WASHINGTON

ABD Kongresi'nin Temsilciler Meclisi kanadının Dış İlişkiler Komitesi'nde, ABD’nin Suriye rejimine yönelik askeri güç kullanma talebi tartışıldı. Toplantıda, yönetim kanadını ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Savunma Bakanı Chuck Hagel ve Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey temsil etti.

Dışişleri Bakanı Kerry, açılış konuşmasında, Suriye'de sadece Esed rejiminin sarin gazı kullandığını belirterek, "Sadece gerçeklerden kaçmak için oluşturulan en kasıtlı bir istek, bunun tanımlandığı gibi olmadığını veya rejimin bunu yapmadığını iddia edebilir. Bu saldırı oldu ve bunu Esed rejimi yaptı" diye konuştu.

Irak savaşı deneyimlerini hatırlatan Kerry, Kongre'ye tekrar asla hatalı istihbarat bilgilerin oylanmasının sorulmaması noktasında özellikle duyarlı olduklarını, bu nedenle ABD Başkanı Barack Obama ve istihbarat camiasının emin olmak için kanıtları tekrar tekrar gözden geçirdiğini ve birçok bilgiyi kamuoyuna açtıklarını söyledi.

"Tarih, bunların gerçekleşmesine olanak tanıyanlara da çok az sempati duyacak"

Dünyanın, ABD'nin kenarda durarak sessizlikle razı olup olmayacağını merak ettiğini belirten Kerry, tarihin Esed gibi suçluları sadece kötü şöhretle anacağını ama aynı zamanda tarihin bunların gerçekleşmesine olanak tanıyanlara da çok az sempati duyacağını hatırlattı. Kerry, "İşte bu şu anın ağırlığı. Kongre'nin kararında yüz yüze kaldığı risk de budur" ifadesini kullandı.

Suriye’nin ABD’nin ulusal güvenlik çıkarları açısından önemli olduğunu, çünkü kimyasal silahların yanlış ellere düşebileceğini, teröristler için güvenli alan yaratabileceğini,  Suriye'den sadece şiddetli bir rüzgar uzaklıkta olan Türkiye, İsrail ve Ürdün'ün ABD'nin taahhütlerini tutup tutmadığını görmek istediğini dile getiren Kerry, bu ülkelerin kendilerinin güvencesini beklediğini belirtti. Kerry, dolayısıyla bu konunun kesinlikle ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla alakalı olduğunu vurguladı.

"Harekete geçmemek daha büyük risk"

Kerry, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağduyu ve insani deneyimlerimiz ve gerçekler, harekete geçmemenin, geçmekten daha büyük riske sahip olduğunu gösteriyor. Eğer bugün bu konuda harekete geçmezsek, size garanti ederim ki güvenliğimize yönelik çok daha fazla risklerle ve gelecekte bizim harekete geçmemize neden olacak daha büyük çatışma ihtimaliyle karşı karşıya kalmamız olası. Neden? Çünkü, Esed bizim sessizliğimizi ve isteksizliğimizi, kimyasal silah kullanma noktasında dokunulmazlıkla hareket edebileceği şeklinde okuyacak. Şimdiden 11 kez kimyasal silah kullandı, bu son daha geniş çaplı kimyasal silah kullanılmasından sonra eğer biz eylemden vazgeçersek, eğer dünya vazgeçerse  (bu silahları kullanma noktasında) serbestliğe yönelik açık bir mesaj göndereceğiz."

İran ve Kuzey Kore’nin ABD’nin diğer yöne bakmasını istediğine ve bunu kitle imha silahları konusunda adım atma yönünde yorumlayacaklarına dikkati çeken Kerry, şunları kaydetti:

"Bizim sessizliğimizi dinliyorlar. Bu nedenle, Başkan Obama’nın istediği yetki açıkça ulusal çıkarımıza. Suriye’ye, dünyaya, diktatörlere ve teröristlere, müttefiklere ve sivillere,  biz ‘asla’ dediğimiz zaman, bunun bazı zamanlarda, bazı yerlerde değil, her zaman 'asla' anlamına  geldiği yönünde kesin bir mesaj vermeliyiz. Dolayısıyla, bu güvenilirlik yönünde bir oylama. Modern dünyayı modern tutan norm ve kanunlara yönelik bir oylama. Eğer bugün Esed’e cevap vermezsek, yüzyıldır askerlerimizi koruyan standartları aşındıracağız. Askerlerimiz bu yasakların varlığı sayesinde korunuyor. Bu bizim uygulamamız gereken standartlar. Müttefik ve ortaklarımız açık biçimde bize güveniyorlar. İsrail, Türkiye ve Ürdün halkı Suriye’nin yanı başında ve potansiyel kimyasal silahlardan sadece güçlü bir rüzgar uzakta."

"Savaşa girmeyi talep etmiyoruz"

Amerika’nın savaşa gitmesini talep etmediklerini dile getiren Kerry, Obama'nın, Esed'in kimyasal silah kullanmaya yönelik kapasitesinin azaltılması ve caydırıcılık olmasını sağlayacak bir yetki istediğini bildirdi. 

Suriye konusunda, Esed’in iktidardan gitmesine yönelik bir politika izlenerek daha fazlasının yapılması gerektiğine inananlar olduğunu da anımsatan Kerry, “Bu silahları kullanma noktasında Esed’in kapasitesinin düşürülmesi, onun için öldürücü silahların ulaşılabilirliğine etki edecek.  Bu da muharebe alanında da etki yaratacaktır” diye konuştu.

"Rejimden kaçışlar var"

Kerry, bugün toplantıya gelmeden önce rejimden ayrılıp Türkiye’ye giden rejim yetkilileri hakkında e-posta aldığını kaydetti. Bunun yanında, ABD’nin olası eylemi nedeniyle diğer bazı firar ihtimallerinin de olduğunu belirten Kerry, “Dolayısıyla Başkan’ın sizden talep ettiği ana amaç bu olmasa da bunlar rejim için aşağı yönlü etkiler yaratacaktır” değerlendirmesini yaptı.

Bazı kesimlerin de askeri eylemin öngörülmeyen sonuçları noktasında soruları bulunduğunu ve bunun daha büyük çatışma yaratması endişesi taşıdıklarını dile getiren Kerry, "Şunu açıkça söyleyim: Eğer Esed, kendi suçunun sonuçları noktasında misilleme yapacak kadar aptal ve kibirliyse ABD ve müttefiklerimizin, bir savaşa gitmeden onu buna pişman edecek birçok yolları var" dedi. 

Kerry, ayrıca "Biri, dünyanın yasakladığı bir silahla yüzlerce çocuğu öldürdüğü zaman, bundan hepimiz sorumluyuz" diyerek,  "Tecritçilik zamanı değil, katliamın seyircileri olmanın zamanı değil. Ne ülkemiz ne de vicdanımız sessizliğin maliyetini kaldırabilir" ifadesini kullandı.

Kerry toplantının soru-cevap bölümlerinde de şu anda Suriye rejiminde firarların olduğunu belirterek, "Dün bu, yetkili ve askerler arasında 60-100 civarındaydı" dedi. Kerry, "Suriye'nin elitleri" olarak tanımlananlar arasında da Esed'in geleceği konusunda soru işaretleri olduğunu belirtti.

Kerry, Suriye konusunda 100'ün üzerinde ülkeye ulaştıklarını, 53 ülke veya organizasyonun kimyasal silahların kullanıldığını belirttiğini ve bunlardan 37'sinin bunu kamuoyu önünde de açıkladığını ifade etti.

''İhtiyacımızdan fazla gönüllüye sahibiz''

John Kerry, geçen Cumartesi günü 28 Avrupa ülkesinin dışişleri bakanıyla görüştüğünü ve bölgedeki birçok ülkenin de kendilerine operasyonun parçası olmayı önerdiklerini dile getirdi.

Kerry, “NATO üyesi Türkiye, operasyonun parçası olmayı önerdi.  Fransa, operasyonun parçası olmaya gönüllü. Diğer gönüllü ülkeler de var. Ama açıkçası, bu tür bir (sınırlı) operasyonda kullanılabilecekten çok daha fazla gönüllü var” diye konuştu.

ABD Başkanı Barack Obama’nın, İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda ciddi olduğunu vurgulayan Kerry, “Ama kitle imha silahlarına yönelik yüz yıllık standartları uygulamakta başarısızlığa uğrarsak, birçok gözlemcinin aklına (kararlılığımız konusunda) soru işaretleri koyacağız” ifadesini kullandı.

Bunun yanında ılımlı muhaliflerin, "El Nusra gibi kendilerinin en iyi savaşçı olduklarına ve Esed’den kurtulmayı sadece kendilerinin başarabileceğine inanan kötü unsurlardan maddi destek almamasını sağlamaya çalıştıklarını" aktaran Kerry, “Eğer biz geri durursak, sözümüzü uygulamaya koymazsak, sizi temin ederim ki kötü adamlara karşı ılımlı muhalefet bağlamında ortaya koyduğumuz tüm disiplin, anında yok olacaktır ve insanlar amaçlarını başarmalarını sağlayacak kimse ona başvuracaklar. Bu da daha çok aşırılık ve yolda daha çok problemler yaratacak. Dolayısıyla, sadece İran değil, birçok yönde bu durum (yetki izni verilmemesi) yanlış yorumlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

"Başkanın tercihi dar bir yetki"

Milletvekili Brad Sherman’ın, Senato’nun ilgili komitesinin tasarısında askeri operasyon yetkisinin 60 gün artı 30 günle sınırlanmasının öngörülmesini kabul edip etmediklerine yönelik soru üzerine Kerry, bunu kabul ettiklerini bildirdi. Kerry, “Başkan’ın tercihi dar bir yetki ki kimsenin kafası karışmasın. Başkan’ın istediği tek şey, kimyasal silahlar konusunda uluslararası normun uygulanmasını sağlayacak ve bölgeye sözlerimizin anlamını gösterecek kapasite” ifadesini kullandı.

Kerry, eğer Esed’in kimyasal silah kullanması engelenmezse bunun kendilerinin tarihte utanç içinde anılacakları bir an olacağını belirtti.

Bir soru üzerine, ABD’nin “dünya polisliğini” yapmadığını, bir uluslararası standartları uygulama noktasında diğer ülkelere katıldığını dile getiren Kerry, Suriye’deki muhalefete yönelik soruya karşılık ise ılımlı muhaliflerin demokrasi, azınlık hakları ve kapsayıcılığa yönelik taahhütlerinin bulunduğunu ve ülkenin geleceğinde seçimlerin olmasını istediklerini söyledi. Ancak askeri yetki talebinin rejim değişikliğiyle alakasının bulunmadığını tekrarlayan Kerry,  bunun uluslararası normların uygulanmasıyla ilgili olduğunu vurguladı.

Kerry’i sinirlendiren soru

Milletvekili Jeffrey Duncan, Bingazi'de ABD konsolosluğuna saldırı gibi konuları konuşmak istediğini belirtti. Duncan, Kerry’e, kendisi ile ABD Başkanı Obama ve Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, geçmişte ABD güçlerinin müdahaleleri konusunda hep temkinli davrandığını söyleyerek, “Yönetimde olmanın gücü çok sarhoş edici mi ki hızlı biçimde askeri bir yanıt vermede pimi çekme lehine, geçmişteki temkinliliğinizi bir kenara bıraktınız?” sorusunu yöneltti.

Soruya sinirlendiği görülen Kerry, Duncan’ın kendisine “yargı duygusu olmadığını” söyleyemeyeceğini ifade ederek, “Biz, burada zehirlerle öldürülen insanlardan bahsediyoruz, siz Bingazi’den konuşmak istiyorsunuz. Biz, temkinli hareket ediyoruz. O kadar temkinli davranıyoruz ki ABD Başkanı Obama yeterli kanıt görmek ve davayı uygun biçimde oluşturmak istediği için harekete geçmemekle suçlandı. Bu konu Suriye’nin iç savaşına karışmakla ilgili değil” dedi.

Kerry, Esed’den önce kimyasal silahları sadece Hitler ve Saddam Hüseyin’in kullandığına dikkati çekerek, Kongre üyesine, “Eğer biz birine (Esed) buna (kimyasal silah kullanmaya) devam etmesi yönünde lisans verirsek,  kendimizden utanalım” diye konuştu.

Başka bir üyenin, Kongre'nin yetki tasarısını geçirmemesi halinde bunun ABD'nin rolünü değiştirip değiştirmeyeceğine yönelik soru üzerine Kerry, "Bu, Amerika'nın dünyadaki geleneksel rolünü sürdürmeye istekliliği yönündeki dünyanın algısını değiştirecektir. Bizim arkasında durduğumuz veya durmadığımız şeyler konusunda kesinlikle, insanların yargılarına güçlü etkide bulunacaktır. Bizi sınava sokacak ve olası daha ağır sonuçları olacak diğer çatışmalara davetiye çıkaracaktır" ifadesini kullandı.

''Hiçbir zaman riskleri sıfıra indiremeyiz"

ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey ise bu askeri operasyonda amaçlarının muhalifleri desteklemek değil, kimyasal silahların spesifik kullanımının önlenmesi olduğunu söyledi.

Yine de bu durumun olayın tırmanması riskini engellemeyeceğini ama bunun mümkün olan en az düzeye indirececeğini vurgulayan Dempsey, olası risklere yönelik bir soru üzerine, “Hiçbir zaman riskleri sıfıra indiremeyiz. Ama sınırlı bir amaç. Bunu bölgede iş birliğiyle yapmak, diğerlerinden katkılar almak, riski sınırlıyor” dedi.

Dempsey, başka bir soruya karşılık, “Sahada sonucu değiştirmeyi amaçlayacak şekilde muhalifeti desteklemek için ABD askeri gücünün kullanılması noktasında hala ihtiyatlıyım. Bence ılımlı muhalefeti geliştirmek için diğer başka yollar var. İç savaşta muhalefetin rolünü alma noktasında tedbirli düşünmeye devam ediyorum” diye konuştu.

Martin Dempsey, operasyonda Adana’daki üssün kullanılıp kullanılmayacağına yönelik soru üzerine, bu konuları gizli oturumda konuşmak istediğini belirtti.

"Diğer rejimleri de cesaretlendirebilir"

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel de askeri güç kullanma taahhüdünün Amerikan liderlerinin alabileceği en zor karar olduğuna dikkati çekerek, Suriye rejimine askeri güç kullanma kararına nasıl ulaştıklarını anlattı.

Esed yönetiminin halkına karşı kimyasal silah kullanmasının sadece insanlığa bir saldırı olmadığını, aynı zamanda ABD ve en yakın müttefiklerinin ulusal güvenlik çıkarlarına ciddi tehdit oluşturduğunu belirten Hagel, Suriye'nin kimyasal silah kullanmasının bu ülkeye komşu ülkeler için de büyük tehdit oluşturduğunu kaydetti.

Hagel, "Eğer Esed kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmaya hazırsa Suriye'de Esed rejimini destekleyen güçleri bulunan Hizbullah gibi terörist örgütlerin de bunları elde edebileceğinden kaygı duymalıyız” diyerek, kimyasal silahların yayılması riskinin, ortak ve dost ülkelerle bölgedeki ABD personeline doğrudan tehdit olduğu değerlendirmesinde bulundu. Hagel, herhangi bir terörist örgütün kimyasal silah kullanarak ülkelerine saldırmasını kaldıramayacağını belirtti.

Suriye rejiminin kimyasal silah kullanmasının bir asırlık uluslararası normların aşındırılması riski oluşturduğunu belirten Hagel, bu normların zayıflatılmasının, kimyasal silah elde etme veya kullanma noktasında diğer rejimleri cesaretlendirebileceğini ileri sürdü. Hagel,  bu noktada Kuzey Kore’nin, müttefikleri Kore ile oradaki 28 bin ABD askerine tehdit olan geniş kimyasal silah stokuna sahip olduğu örneğini verdi.

"Fransa, Türkiye gibi ülkelerden güçlü destek var"

Ulusal güvenliğine tehdit olması dolayısıyla ABD'nin, eylemleri yoluyla kimyasal silah kullanımının kabul edilemez olduğunu göstermesi gerektiğini söyleyen Hagel, Suriye'deki askeri amaçlarının Esed rejiminin sorumlu tutulması, bu tür saldırıları yapma kapasitesinin azaltılması ve rejimi daha fazla kimyasal silah kullanmaktan caydırmak olduğunu ifade etti.

Hagel, Fransa, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve bölgedeki diğer dostlarının Washington’a güçlü desteklerini dile getirdiklerini iletti.

Doğrudan askeri güçle Suriye'deki çatışmayı çözmeyi amaçlamadıklarını açıkça belirttiklerini hatırlatan Hagel, amaçlarının kimyasal silah kullanımına yanıta yönelik iyice düşünülmüş bir eylem olduğuna vurgu yaptı.

Suriye krizinin sona erdirilmesinde Suriye halkının oluşturacağı siyasi çözüme dikkati çeken Hagel, Esed’in kimyasal silah kullanılmasında da sorumlu tutulması gerektiğini yineledi.

Hagel, askeri eylemin sonuç ve risklerinin yanı sıra böylesine bir konuda eylemde bulunmamanın da sonuç ve risklerine bakmak gerektiğine vurgu yaparak, eylemsizliğin, rejimin daha da fazla kimyasal silah kullanmasına neden olabileceğine işaret etti.

Bunun yanında eylemsizliğin, İran'ın nükleer silah edinmesini önlemek de dahil ABD'nin diğer güvenlik taahhütlerine yönelik kredibilitesinin de altını kazıyacağını bildiren Hagel, "ABD'nin sözlerinin anlamı olmalı. Bu, dış ilişkilerde, uluslararası ve müttefiklik taahhütlerinde hayati bir değerdir" yorumunda bulundu.

"Uluslararası toplumun yetersiz desteği talihsizlik"

Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ed Royce da Suriye rejiminin kimyasal silah kullanmasına yanıtta uluslararası toplumun yetersiz desteğini "talihsizlik" olarak nitelendirdi.

Royce, geçen hafta Obama'nın Kongre'ye yetki talebi sunmasını beklemememekle birlikte bu adımı olumlu karşıladıklarını belirtti.

Suriye konusunda uluslararası toplumun yetersiz desteğini "talihsizlik" olarak tanımlayan Royce, Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO desteğinin bulunmadığına dikkati çekti.

Royce, Obama'nın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve diğerleri tarafından kimyasal silahların gelecekte kullanılmasından caydırılması görüşünü dile getirdiğini belirterek, "Bu göz önünde bulundurulması gereken önemli konu. Orada birçok kötü aktörler var. İran gibi ülkeler izliyor" diye konuştu.

Başkan Obama'nın Suriye'ye sınırlı askeri müdahale sözü verdiğini hatırlatan Royce, ancak Obama’nın Suriye'de durumu değiştirmeyi amaçlamadığını dile getirdi.

Suriye konusunda ABD'nin güvenirliliğinin neden tehlike olduğunun sorgulandığını ifade eden Royce, Esed'in tekrar kimyasal silah kullanması halinde ne olacağını sordu. Royce, Amerikalıların bir savaşa müdahil olma konusuna  şüpheci baktıklarını vurguladı.

Obama yönetiminin Suriye politikasının güven tesis etmediğini belirten Royce, iki yılı aşkın süredir, ABD'nin Suriye  politikasının kendi haline bırakıldığını savundu.

Royce, Temsilciler Meclisi'nin bugün Başkan Obama'nın askeri güç kullanım talebini resmi olarak görüşmeye başladığını dile getirerek, "Kolay  cevaplar yok. Suriye ve Ortadoğu'nun birçok yeri altüst olmuş durumda" ifadesini kullandı.