Dün benim de makale yazdığım bölgemize ait Savaş Gazetesi’ de şöyle bir haber gördüm.
(Sonra haberi teyid ettim ve diğer gazetelerde de baktım. Artık mahkemeler de uğraşamam)

Haber manşeti aynen şöyle:

GİRESUN ASBESTLİ BORULARDAN KURTULUYOR.!
Önce abdestli boru okudum.
İnanamadım.
Zira asbestli içme suyu borusu mu olur.
Şaka gibi…
Dikkat edin.
Abdest değil, asbest…
Yıllarca asbestli borularla abdest alınca beyin yanıyor tabi…

Peki nedir asbest.?

Asbest son derece kanserojen bir maddedir.
Asbest=kanser de denilebilir.
Solunum yoluyla vücuda girdiğinde, başta KANSER olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar.
Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, (bunu ben yaşadım) kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi hastalıklardır.
Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.

Yani bu boru sizin şehrinizin şebekesine değil, sadece toprağın altına değil, bizzat size döşeniyor.
Akciğerinize, midenize döşeniyor.!

Şimdi dikkat edin:
1989 yılında Amerika Birleşik Devletleri Çevresel Koruma Ajansı (EPA), asbestli ürün kullanılmasını 1997 yılına kadar safha safha yasaklamak içim karar çıkarttırmış ancak yıl 2021 bizden bu boru yeni çıkıyor…

Sonra Kanada’lı firma işi ekonomik gerekçeyle yargıya taşımış, iş uzamış. vs.
Çünkü bu firmalar için sağlıktan daha ziyade para ihtiyaçtır.
Dünya firavunları dediğimiz çok uluslu şirketlerin yalnızca bir derdi vardır.
PARA, PARA, DAHA ÇOK PARA.

Bakın daha nerelere döşenmiş o borular…
Bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, ASBEST LİFLERİ KANA GEÇMEKTE-PANKREASA-
KARACİĞERE-BÖBREĞE-MİDE MUKOZASINA girebilmektedir…
Evet bunlar bilimsel veriler.!
Tekrar edelim mi?

Asbeste yüksek miktarda maruz kalan işçiler üzerinde yapılan araştırmalara göre, bu işçilerden fazla miktarda gastro-intestinal (sindirim sistemi) kanserine rastlanmıştır. Bir çok araştırıcı bu kanserin de nedeninin asbest lifleri olduğu görüşünü paylaşmaktadır. Bu görüşe karşı olanlar (malum bilimciler) işçilerdeki kanseri sigara kullanmaya ve diyete bağlamak istemişler.
Daha bir kaç gün önce kaybettiğimiz, Gazateci ve Emekli Öğretmen Rahmetli Zeki Al kanser tedavisinde “sigara içene kız bile vermeyin” dediğinde “hocam sigara en masum olanı” demiştim…
Gerçekten de bu zalimliklerin içinde tamamı fabrikaları ile birlikte çok uluslu firmalara geçen  tekel üstünleri yani sigara, en masumu…
(Satılan demiyorum çünkü satış öyle olmaz.
Çok uluslu şirketlere bağış edilen)

Soru şu.?
Bu asbestli boruyu ülkemize döşeyerek, kanserli boruları bize dayayan kimdir?

İDARE:
Bırakın her ile hastane yapmayı, her bireyin başına bir hastane yapsanız bile “gavurun” bize kimi zaman ücretsiz döşediği boruyu anlamadan, neden döşediğinin sorgulamadan bu vebalin altından kalkamazsınız.

Başkalarının döşediği boruya dua ile açılış yapmakla bu iş olmaz.

Soru ve sorun:
Elin adamı bize neden ücretsiz boru düşüyor?

Ancak biz malum borunun kansorejen madde içerdiğini insanımızın büyük bir çoğunluğu kanser olduktan sonra anlıyoruz.
Söz konusu boruyu döşeyen veya döşettiren hiç kimse neden hakim karşısına çıkmaz?
Neden biliyor musunuz.?
Çünkü eskiden döşenen boru zulmünün ucu bugünkü idareye girer de ondan.
Daha neyi konuşalım.
Suyla sana kanser yollayıp, milyar dolarlarını alan firavun düzeni bir iki metre ücretiz boru döşese ne olur…

İşin tuhaf olanı ne biliyor musunuz?
Bu adamlara neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumuzda cevap o firavunların Türkiye uzantısındaki yalaka takımından geliyor…
İşin daha tuhafıysa o yalakalarında kendine müslüman demesi.!
Şimdi a**ı diye bir yerlerini yırtan bilimciler ve onların ayakçıları bu borular bize döşenirken nerdeydi?

Din ile bilimi birbirinden ayırana ve sonra her birini ayrı ayrı kazanç kapısı yapana lanet olsun.!
Doğru yolda olana selam olsun.!

Dipçe: Bize aspestli boruları döşerken, “sizi demir paslı borulardan kurtarıyoruz demişlerdi” şimdi bizi aspestli borulardan kurtarıp polieliten borular döşüyorlar.
Yarın polielitenden kurtarıp başka boru döşenirse ve buna zamanımız olursa şaşırmayın.!
Zaten boruya alışan pek şaşırmaz!
...