Dine karşı din savaşında toplumumuzun aldığı yaraların tedavisini, siyasal otoritelerden bekleyen bir kalabalığa dönüşüyoruz. Nesillerimizin apolitik dönüşümü ile deizm kendine derin ve geniş kitleler bulmaya başladı.

Yakın geçmişimizdeki politik süreçlerde ideolojik mitler müntesiplerini yetiştirdiği gibi felsefi boşlukların oluşmasını da engelliyordu. Fakat özellikle iletişim ve gereçlerinin her geçen gün arttığı zamanımızda, boşlukları kadim olmayan değerlerle ifsat etmekte.

Cins olarak insanın tanımını geçmişten günümüze en derin ve şuurlu analiz edebilme ferasetine sahip olan coğrafyamızda; güncel tanımlamalar yerini gündelik akımlara bırakmaktadır. Bu akımlar ile geleceğin derin boşluklarının oluştuğunu görmezden gelebilmek ise mümkün değil.

Kadim değerler yerini özgün değerler adı altında serazat biçimlere dönüştürürken; fertler bu sürecin oluşturacağı sorunlar karşısında, din temelli çözümlere karşı tümüyle duyarsızlaştı. Bunun oluşmasındaki en büyük neden ise statükocu dindarlığın çağımızın süreç ve dönüşümüne karşı olan direncidir. Bu direnç ki ilim ve irfandan uzak cemaatlerin yine sözde din adına oluşturdukları pratik sebebiyle toplumların, idrakinde hepten çürümüş hale dönüşmesidir.

• dinsel güdü

• dinsel güç

• dinsel iktidar

• dinsel dürtü

• dinsel temas

• dinsel birliktelik

• dinsel yönelim

• dinsel kimlik

• dinsel işlev

• dinsel tatmin

• dinsel haz

• dinsel arayış

• dinsel ilgi

• dinsel taciz

• dinsel tercih

• dinsel psikoloji

• dinsel erginlik

• dinsel düşünce

• dinsel yetersizlik

• dinsel farkındalık

• dinsel yorum

• dinsel stres

• dinsel ilişki

• dinsel gelişim

...

Gelin yukarı da imlediğimiz “dinsel” kavramının ilk harfi olan “d” harfini değiştirelim. Bu harfi “c” ile değiştirdiğimizde kavramın farklılaştığını ve fakat çözüm temelinin aynı şekilde kaldığını göreceğiz.

Dolaylı ve/veya direk olarak birbiri arasında derin bir bağ vardır. Cins (tür) ve Din (biçim) işte bu sebeple geçmişten bugüne felsefe ve bilimin konusu olmuştur. Şimdilerde ise felsefesini kaybeden türümüz, içgüdüsel eğilimlerini ön planda tutmanın maharet olduğunu sanmaktadır. Haz güdüsünü önceleyen bu içgüdüsel yaşam kültürü, toplumu her geçen gün daha da vahşileştirmektedir.

Kapitalizm, kendini sürekli maskeleyen ve otoritesi yokmuş gibi sunan bir dindir. Bu dinin müntesiplerinin en açık akidesi ise haz ile edinim ve eylem oluşturmalarıdır. Diğer tüm otoritelere karşı muhakkak haz temelinde bir erişim bulabilir ve kişinin hazının ve elbette tatminin en doğru olduğunu kabullendirir. İnsanın varoluşunun haz edinimi için olmadığını sözde bilmemiz ve hatta bunu tüm toplumun bilmesine rağmen buna karşı inancımız neredeyse kalmamış durumdadır.

Beğenmek, beğenilmek, tatmak, gururlanmak, daha fazla doymak vs. bu dinselleşmiş kapitalizmde bir tanrıya dahi inanmak haz güdüsüne değdiği müddetçe sorun teşkil etmemektedir.

Cinsel tüm eylemlerini Dinsel belirteçler ile düzenleyen toplum geleneği yerini Cinsel ve Dinsel tatmine yönelik değerler hale gelmiştir.

Apolitik bir toplumla birlikte Deist bir kalabalığın oluşuyor olması, fertlerin fıtri soru ve sorunlarını kadim olanda değil, sahte ve güncel akımda tatmin ediyor olmasıdır.

Bizler ise her geçen gün politika, ekonomi, eğitim ve birçok hususta gündemi yakalayabilmek adına güncelin akımı içerisinde köhneleşmekteyiz. Sürekli dağıtmamız gereken bir kafamız var. “Biraz kafamı dağıtmam lazım” ile kurduğumuz yorgunluk cümlelerini “artık kafamızı toparlamak lazım” ile değiştirmediğimiz müddetçe ne neslimize ne de kendimize bir faydamız olmayacak gibi duruyor.

Peki ne yapmamız lazım?

Seni mutlu eden birisi ve birileri ile ol. Dolayısıyla seni mutsuz edecek birisi ve birileri ile olma. En önemlisi akıllı ol her şeyden ve herkesten önce kendini mutlu eden biri ol. Hatta örgütün, cemaatin, derneğin, partinin, futbol takımının esiri ve kölesi olma, illa kölesi olacaksan; kendinin kölesi ol ki! Kendi kendine adaletle yanaşasın ve mutlu olasın. Hiçbir kabiliyetin yoksa mutlu olduklarının yanında olmak adına mutlu olmadığın yamaçta asılı kalma hem kendine hem başkasına negatif enerji saçma ve sana birilerinin de saçmasına izin verme. Sende başkasına bu şekilde zulüm etme. Kutsal kitap oku ama anlayarak oku, ehil insanlara danış ve ömür tüketen, tüketilen, ezilen, ezen olma. 

Ne olursan ol; akıllı ol, empati kur... 

Böyle yaparsan sempatik yapamazsan da spastik olursun… 

Ya var olursun ya yok... 

İkisinin arası olmak için zorlarsan da mahvolursun.