AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs Rum kesiminin bu yıl AB dönem başkanlığını üstlenecek olmasıyla ilgili, "Onları görmezden geleceğiz, muhatap almayacağız" dedi.

Bağış, İngiltere'nin başkenti Londra'daki temasları çerçevesinde ülkenin önde gelen üniversitelerinden London School of Economics'te (LSE), "Ortak Bir Geleceği Birlikte Yaratmak: Vizyoner Bir Avrupa'ya Doğru" başlıklı bir konuşma yaptı. Konferansı, LSE'nin Türkiye Çalışmaları Başkanı Profesör Şevket Pamuk yönetti.
       Konferanstaki konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Bağış, "Kıbrıs Rum kesiminin AB dönem başkanlığını temmuz ayında üstlenecek olması Türkiye-AB ilişkilerini nasıl etkiler?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
       "Onları görmezden geleceğiz, muhatap almayacağız. Temmuz ayına kadar birleşik bir Kıbrıs olmasını umuyoruz ve bu durumda çalışmaktan memnun oluruz. Ancak bu olmazsa, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve AB üyeleriyle ilişkilerimizi sürdüreceğiz ama dönem başkanlığıyla muhatap olacak bir durumda olmayacağız. Aday ülkeler, dönem başkanı ülkeyle sadece müzakere başlıklarının açılmasında veya konsey ortaklık toplantılarında muhatap oluyor."     
       Türkiye'nin, AB ile müzakere sürecinin başlaması konusunda tarih almak için 45 yıl beklediğini hatırlatan Bağış, "Türkiye-AB ilişkileri 1959 yılına uzanıyor, bu 52 yıl demek. Dolayısıyla, 6 ay bizim için uzun değil" diye konuştu.
       İstanbul'daki Hocalı katliamının protesto edildiği miting ve İçişleri Bakanının bu mitinge katılmasıyla ilgili bir soru üzerine de Egemen Bağış, protestonun Ermenistan karşıtı olmadığını vurguladı.
       Bağış, İçişleri Bakanının mitinge Azerilerin acılarına ortak olmak için katıldığını belirterek, "Bir veya iki, ya da birkaç ırkçı ve aptal kişinin Ermenileri kötü isimlerle andığı pankartlar hazırlaması, İçişleri Bakanı ya da hükümete atfedilmemeli. Çünkü, bakan konuşurken bu pankartların orada olduğunu bilmiyordu" diye konuştu.
       Pankartları hazırlayanları kınayan Bakan Bağış, pankartlardaki mesajın kabul edilemez olduğunu kaydetti.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin küresel sorunlara kozmopolit yaklaşımının, Avrupa'nın kozmopolit bir birlik olmasına yardımcı olacağını söyledi.
       Bağış, İngiltere'nin başkenti Londra'daki temasları çerçevesinde ülkenin önde gelen üniversitelerinden London School of Economics'te (LSE), "Ortak Bir Geleceği Birlikte Yaratmak: Vizyoner Bir Avrupa'ya Doğru" başlıklı bir konuşma yaptı. Konferansı, LSE'nin Türkiye Çalışmaları Başkanı Profesör Şevket Pamuk yönetti.
       "Bugün, Avrupa'nın geleceğini tartışmalıyız" diyen Bağış, Avrupa'nın "kozmopolit", çok kültürlü, çok dilli, çok dinli bir birlik olması gerektiğini söyledi.
       Bağış, Avrupa'nın ekonomik ve siyasi olarak zor bir dönemden geçmesine karşın, AB'nin "insanlık tarihinin en büyük barış projesi" olduğunu ve bu nedenle Türkiye'nin birliğe üye olmak istediğini ifade etti.
       Değişen dünyaya AB'nin ayak uydurmasının önemini vurgulayan Bağış, konuşmasında Türkiye'nin ekonomik büyümesine de değindi. Avrupa'da çok sayıda Müslümanın yaşadığını ve "Avrupa, Hristiyan kulübüdür" görüşünün artık geçerli olmadığını belirten Egemen Bağış, Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasının Avrupa için avantaj olduğunu vurguladı.
       Avrupa'nın küresel bir oyuncu olması için Türkiye'nin önemli bir rol oynayacağını ifade eden Bağış, birçok ülkenin Türkiye'yi "ilham kaynağı" olarak gördüğünü belirtti. 
       Türkiye'nin AB sürecindeki yeni sloganının "Sıkı dur Avrupa, Türkiye seni kurtarmaya geliyor" olduğunu belirten Bağış, Türkiye'nin üyeliğinin AB pastasını küçültmeyeceğini, büyüteceğini söyledi. Avrupa'nın yeni pazarlara ihtiyacı bulunduğunu, Türkiye'nin bu konuda yardımcı olacağını dile getiren Bağış, "Türkiye'nin küresel sorunlara kozmopolit yaklaşımı, Avrupa'nın kozmopolit bir birlik olmasına yardımcı olacaktır ve Türkiye'nin bulunduğu bir Avrupa daha iyi bir yer olacaktır" diye konuştu. 

-"Dün ilk kez İngiltere'ye vizesiz girdim"-

Konferansın ardından soruları yanıtlayan Bakan Bağış, İngiltere ile vizelerin kalkmasına ilişkin görüşmelerinin olup olmadığının sorulması üzerine, "İngiltere'ye birçok defa geldim. En çok dünkü girişim hoşuma gitti çünkü ilk kez vizesiz girdim. Çünkü İngiltere, diplomatik pasaportlara artık vize istemiyor. Bu 74 milyon kişinin 10 bin kişisini kapsıyor tabii ama iyi bir başlangıç" dedi.
       Bağış, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının devam etmesinin, Türk göçüyle ilgili endişeleri de ortadan kaldıracağını belirtti.
       "Basın özgürlüğüne ve Türkiye'de bazı kişilerin yazdıkları dolayısıyla hapiste olmasına" ilişkin bir soruya karşılık ise Bağış, "Geçen yıl bir gazeteyi yasaklayan Türkiye miydi?  Geçen yıl İngiltere'de bir gazete kapatıldı ama biz Türkiye'de böyle bir şey yapmadık" diye konuştu.
       Türkiye'de gazetecilerin dokunulmazlığının olmadığını belirten Bağış, basın mensubu olmanın suç işleme gibi bir izni beraberinde getirmediğini vurguladı. Gözaltında olan bazı kişilerin insan öldürdüğünü ya da banka soyarken yakalandığını belirten Bağış, "Hayatlarının bir döneminde gazetecilik yapmış olmaları onlara dokunulmazlık sağlamaz. Ama ben ne yargıcım ne savcıyım" dedi. 
       Bir başka soruyu yanıtlarken Bağış, aday ülkelerin AB toplantılarına katılmasının önemine dikkati çekerek, bu konuyu İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve İngiltere'nin Avrupa'dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Lidington ile yapacağı görüşmelerde gündeme getireceğini ifade etti.