KİEV

BM Genel Sekreteri'nin İnsan Haklarından Sorumlu Yardımcısı Ivan Simonoviç, Ukrayna'da krizin başladığı Kasım 2013'ten bu yana 250 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti.

BM'nın Ukrayna İnsan Hakları Raporuna ilişkin Kiev'te basın toplantısı düzenleyen Simopnoviç, Ukrayna'da krizin başladığı Kasım 2013'ten bu yana toplam 250 kişinin hayatını kaybettiğini kaydederek buna, Kasım 2013 ve Şubat 2014 tarihleri arasında Kiev'te Bağımsızlık Meydanındaki protesto eylemleri, Kırım vakaları ve ülkenin güneydoğusundaki olaylarla ölenlerin dahil olduğunu ifade etti. Simonoviç, BM'nın söz konusu verileri gözetleme heyetleri ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla topladığını kaydetti.

Ukrayna emniyet güçlerinin ülkenin güneydoğusundaki olaylar sırasındaki tutumunu verimsiz olarak değerlendiren Simopnoviç, insan kayıplarına yol açan bazı çatışmaların o sırada emniyet görevlileri tarafından önlenmesinin mümkün olduğunu dile getirdi. Simonoviç, “Polis, olası silahlı çatışmaları önlemek için verimsiz çalışıyor ve hiçbir şey yapmıyor. Odessa'daki olaylar önlenebilirdi ve önlenmesi gerekirdi” ifadesini kullandı. Simonoviç, raporda ülkenin doğu ve güneydoğusundaki duruma ağırlık verildiğini hatırlatarak ülkenin güneydoğusunda gerçekleştirilen terörle mücadele operasyonlarda 127 kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti.

Simonoviç, basın özgürlüğü ve ülkenin doğusundaki şiddetin tırmanmasından dolayı tedirginlik duyduğunu kaydederek silahlı çetelerin faaliyetinin ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerinde durumu gerginleştirdiğini dile getirdi. Simonoviç, çetelerin sayısının giderek arttığını ve protestolarda daha fazla vatandaşın yer aldığını, bununla birlikte silah sayısının arttığını vurgulayarak, bu bölgelerde 112 kişinin yasadışı olarak alıkonulduğunu, bunlardan 49'unun kaderinin ise tedirginlik verici olduğunu kaydetti.

Simonoviç, insan hakları savunucularının, bölgede çok sayıda gazeteci, aktivist ve yerel politikacıların takip edilmesi ve alıkonulması vakası kaydettiğini dile getirdi. Ukrayna hükumetinden, insanların ölümüne neden olanların araştırılarak bulunmasını isteyen Simonoviç, emniyet görevlilerinin de eylemsizliğinin nedenlerinin araştırılması gerektiğini vurguladı.

Kırım Tatarları

Kırım'da yaşayanların, yasamada meydana gelen değişikliklerden olumsuz etkilenmemesi gerektiğini kaydeden Simonoviç, “Yasamadaki değişiklikler Kırım'da yaşayanlara olumsuz etki etmemesi önemli. Onların hangi ülkenin vatandaşı olduğuna bakmaksızın, Kırım'daki insanların çalışma imkanı, sosyal hizmetler, eğitim ve benzeri meselelerde eşit olması gerekir” ifadesini kullandı.

Simonoviç, bu çerçevede Rusya vatandaşlığına geçmeyen Ukraynalılar ve yerli halk olan Kırım Tatarlarının haklarının korunmasına önem verilmesi gerektiğini vurguladı. Simonoviç, tek taraflı olarak Rusya'ya bağlanan Kırım'ın Başbakanı Sergey Aksenov'un 6 Haziran'a kadar Kırım'da toplu gösterilerin yapılmasının yasaklanmasına ilişkin kararını inceleyeceklerini ve bunun ardından bir açıklama yapacaklarını kaydederek, “Önce, bu kararı okumam lazım. Ancak, insan hakları perspektifinden ilk tepki olarak, güvenlikle durumuyla ilgili herhangi bir endişenin toplanma özgürlüğü hakkı ile dengeli olması gerekir” ifadesini kullandı.

Kırım Tatarlarının sürgün edilişinin yıl dönümü etkinliklerinin sakin bir ortamda geçmesinin ve barışçıl toplanma haklarının kullanılmasına saygı gösterilmesi ve riayet edilmesinin önemli olduğunu dile getiren Simopnoviç, zaten yeterince zorlu olan durumun tırmanmaması için gereken her şeyin yapılması gerektiğini belirtti. Simonoviç, “Biz, Kırım'daki durumu takip ediyoruz ve bundan sonra da Kırım'a fiziki olarak girmemizin imkanı olmasa da takip edeceğiz” ifadesini kullandı.

Rapora göre, 7 bin 200 Kırım Tatarı evlerini terk etti

BM'nin 36 sayfalık raporu, mart ayında göreve başlayan 34 kişilik ekibin 2 Nisan-6 Mayıs'ta beş Ukrayna şehrinde yaptığı incelemelere dayanıyor. Ukrayna'da pek çok barışçıl gösterinin yapıldığı belirtilen raporda, gösterilerin bazı kritik şehirlerde eş zamanlı olarak yapılma eğiliminin olduğu, bunun da güvenlik güçlerinin gösterilere şiddetli karşılık vermesine yol açtığı ifade edildi. Ülkenin doğusunda pek çok kaçırma ve gözaltı olayının gerçekleştiğine işaret edilen raporda, güvenlik operasyonlarının uluslararası standartlarda olması ve her zaman bütün bireylerin korunduğunun garanti edilmesi gerektiği kaydedildi. 

Kırım'da Kırım Tatarları ve azınlıklarla ilgili bazı problemlerin meydana geldiğine işaret edilen raporda, Kırım'da yaşayanların 18 Nisan'a kadar Rusya vatandaşlığına başvurmalarının istendiği, başvurmayanların taciz ve tehdit edildiği belirtildi. Kırım Tatarlarının lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun Rusya tarafından Kırım'a girişinin yasaklanmasının ve Kırım savcısının Kırım Tatar Milli Meclisi'nin kapatılabileceği yönündeki açıklamalarının eleştirildiği raporda, 7 bin 200 Kırımlı Tatar'ın evlerini terk etmek zorunda kaldığı bildirildi. Raporda, evlerini terk eden Kırım Tatarlarının sayısının giderek arttığına da işaret edildi.