Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Chicago Küresel İlişkiler Konseyi'nde, ''Türkiye'nin Ekonomik ve Dış Politika Öncelikleri'' başlıklı bir konuşma yaptı.
Kendisinden Türkiye'nin dış politikası ve ekonomik öncelikleriyle ilgili konuşmasının rica edildiğini ifade eden Gül, ''Bunu, Türkiye'ye ve Türkiye'nin seçimlerine olan ilginin artması olarak yorumluyorum. Ve gerçekten de hem ekonomik hem de politik açıdan Türkiye son zamanlarda uluslararası toplantılarda ön sıralarda yer almıştır'' dedi.
Türkiye'nin dış çevresini de farklı bir ışık altında görmeye başladıklarına değinen Gül, ''Coğrafi bölgemizi ve tarihimizi bir tür kötü kader veya dezavantajlar bölgesi olarak görmekten vazgeçtik. Aksine, bulunduğumuz konumun, birden çok oyuncu ile aynı anda iletişim kurabilmemizi sağlayan birçok bölgenin merkez üssü olduğunu düşünmeye başladık'' ifadesini kullandı.
Gül, etraflarındaki birçok ülke için başarı örneği oluşturduklarını ve aynı yönde çalışmalar yürütmeleri için esin kaynağı olduklarını belirtti. Örnek ülke olmanın yanında, olası her türlü platformda demokratik reformlar için istikrarlı çağrılarda bulunmayı ihmal etmediklerini de vurgulayan Gül, şöyle konuştu:
''Örneğin, 2003 yılında İslam Konferansı Organizasyonu Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Tahran'da yaptığım konuşma, muhtemelen İslam dünyası için kendi uluslarını düzene sokmaları için yapılan ilk üst düzey çağrıydı. O dönemde hukuk devleti, hesap verebilirlik, cinsiyet eşitliği ve insan haklarına saygı konusunda yaptığım vurgular, birçoğuna aşırı gelmiş olabilir. Ama şimdi Müslüman coğrafyasında bu değerlerin varlıklarını hissettirmeye başladığını görüyorum.''

''Türkiye 'eksen' değiştirmedi''
Cumhurbaşkanı Gül, kendi arkadaşları ve rakipleri tarafından sürekli olarak gereğinden fazla hırslı, bağımsız ve hatta farklı olmakla ağır şekilde eleştirildiklerini belirterek, ''Hepiniz eminim, bir ya da iki yıl öncesinde siyaset uzmanlarının sorduğu 'Türkiye'yi kim kaybetti?' veya 'Türkiye nereye gidiyor?' gibi soruları hatırlıyorsunuzdur. Gerçekten de eksen kayması argümanları yakın zamana kadar Türkiye ile ilgili müzakerelerin ana temasıydı. Bu sorulara olan cevabım ise 'Türkiye 'eksen' değiştirmedi, değişen, bizim icraatlarımız ve aksanımız' şeklinde olmuştur'' diye konuştu.

Suriyelilerle dayanışma zamanıdır
İran'daki nükleer soruna askeri bir çözüm bulunmasının imkansız olduğunu ifade eden Gül, ''Bu tür bir hareket, eldeki sorunun daha da büyümesine yol açar ama aynı zamanda bölgemizde ve ötesinde yeni çatışma alanlarının oluşmasına neden olur'' dedi.
Abdullah Gül, Suriye krizi ile ilgili olarak da şunları kaydettib.
''Uluslararası toplum bir bütün olarak var olan krize etkili bir tepki göstermemiştir. Annan Planı, tüm yönleriyle acilen uygulanmaya başlanması halinde Suriye'de düzenli bir geçiş elde etmek için hala son şans olabilir. Bu nedenle, şimdi Suriyeli insanlarla dayanışma zamanıdır ve gecikmeksizin bu yönde gerekli adımların atılması gerekir.''

Türkiye-AB ilişkileri
Konuşmasında Türkiye'nin AB sürecine de yer veren Gül, AB üyeliği için teşebbüsleri devam ettirme yönünde kararlı olduklarının altını çizdi.
Gül, şunları kaydetti:
''Şu anda sahip olduğumuz gelişme düzeyinden dolayı Türkiye'nin hala AB üyeliğine ihtiyacı olup olmadığını birçok insan bana soruyor. Ama burada soru, Türkiye ve AB'nin birbirlerine ihtiyaç duyup duymadıkları değildir. Türkiye de, AB de kendi kendilerine yetebilir. Burada esas mesele, her ikisinin kendileri için, komşuları için ve başka ülkeler için birlikte neler yapabilecekleridir.''

NATO balistik füze savunma sistemi
NATO zirvesinin kilit maddelerinden biri olan füze savunma sisteminden de söz eden Gül, Türkiye'nin NATO'ya bağlılığının bir ölçütü olarak geçen yıla kadar ateşli tartışmaların en önemli gündem konusunun bu olduğunu söyledi.
Gül, ''Bize göre NATO'ya olan sadakatimiz ve müttefiklerimizle olan dayanışmamız hiçbir zaman sorgulanabilir bir konu olmamıştır. İttifakın, üyelerinin güvenliği ve kolektif savunması konusunda oynadığı rolü takdir etmekteyiz. Ve NATO'nun faaliyet ve programlarına katkıda bulunmak için elimizden gelen her türlü görevi yerine getirmek konusunda kararlıyız'' diye konuştu.