LONDRA

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Meclis Başkanı Sibel Siber, Kıbrıs'ta çözüm için 2004 yılına göre daha pozitif bir durumun bulunduğunu söyledi.

Siber, İngiltere'nin başkenti Londra'daki temasları çerçevesinde KKTC'nin Londra Temsilciliği'nde basın toplantısı düzenledi.

"Kıbrıs Türk toplumu, uluslararası olarak tanınmış bir toplumdur" diyen Siber, 2004 yılındaki referandumun iki ayrı toplumun oylamasına sunulduğunu anımsattı. Çözüm sürecinde iki ayrı toplumun liderleri görüşürken, sadece Kıbrıs Rum toplumunun seçilmişlerinin dinlenmemesi gerektiğini belirten Siber, şöyle konuştu:

"Çözüm ve barış iki ayrı şeydir. Çözüm masada yapılır ama barışı toplumlar yapar. Barış için iki toplumun anlaşması gerekmektedir. Bu nedenle biz Kıbrıs Türk toplumu olarak seçilmişlerimizin sesinin uluslararası platformlarda dinlenmesini istiyoruz ve bunun hakkımız olduğunu biliyoruz." 

"Meclis başkanı sıfatıyla ilk resmi görüşme"

Cenevre'de iki hafta önce KKTC'den bir meclis başkanı ve heyetine parlamentolararası birlik başkanı ve genel sekreterinin randevu verdiğini ve görüştüğünü dile getiren Siber, Londra'ya gelmeden önce de İngiliz Milletler Topluluğu Parlamentoları Genel Sekreteri'nden randevu talep ettiklerini ve bu randevunun ilk kez olumlu karşılandığını kaydetti.

"Londra'da ilk kez meclis başkanı sıfatıyla ve milletvekillerimizle resmi bir görüşme gerçekleşti" diyen Siber, genel sekretere bir mektup ilettiklerini dile getirdi. Görüşmenin sıcak ve samimi bir ortamda geçtiğini ve anlayış gördüklerini belirten Siber, taleplerinin hukuki, haklı ve insani olduğunu kaydetti. Siber, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bize izolasyon, ambargo uyguluyorsunuz ama toplumun seçilmişlerinin sesine ambargo uygulamak insani, demokratik değildir. Bir toplum ister tanınmış olsun ister tanınmış olmasın, eğer bir toplum kendi temsilcilerini demokratik yolla seçiyorsa o zaman onun seçilmişlerine kulak vermek gerekiyor. Özellikle barış süreci iki toplum arasında oluyorsa ve 'BM parametrelerinde çözüm iki toplumludur' deniyorsa toplumun biri Rum tarafıyken, toplumun diğer tarafı da Kıbrıs Türk toplumudur. Onun için uluslararası platform Kıbrıs Türk toplumuyla görüşmelidir. Biz bunu talep ediyoruz."

"Hakkınızı talep edeceksiniz"

Londra'daki temasları çerçevesinde İngiliz parlamentosunun üst kanadı Lordlar Kamarası'nda iki konuşma yaptığını kaydeden Sibel Siber, bu konuşmalarda Kıbrıs Türk toplumuna uygulanan haksız ambargo ve izolasyonların 2004'te verilen sözlere karşın halen kaldırılmadığını anlattığını belirtti. Haklı olmanın hakkın verileceği anlamına gelmediğini ifade eden Siber, "Haklısınız ama hakkınızı talep edeceksiniz, anlatacaksınız. Biz yıllarca lobicilikte zayıf kaldık. Bugün lobiciliğin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. O yüzden daha çok anlatmalıyız. Çünkü diğer taraftan Kıbrıs Rum toplumu tanınmış devlet statüsüyle birçok yerde sesini duyurabiliyor. Bir barışın, çözümün dengeli olabilmesi için bizim toplumumuzun sesinin de dinlenmesi gerekiyor" diye konuştu.

İngiltere'deki Kıbrıs Türk toplumu ve temsilcileriyle de görüşmeler yaptığını kaydeden Sibel Siber, toplumun asimile olmaması gerektiğini, bunun için de çocukların ana dillerinin unutmamasının önemli olduğunu söyledi. 

"Kilise ve Yunanistan çözümden yana"

Meclis Başkanı Siber, Kıbrıs'taki çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine, Kıbrıs Türk toplumunda çözüm iradesinin her zaman yüksek olduğunu belirterek, uluslararası aktörlerin daha çok sürecin içerisinde olduğunu kaydetti. "2004 yılıyla kıyaslandığında çözüm olması yönünde daha büyük bir motivasyon var gibi gözüküyor" diyen Siber, Kıbrıs'ın etrafındaki doğal gaz ve petrolün en iyi ihraç yolunun Türkiye'den geçecek borular olmasının çözüm için güçlü bir motivasyon oluşturduğunu belirtti. 

Çözümün her iki topluma da ekonomik ve ticari faydalar sağlayacağını belirten Sibel Siber, "İlk defa kilise, garantör ülke olan Yunanistan, çözüme destek verdiğini açıkladılar. Ayrıca şu anda iktidarda olan DİSİ partisi, 2004 yılında çözüme destek vermişti. Bu parametrelere bakıldığında ve 2004 ile kıyaslandığında çözüm yönünde daha pozitif, daha müspet bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz" diye konuştu.