Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde geçen yıl 25 Mayıs'ta meydana gelen olayda siyahi ABD vatandaşı George Floyd, dolandırıcılık şüphesiyle gözaltına alınmak istenirken polis memuru Derek Chauvin tarafından diziyle boynuna baskı uygulaması sırasında nefes alamadığı belirterek, yardım istedi. Olay sırasında çevrede bulunan kişiler tarafından kaydedilen ve yayınlandığı sosyal medyada infiale yol açan görüntülerde 9 dakika 29 saniye süresince boynuna baskı uygulandığı belirtilen Floyd'un yaşamını yitirmesi, başka ABD olmak üzere dünya genelinde ırkçı karşıtı protestolara neden oldu.

DAVAYI TÜM DÜNYA TAKİP ETTİ

Görevden uzaklaştırılan ve 29 Mayıs 2020'de tutuklanan Chauvin, 10 Temmuz 2020'de ise kefaletle serbest bırakıldı. Olayla ilgili olarak hakkında 2 ve 3'üncü dereceden cinayet ile 2'nci dereceden adam öldürme suçlamalarından dava açılan Derek Chauvin'in yargılanmasına 29 Mart'ta başlanıldı. Başta kolluk kuvvetlerine ait görüntülerin yanısı sıra birçok görüntünün izlenilip, doktor raporu ve tanıkların dinlenilmesinin ardından dünyanın takip ettiği davada karar açıklandı. 

3 SUÇTAN DA SUÇLU BULUNDU

Minneapolis'teki Hennepin Bölge Mahkemesinde 4 hafta süren yargılama sonucunda 12 kişiden oluşan jüri üyeleri yaklaşık 10 saat süren müzakerenin ardından tarihi kararı açıkladı. Jüri sözcüsü, Chauvin'i üç suçtan da suçlu bulduğunu bildirdi. Kararın okunmasının ardından Chauvin hakkındaki kefalet kaldırılarak tutuklanıp, cezaevine konuldu.

KARAR SEVİNÇLE KARŞILANDI

George Floyd'un ölümüyle ilgili olarak Chauvin'in suçlu bulunması, davayı takip eden kalabalık tarafından sevinçle karşılandı. Kalabalık, 'George Floyd' sloganları attı. 

George Floyd'un avukatlarından Ben Crump ise jürinin kararını 'George Floyd ve ailesi için acı ile kazanılmış bir zafer' olarak değerlendirdi. Crump, bu karar ile Minnepolis'de polis uygulamaları ile ilgili birçok yasa değişikliğine gidileceği iddiasında bulundu.