. Yeter ki kararlı olalım."

Nasrallah, Bahreyn'deki muhaliflere başından beri diyalog yollarını önerdiklerini hatırlatarak, "Bizi eleştirenlerin önce söyledikleri şeylere kendileri uymaları, sonra bizi eleştirmeleri gerekir" diye konuştu.

"IŞİD'in Nusra'dan farkı yok"

IŞİD'i destekleyen ülkelere baskı uygulanması gerektiğini belirten Nasrallah, "Bu ülkeler, her ne kadar desteklemediklerini söyleseler de onlara tüm dünyanın baskı uygulaması gerekir. IŞİD ve Nusra'nın farklı olduğunu söyleyerek, kendimizi kandırmayalım. Nasıl birine devrimci, diğerini terörist diyebiliriz? Biri, bana bunu açıklasın. Tek ayrılıkları, liderlik üzerine. Başka bir farkları yok" ifadelerini kullandı.