Dişimize göre...

Abone Ol

Geçtiğimiz haftaya A Milli takımımızın ve UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimizin kura çekimleri damgasını vurdu. Hemen, net bir biçimde altını çizelim; Son derece iyi ve de avantajlı, dişimize göre kuralar çektik. 

En iyi üçüncü olarak adını EURO 2016’ya adını yazdıran A Milli Takımımız, 2008 ve 2012 yıllarında ardı ardına iki toplamda üç kez bu kupayı müzesine götürmüş, 2010 yılında dünya şampiyonluğu unvanını da kariyerine eklemiş bir İspanya, eleme grubunda mücadele ettiğimiz Çek Cumhuriyeti ve 2008’den günümüze gelen özel bir hukukumuzun olduğu Hırvatistan’la birlikte D Grubu’nda yer aldı.

İspanya’yı bir kenara koyarsak, geriye kalan üç takımın da şansları neredeyse birbirinin aynı... Türkiye, Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti arasındaki maçların favorisi olacağını düşünmüyorum. Ayrıca, bu üç takım arasında da, İspanya’dan puan alabilecek, hatta devirebilecek tek takımın da Ay Yıldızlılar olduğunun altını çizmek istiyorum.

Hatırlayacağınız gibi, grup maçlarında İstanbul’da gerçek bir hakem faciası sonucu 2-1 kaybettiğimiz Çekleri, Prag’da 2-0 yenmiştik. Haziran ayındaki şampiyonada da yeneriz diye düşünüyorum. 

Hırvatistan’ın bizle eşleşerek, 2008 yılındaki o mucizevi elenişin intikamıyla maça çıkacak olmasının bizim için avantaj olacağını, Fatih Terim ve öğrencilerinin  o karşılaşmada da sahadan istediğini alarak ayrılacağı düşüncesindeyim. İspanya karşısına ikinci maçta çıkacak olmamız, onları oynayacakları ilk karşılaşmada izleyip, ona göre önlem almamızı, dolayısıyla da başarılı olmamızı sağlayacaktır kanısındayım. Söyleyeyim, eğer ilk maçta İspanya ile oynamış olsaydık, kazanma şansımız çok daha az olabilirdi.

Özetle Ay Yıldızlı takımın bu gruptan çok fazla zorlanmadan çıkacağına, hatta grup lideri olarak bile çıkabileceği görüşündeyim. Biraz daha ileri gideyim, kapasitesini sahaya yansıtabilecek Türkiye’nin finale yürüyebileceğine inanıyorum. Şimdiden tüm iyi dileklerimle yolumuz açık olsun diyorum.

Evet, milli takım kurasından, UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimiz Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kuralarına yani çıkan rakiplere gelmek istiyorum. Fenerbahçe’nin Beşiktaş’la aynı grupta yer alan ve Siyah Beyazlıların iki maçta da çok üstün olduğu, bir anlamda elinden kaçırdığı Dinamo Moskova karşısında büyük bir sürpriz yaşanmazsa, her iki maçı da kazanarak turu geçeceğini, hiçbir sorun yaşamayacağına eminim. Sarı Lacivertli takımın tüm kriterlerde çok daha iyi olan kadrosuyla değil bu turu geçmeyi, bu kupanın finaline yürüyeceğine inanıyorum.

Galatasaray’ın durumu biraz farklı. Eğer Sarı Kırmızılı takım Lazio karşısına şu sıralarda çıkacak olsaydı, şansının sıfır, hatta sıfırın da altında olduğunu rahatlıkla söylerdim. Ancak ilk maç 18 Şubat’ta oynanacak. Yani Mustafa Denizli ekolünün iyiden iyiye kendisini hissettireceği, ‘yüzde 51’ faktörünün özümsenme sürecindeyken maçların oynanacak oluşu, ayrıca ara transfer döneminde takviye yapılacak olması, beni olumlu düşünmeye yönlendiriyor. İşte bundandır ki, Galatasaray’ın da turu geçeceğini umuyorum. 

Gönlüm A Milli takımımız, Fenerbahçe Galatasaray’la. Yolunuz açık, gazanız mübarek olsun...