Myanmar'daki zulümden kaçarak Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar arasında bulunan ergenlik çağındaki kız çocukları, burada da kaçırılma ve cinsel istismar korkusu nedeniyle derme çatma barınaklara hapsolmuş durumda.

Merkezi İngiltere'de bulunan sivil toplum kuruluşu Plan International, 20 Haziran Mülteci Günü için Bangladeş'teki kamplarda kalan 10-19 yaşlarındaki 300 Arakanlı Müslüman kız çocuğuyla görüşerek, "Krizlerde Ergen Kızlar: Arakanlı Müslümanların Sesi" başlıklı bir rapor hazırladı.

Rapora göre, kamplardaki Arakanlı kız çocuklarının en büyük sorunlarından birisi hareket özgürlüklerinin olmaması. Myanmar'daki topraklarını terk etmek zorunda kalan Arakanlıların daha önce tanımadıkları insanlarla bir arada kalmak zorunda olmaları güvenlik endişelerini artırıyor.

Aileler kızlarının kaçırılacağı ya da cinsel istismara maruz kalabileceği endişesi ile barınaklardan ayrılmasını istemiyor.

Her yaştaki Arakanlı kız çocuğu okumak için istekli olsa da Myanmar'da Arakanlı Müslümanların eğitim alması büyük çapta engelleniyor. Bangladeş'te de eğitim imkanlarının olmaması, dil sorunları, güvenlik endişeleri, ev işleri, kızların eğitimine hoş bakılmaması gibi faktörler nedeniyle bu kızlar okula gidemiyor.

Kamplardaki kız çocuklarının birçoğu kamp şartlarını "boğucu" olarak nitelendiriyor. Aileler aşırı kalabalık çadırlarda yaşıyor, bu durum da kızlar üzerindeki güvenlik endişelerini ve iş yükünü artırıyor.

Su ve gıda en önemli sorunlardan

Arakanlı kızların en büyük sorunlarından birisi de temiz suya erişimlerinin olmaması. Temiz suya ulaşmak için engebeli arazide uzun süre yürümek zorunda kalan Arakanlı Müslümanların kaldığı bölgedeki su kuyularının uygun şartlarda tasarlanmaması nedeniyle suların birçoğu kirleniyor.

Kamplardaki bir diğer sorun da güvenli gıdanın bulunmaması. Çoğu Arakanlı Müslüman yeterli gıdaya ulaşamıyor, bu da özellikle hamilelerin sağlığını etkiliyor.

Arakanlılar için bölgede sağlık merkezleri kurulmuş olsa da bu alanların uzaklığı ve kamp içinde ulaşım araçlarının olmaması birçok kız çocuğunun bu merkezlere erişimini engelliyor.

Birçok kadın ve kız çocuğu yine de kendilerini Bangladeş'te Myanmar'da olduğundan daha güvende hissettiklerini söylüyor. Ancak kız çocuklarına yönelik şiddet olayları burada da devam ediyor.

Arakan'daki kriz, 1970'lerden bu yana sürüyor, bu kadar uzun süren krizlerin kız çocukları ve kadınlar üzerinde birçok etkisi var.

Uzun süreli krizlerin yol açtığı, beslenme, eğitim sorunları kadınların cinsel ve üreme sağlığı üzerinde uzun süreli etkiler doğuruyor.

Krizlerin yol açtığı ekonomik ve fiziksel zaafiyetler de kız çocuğu ve kadınları, insan kaçakçılığı, cinsel istismar, erken ve zorla evlilik gibi sorunlara karşı savunmasız bırakıyor.

Raporun sonuç bölümünde de kız çocuklarının içinde bulunduklar durumdan kurtarmak için kız çocuklarının kendi hayatlarını etkileyen kararlara dahil edilmesi, ayrılıkçı tutum ve davranışlardan kaçınılması, eğitime, gerekli sağlık hizmetleri ve merkezlerine erişimlerinin sağlanması çağrısı yapıldı.

Ayrıca kız çocuklarının maruz kaldığı cinsel istismar ve saldırı da dahil cinsiyetçi şiddetten korunmaları için gerekli önlemlerin alınması da tavsiye edildi.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'dan kaçmak zorunda kalarak Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.

Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar'a dönmelerinin yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.

Öte yandan, Bangladeş ve çevre ülkelerde her yıl haziranda başlayıp eylüle kadar devam eden muson mevsiminde oluşan şiddetli yağış ve fırtına, Arakanlı Müslümanların yaşadığı kamplar için ciddi tehdit oluşturuyor.