1930’da Atatürk Türkiye’sinde bir İmam Hatip Lisesi diplomasında sadece ‘imam’ değil, bir ‘ilim adamı’ yetiştirildiğini gösteriyor. Dersler: Kur’anı Kerim Tecvit… Tefsir… Hadis… İlmü Tevhit… Arapça… Din dersleri… Ruhiyat ahlak… Terbiye… İçtimaiyat… Malumatı Vataniye… Türkçe…  Hüsnühat… Türk edebiyatı… Hitabe ve inşat… Tarih… Coğrafya…Riyaziyet…Hesap…Hendese Cebir… Resim Hattı… Ulumu tabiye… Hayvanat…Nebatat…Arziyat…Fizik…Kimya… Hıfzıssıhha (sağlık) Usulü Tedris… Malumatı Kanuniye… Fransızca…Terbiyei bedeniye ve Musiki!

Devlet arşivlerine bakılırsa İmam Hatip Okullarını açan, din alanında birçok devrim gerçekleştiren Atatürk’tür. Cumhuriyet’in ilanından 1 yıl sonra yokluk içinde İmam Hatip Okullarını açan, Kur’anın tercümesi için ödenek ayıran Atatürk’tür. Din eğitiminin gereğine inanan Atatürk, toplumun din adamı ihtiyacını karşılayabilmek için 29 İmam-Hatip Okulunun açılmasına karar vermiştir.

İmam hatip okullarının tarihçesine bakmak için Osmanlı dönemine bakmak gerekiyor. 

Osmanlı’nın dini eğitim veren kurumları medreselerdi. 15. yüzyılda müspet ilimleri öğreten medreseler, yüzyıllar içinde tamamen değişime uğramış, fen ve sosyal bilim dersleri çıkarılmıştır. Bu yüzden 1912’de Medresetü’l-Vâizîn mektepleri açılır.  Amacı bilgili din adamı açığını kapatmaktır. Bu mektepler, din dersleri dışında felsefe, tarih, coğrafya, sosyoloji gibi bilim dallarında da eğitim veren okullardır. Medresetü’l-Vâizîn mektepleri günümüzdeki imam hatiplere benzese de farklıdır. Çünkü Medresetü’l-Vâizîn mektepleri, ordudaki din adamı eksikliğini gidermek için açılmıştır.

Medresetü’l-Vâizîn mekteplerinin açılmasından 1 yıl sonra “Medresetü-l Eimme ve’l Hutaba” okulları açılır. Bu okulların amacı da nitelikli din adamı yetiştirmektir. Daha sonra bu okullar birleştirilerek “Medresetü-l İrşad” ismiyle eğitime devam etmiş ancak istenilen başarı elde edilemez. 

Cumhuriyet’in ilan edildiği yıl, dini eğitim veren medreseler Medâris-i İlmiye ve Dârü’l-Hilâfe Medreseleri olarak iki sınıftır. Eğitimde bir birlik yoktur. Bu ikiliği ortadan kaldırmak için 3 Mart 1924’de Tevhid-i tedrisat yani eğitim birliği yasası kabul edilir. Bu yasayla tüm eğitim kurumları Maarif vekâletine bağlanır. Kısa bir süre sonra 16 Mart 1924’de Maarif vekili bir bildiri ile medreselerin kapatıldığını bildirir. Kapatılan medreseler Medâris-i İlmiye medreseleridir. İstanbul’daki Dârü’l-Hilâfe ve Anadolu’daki ‘’Taşra mektepleri’’ ise Tevhid-i  tedrisat kanunu gereğince İmam Hatip Okullarına dönüştürülür.