Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Sudan'da Dostlar Meclisi'nde gerçekleşen törenle Hartum Üniversitesi tarafından hukuk alanında fahri doktora takdim edildi.

Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Sudan ziyaretinin anlamına ve önemine yaraşır bir şekilde gerçekten dolu dolu geçtiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Resmi temasların yanı sıra iş forumundan, Port Sudan ziyaretine kadar Sudan toplumunun her kesimiyle bir araya gelme imkanı buluyoruz. Bugün Sayın Cumhurbaşkanına özellikle rica ettim. Port Sudan'a, oradan adaya geçtik. Orada TİKA'nın yaptığı malum Hanefi ve Şafii Camilerinin restorasyonu var. 

'Bu adayı bize tahsis etseniz de bu adayı tamamıyla şöyle bir restore etsek ve bu adayı tekrar tarihi şanına layık bir hale getirsek.' dedim. Çünkü Sevakin Adası'nı bu halde görmek bizleri üzdü. Yer ile yeksan etmişler. Kim? Batı. Batı'nın karekterinde bu var. Oraları yer ile yeksan etmek suretiyle... Hamd olsun, şimdi yeniden restore etmek, ayağa kalkmak, kaldırmak bizlere nasip olduğu için ayrı bir memnuniyet içerisindeyim."

Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir'e bundan dolayı ayrıca bir ricada bulunduğunu yineleyen Erdoğan, "Böyle bir tahsis yapar da hemen biz burada işe başlarsak, bu adayı yeniden aynı resimlerdeki gibi ihya ederiz, inşa ederiz ve Sudan artık bununla iftihar eder." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizmde yeni bir adım atabileceklerine de işaret ederek, "Nedir o yeni adım? İnşallah umre seyahatlerine bile, tarihte böyleydi, buraya gelip, buradan Cidde'ye gidilirdi. Tekrar bu yollar inşa edilir, ihya ederiz." ifadesini kullandı.

Salonda bulunan gençlere, "Bu olur mu?" sorusunu yönelten Erdoğan, "Bunu hep beraber yapar mıyız? Yaparız." dedi.

"Allah'ın izniyle gelecek Afrika kıtasının olacaktır"

"Allah'ın izniyle gelecek, bu asrın sonunu bulmadan Afrika kıtasının olacaktır." diyen Erdoğan, "Yeter ki dik duralım, yeter ki gayret edelim, yeter ki eğilmeyelim. Kudüs meselesinde eğilmediğimiz gibi." şeklinde konuştu.

Erdoğan, "Geçtiğimiz asırda olduğu gibi İslam dünyası bir kez daha bölünmek, parçalanmak, kolay yutulur lokmalara ayrılmak isteniyor. Mezhep farklılıkları körüklenerek, etnik ayrılıklar derinleştirilerek, Afrika'nın bazı ülkelerinde olduğu gibi yüzyıllardır aynı toprağı paylaşan insanlar birbirlerine düşürülerek son derece kirli, son derece kanlı bir senaryo uygulamaya konuluyor." ifadelerini kullandı.

"Amaçlarını gerçekleştirmek için tıpkı DEAŞ'ta, PKK, PYD'de olduğu gibi terör örgütlerini taşeron olarak kullanıyorlar." diyen Erdoğan, "İrlandalı bir yazar şöyle bir tespitte bulunuyor: 'Kan kokusu almış bir köpek balığından daha tehlikelisi, petrol kokusu almış emperyalistlerdir." şeklinde konuştu.

Konuşmasında BM'deki Kudüs kararına da değinen Erdoğan şunları kaydetti:

"Orada bütün ülkeler yek vücut olarak Amerikan'ın kararını tanımadıklarını, Kudüs'ü Filistin'in işgal altındaki başkenti olarak kabul ettiklerini ilan ettiler. Daha sonra konuyu önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine, akabinde de genel kurula taşıdık. Güvenlik Konseyinde 14 ülke hazırladığımız tasarıya 'evet' demesine rağmen sadece Amerika'nın vetosu sebebiyle maalesef karar çıkmadı. Genel kurul sürecinde ise 128 ülke yapılan şantaj ve tehditlere rağmen karar tasarısı lehine oy kullandı. Fakat Amerika yanında sadece 8 ülke buldu. Onlar da nüfusu 15 bin, 20 bin, 25 bin, 30 bin olan ülkecikler. Nereden nereye? Böylece Amerika'nın Kudüs'ün İsrail'i başkenti olarak tanıma kararının hukuksuzluğu tüm dünya tarafından kabul edilmiş oldu. Amerika'nın kararını açıklamasından sonraki 15 gün içinde elde edilen bu sonuç şüphesiz, hepimizin ortak zaferidir. Bu tablo bir ve beraber hareket edince neleri başarabileceğimizin en güzel ifadesidir. Bu vesileyle bugün Hartum'dan bu 128 ülkenin tüm liderlerine, yönetecilerine şahsım, milletim İslam dünyası olarak teşekkür ediyorum." 

"Modern sömürgeciler için tek değer elmas, altın ve petroldür" 

Erdoğan, modern sömürgeciler ve günümüzün emperyalistleri için tek değerin elmas, altın ve petrol olduğunu belirterek, "Onların yegane kıymet verdikleri şey, ya yer altı kaynaklarımızdır ya da yer üstündeki pazar potansiyelimizdir. Onlar için mesele demokrasi, hukuk, adalet değildir. Onlar için mesele insan, tabiat, çevre değildir. Onlar için tek mesele para, çıkar, menfaattir. Menfaatleri için bir avuç petrol için çiğnemeyecekleri hiçbir değer, hiçbir ilke yoktur. Şüphesiz bunun anlamını en iyi Afrika kıtası bilir." ifadesini kullandı. 

Sudan-Türkiye Üniversitesi'nin kurulması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ziyaretimizde bir başka çalışma daha yaptık. O da bir Sudan-Türkiye Üniversitesi kurmak. Döner dönmez bunun da talimatlarını vereceğiz." ifadelerini kullandı.

Hartum'daki Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nde şu anda 800 civarında öğrencinin Türkçe öğrendiğini belirten Erdoğan, "Hartum Üniversitesinin de bünyesinde bir Türkçe bölümü açarak Sudanlı öğrencilerin bu talebine karşılık vermesini bekliyoruz." dedi.

Erdoğan, "Bugüne kadar 407 Sudanlı öğrenciye Türkiye bursları vasıtasıyla ülkemizde eğitim öğretim imkanı sunduk. Ayrıca vakıf ve derneklerimiz de Sudanlı öğrencilere sahip çıkıyor, kendilerine Türkiye'de eğitim imkanı sağlıyor." şeklinde konuştu.

"O yüce çağrıyı Türkiye'den duyduk"

Hartum Üniversitesi Rektörü Ahmed Muhammed Süleyman da yaptığı konuşmada, "Biz burada yalnız olduğumuzu düşünüyorduk. Daha önce semaya yükselen o yüce çağrıyı duymaz olmuştuk. Fakat biz uzun süredir kaybettiğimiz o yüce çağrıyı Türkiye'den duyduk. Burada Devlet Başkanımız Ömer el-Beşir ve Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak sizlerin birlik ve beraberlik içinde ortaya koyduğunuz tablo beklenen ve özlenen tablodur." dedi.

Süleyman, "Sayın Cumhurbaşkanı, dedelerinizin Viyana kapılarına kadar giderek ortaya koydukları yüce mücadele ruhunu unutmuyoruz. Çanakkale'de ortaya koydukları fedakarlıkları unutmamız mümkün değil. Bugün de sizler dedelerinizin yolundan ilerliyorsunuz." ifadelerini kullandı.