Dile getirilmeyenler...

Abone Ol

Oysa bakanlık verilerine göre 3,2 milyon sendikalı çalışan, bu görüşmeleri yakından takip ediyor. Gerçi, SGK Nisan 2011’de bu rakamın 922 bin olduğu açıklamıştı ama, henüz bakanlık’tan bununla ilgili bir açıklama yada düzeltme gelmedi.
Sendikaların, Hükümet’ten bekledikleri randevu’yu, Türk-iş ve Hak-iş bu hafta alabildiler. DİSK’e neden ise randevu verilmedi. Yine bakanlık verilerine göre DİSK 426 bin işçiyi temsil ediyor. Hiç’te küçümsenmeyecek bir sayı.
Randevu taleplerinin amacı ise, bir türlü yenileyemedikleri toplu iş sözleşmeleri. Dokuz ay önce görüşülen, fakat meclis’in tatile girmesiyle, görüşülemeyen toplu iş ilişkileri yasası yüzünden, yaklaşık 600 bin işçi zam alamadı ve hâlâ zam alabilmek için bu görüşmelerin sonlanmasını bekliyor.
Her ne kadar hükümet, işçi ve işverenler anlaşsın öyle görüşelim dese de, görüşme imkanları bulunmuyor. Çünkü işçi istatistikleri yayınlanmadığından bir türlü sendikalar sözleşmelerini yenileyememekte ve sözleşmeleri olmaması sebebiyle de işveren sendikalarıyla görüşmeler yapılamamakta. Tamda bir siyaset oyunu ile, sendikalar bir belirsizliğin içine atılmış görünüyor.
Belli ki dile getirilemeyen çok konu var.
Bildiğiniz gibi geçmiş dönemde sendikalara baraj konulmuştu, bu baraj tabii ki bir hedefti. Sendika haklarını elde edebilmek için toplam çalışan sayısının %10’una sahip olunması gereken bu baraj, meclis kararıyla %1’e çekileceği belirtilmişse de, meclis’in tatile girmesi sebebiyle bu karar alınamadı. Barajın altında kalan DİSK ve Hak-iş ise şu anda toplu sözleşme imzalama yetkisini kaybediyor. Bu da sadece Türk-iş’in sendika haklarını savunabilmesi anlamına gelmektedir. İşveren ve hükümet yetkilileri ile yapılacak tüm görüşmeleri artık Türk-iş yapacak.
Sendikaların, tekel zihniyeti ile yönetilmesi, çok daha köklü sorunların çıkmasını sağlayabilir. Sendikaların çok sayıda olması, içinde barındırdıkları renk cümbüşü ile daha keyifli ve hizmet veren yapılara bürünürler. Çalışan haklarının tek bir çatı altında toplanması, sendikaların tatlı rekabetinden yoksun kalması, günün sonunda çalışanın bu işten daha az nemalanması anlamı taşır.
Bu arada henüz açıklanmadı ama, Hükümet ile sendikaların sözlü anlaşmaya vardığı ve mecliste görüşülecek ilk konular arasına alındığı bilgisinide alabildik.
-----------------------------------------------------------------------------  
Şimdi el’e alacağım konu, duyuru köşelerinde görebileceğiniz bir konu. Öncelikle ABD’nin daha sonra İngiltere’nin başı çektiği, Serbest Piyasa Ekonomisi’nin hemen ardından tüm Dünya’da uygulanan Finans Kapitalizm’inin geldiği noktayı çok iyi anlatmaktadır.
Bildiğimiz gibi tüm Avrupa ülkelerinden bir Türk vatandaşı olarak vize almamız gerçekten zordur. Hele İngiltere’den vize alabilmek nerdeyse imkansızdı.
İngiltere konsolosluğu yayınladığı bir yazı ile, İngiltere’ye yatırım amacıyla gidecek kişilere ve ailelerine üç yıllık vize’yi hemen vereceklerini açıkladı. Bu sürenin sonunda istenirse iki yıllık daha alınabileceği ve beş yılın sonunda oturma izni çıkacağı ve takip eden bir yılın sonunda ise vatandaşlık verileceği, bir bildiri ile duyuruldu.
Dünyanın göz bebeği İngiltere, Margaret Thatcher nam-ı değer Demir leydi’nin, çabaları sonucunda serbest piyasa ekonomisini benimsemiş ve ABD işbirliğiyle tüm Dünya’ya benimsetmişti. Kapitalizm ile güçlenen İngiltere ve ABD icad ettikleri değişik fonlar sayesinde, hızlıca zengin olabilmişler ve üretim yapan Dünya ülkelerinin, nakitlerini kendilerinde toplayarak büyük zenginlik elde etmişlerdi. Bu sayede üretime de ihtiyaç duymamışlardı.
Bu haber, borçlanmanında artık sonunun geldiğini ve bu finans sarmalının İngilterenin ayaklarına dolandığının güçlü bir göstergesidir. Belli ki İngiltere yatırımcılara topraklarını açarak, onları teşvik ederek biraz daha borçlarını azaltmak ve nihayet tekrar üretimi arttırmak niyetinde.
Ekonomide hep görülen, gelişmekte olan ülkelerin verdiği tavizlere ve teşviklere benzeyen bu tutum, gelecekte para piyasalarının daha da zayıflayacağının, özellikle altın ve gıda sektörününde değerleneceğini bizlere anlatmaktadır.