Dünya Mirası Listesi

Abone Ol
Dünya Mirası listesinde yer almak önemli ve prestijli elbette çünkü ülkemiz için iyi bir reklam, maddi kaynak bulmada kolaylık. Ama daha önemlisi, bu değerlerin devamlılığı, bizlere bir emanet olduğunun hatırlanarak gelecek nesillere taşınabilmesi. Bu bilinci hepimiz taşıyor olmalıyız. Birileri bizi zorladığı için çabuklukla bir şeyler yapmaya çalışmak, konuyu gündemden silmişken birden bir iki çivi çakmaya çalışmak ancak halkın ve bu konuda karar vericilerin gözlerini boyama çabası olabilir. Asıl olan bu mirasa sahip çıkıp, planlarını hazırlayıp, gerekli kaynakları aktararak fiili uygulamaları hayata geçirmektir. 15-16 yıldır tarihi yarımadada envanter hazırlandığından bahsedilir. Sit alanı ilan edilen şehir parçalarına ait koruma imar planları hazırlanır. Ancak başka amaçlı planlarda da olduğu gibi çoğu zaman uygulama safhasında, gerekli denetim ve yaptırımlar uygulanmaz. Plan çeşitli noktalardan delinerek örneğin Boğaz'da Park Hotel canavarına veya Süzer Plazaya onay verilir. Kundaklama ile sayısız bina kül olup yerine otopark yapılır. Tablo bundan ibaretse zaten listeden çıkarıldık diye düşünebilirsiniz. Gerçekler bunlar olmasına rağmen yine de bilinçli, aklı selim insanlarımızın sayısı da azımsanmayacak seviyede. İnaniyorum ki eğitilen yeni nesil gelecekte bu sayıyı daha da arttıracak. Bugün bize düşen ise hiç olmazsa elimizdekileri yitirmemek. Topluma anlatılması gereken bu mirası baltalamanın aslında bindiğimiz dalı kesmekle eşdeğer olduğudur. Bu değerleri Roma, Venedik, Paris, Londra, Floransa vb. şehirlerdeki gibi kullansak, toplumca hem maddi hem de manevi kazançlarımız artacak. Milyonlarca turisti çekmeyi başararak milli gelirimiz yükselecek, refah seviyemiz artacak. Çocuklarımıza gösterebileceğimiz değerlerimiz olacak ve estetik kaygıları olan, sanattan zevk alan nesiller yetişecek. Umarım UNESCO'ya verilecek rapor sonucunda İstanbul "Dünya Mirası" listesinde yer almaya devam eder. Ama bunu kendimiz için yapalım, bunu iş edinerek, düzenli uygulamalara dönüştürelim. Yoksa son gün olan 1 Şubat'ta ağustos böceği gibi davranmak kalıcı çözüm olamaz.