İşler durdu, ekonomi durdu, hayat durdu.. Canlarımızı kaybettik, aşılandık, çeşitli yöntemlerle korunmaya, maskeli hayata alışmaya çalıştık.. 

Hepimiz bunaldık..

Terhisine günler kalmış askerler gibi heyecanlıydık; 1 Temmuz’u ipe çekiyorduk.

Bugün 1 Temmuz. Kısıtlamalar sona eriyor ve normal yaşantımıza dönüyoruz.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), COVID-19’un Alfa, Beta ve Beta Plus varyantlarının insanların yaşamlarını nasıl etkilediğine ilişkin yayınladığı raporda ortaya koyduğu gerçeklere dikkat çekerek, 1Temmuz’da, “kep atmaya” hazırlanan üniversiteliler gibi büyük bir heyecan yaşamakta olan vatandaşlarımızı bir süre daha dikkatli olmaya çağırıyoruz.

Washington Üniversitesi, aşıların koruyuculuğuna ilişkin yaptığı araştırma sonuçlarına dayanarak, Pfizer-BioNTech ve Moderno gibi mRNA tekniği ile üretilmiş aşıların COVID-19’un üç varyantına karşı etkili yüksek düzeyde antikor ürettiğini açıkladı. Fakat, DSÖ yetkilisi Mariangela Simao, koronavirüsün COVID-19’dan daha bulaşıcı ve daha ölümcül olabilen Delta ve Delta Plus varyantlarının yayılmasını önleyebilmek için yalnızca aşılanmanın yeterli olmadığını, iki doz aşı yaptırmış kişilerin bile maske takmaya devam etmeleri gerektiğini söylüyor. Özetle, bir süre daha dikkatli olmak zorundayız.

M. KEMAL SALLI

İşler durdu, ekonomi durdu, hayat durdu.. Canlarımızı kaybettik, aşılandık, çeşitli yöntemlerle korunmaya, maskeli hayata alışmaya çalıştık.. 

Hepimiz bunaldık..

Terhisine günler kalmış askerler gibi heyecanlıydık; 1 Temmuz’u ipe çekiyorduk.

Bugün 1 Temmuz. Kısıtlamalar sona eriyor ve normal yaşantımıza dönüyoruz.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), geçtiğimiz yılın Aralık ayından bu yana koronavirüsün çok hızlı yayılan Delta varyantı konusunda yaptığı uyarılarına yenilerini ekleyerek neşemize limon sıktı. DSÖ, koronavirüsün Delta ve Delta Plus varyantlarını “Kaygı verici” kategoriye aldığını açıkladı.

Washington Üniversitesi, aşıların koruyuculuğuna ilişkin yaptığı araştırma sonuçlarına dayanarak, Pfizer-BioNTech ve Moderno gibi mRNA tekniği ile üretilmiş aşıların COVID-19’un üç varyantına karşı etkili yüksek düzeyde antikor ürettiğini açıkladı. Fakat, DSÖ yetkilisi Mariangela Simao, koronavirüsün COVID-19’dan daha bulaşıcı ve daha ölümcül olabilen Delta ve Delta Plus varyantlarının yayılmasını önleyebilmek için yalnızca aşılanmanın yeterli olmadığını, iki doz aşı yaptırmış kişilerin bile maske takmaya devam etmeleri gerektiğini söylüyor. Özetle, bir süre daha dikkatli olmak zorundayız.

​​​​​​​

ÇİFTE AŞI DA KALKAN OLUŞTURAMAYABİLİR

Cenevre'de basın toplantısı düzenleyen Simao, "İnsanlar sadece iki doz aşı oldular diye kendilerini güvende hissetmesinler. Tehlike geçmiş değil, korunmaya devam etmeliyiz. Maskeleri çıkarma zamanı henüz gelmedi” diyor.

Simao, "Tek başına aşı toplum içinde bulaşı durdurmayacaktır. İnsanların sürekli maske takmaya, iyi havalandırılmış yerlerde bulunmaya, el hijyenine dikkat etmeye, fiziksel mesafeye uymaya ve kalabalıklardan kaçınmaya devam etmesi gerekiyor" uyarısını yineledi.

​​​​​​​

DSÖ Genel Sekreteri Simao’nun danışmanı Bruce Aylward da normalleşmeye geçme kararı alırken dikkatli olmamız gerektiğini belirtiyor:  "Evet bazı önlemleri hafifletebilirsiniz ve bu açıdan farklı ülkelerde farklı uygulamalar var. Fakat hâlâ dikkatli olunması gerekiyor. Gördüğümüz üzere, yeni varyantlar ortaya çıkıyor.”

“DSÖ küresel ilaç sektörünün sözcüsü gibi hareket ediyor. Trump örgütün önerilerini dinlemeyeceğini ilan etmişti” diyebilirsiniz. Koronavirüs salgınının başlangıcından beri sergilediği tutum nedeniyle çeşitli eleştirilerin hedefi olmuştu. O nedenle, Koronavirüsün COVID-19’a oranla çok daha bulaşıcı olan Delta varyantına ilişkin uyarılarını hafife alma eğiliminde olabilirsiniz. Fakat, durum gerçekten ürkütücü.

ALFA, BETA DERKEN ŞİMDİ DE BETA PLUS VARYANTI

İsrail, iki doz aşı olanların da, yakın zamanda hastalanıp iyileşmeleri nedeniyle bağışıklık kazandıkları düşünülenlerin de, koronavirüsün Delta ya da Delta Plus varyantıyla tanışan herkesin 14 gün karantinaya alınmalarına karar aldı. Vatandaşlarını büyük ölçüde aşılamasından dolayı normal yaşama dönmeye hazırlanan İsrail halkı, hükümetin aldığı kararla sarsıldı. İsrail Sağlık Bakanı Nitzan Horoitz Arjantin, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, Meksika ve Rusya gibi kara listeye aldığı ülkelere seyahat eden vatandaşlarına yüklü para cezaları uygulanacağını açıkladı.

​​​​​​​

Hindistan yetkilileri de, koronavirüsün COVID-19’dan çok daha bulaşıcı ve çok daha ölümcül olan Delta varyantının, İngiltere’de ortaya çıkan Alfa varyantından çok daha bulaşıcı olduğunu ve ülkelerinde hızla yayılmakta olduğunu duyurmuştu. Çok geçmeden İngiltere Kamu Sağlığı Kurumu, Hindistan’a yalnızca Delta varyantının değil, Delta Plus olarak anılan varyantının da can almaya başladığını duyurdu.

Koronavirüsün Delta Plus türü bünyesinde K417N adı verilen bir “spike” protein mutasyonu barındırıyor. Bu mutasyon, ilk olarak, Güney Afrika’da görülen Beta varyantında saptanmıştı. Uzmanlar, bu mutasyonun Delta varyantının sahip olduğu özelliklerle biraraya geldiğinde daha bulaşıcı özellikler kazandığını söylüyorlar. Hindistan Sağlık Bakanlığı da, yaptığı son açıklamada, K417N mutasyonunun insanların bağışıklık sistemlerini çökertmeleri nedeniyle çok tehlikeli olduğunu bildirdi.

​​​​​​​

Şimdilerde uzamanlar, aşıların, koronavirüsün ortaya çıkan bu varyantlarına karşı etkili olup olmadığını araştırıyorlar. Harvard Kamu Sağlığı Enstitüsü’nden Prof. Bill Hanage, “Delta varyantı küresel ölçekte diğer varyantlardan daha kaygı verici” diyor.

Washington Üniversitesi Kamu Sağlığı Enstitüsü Başkanı William Powderly de, ‘‘Zengin ülkeler dışında aşıya erişim kaplumbağa hızıyla sürdüğü için dünyanın büyük kısmı çok savunmasız durumda’’ diyerek, salgının ciddi boyutta dünyayı etkilemeye devam ettiğini belirtiyor.

AB ÜLKELERİNDE AŞILAMA SAYISI 300 MİLYONU GEÇTİ, AMA…

Koronavirüsün ilk olarak Hindistan’da görülen Delta varyantı, vaka ve ölüm sayılarının hızla tırmanmasına neden olmuştu. Hindistan’da Delta varyantı hızla yayılırken, İngiltere, vatandaşlarının sağlığını büyük ölçüde tehdit eden Alfa varyantını kontrol altına almayı başarmıştı. Fakat, şu günlerde İngiltere de, koronanın hem Delta hem de Delta Plus varyantlarıyla savaşmakta.

Edinburgh Üniversitesi’nden Profesör Aziz Skeikh, koronanın delta varyantının yayılma hızının Alfa varyantına oranla yüzde 85 daha fazla olduğunu belirterek, durumun oldukça kaygı verici olduğunu söylüyordu. Prof. Skeikh haklı, çünkü yapılan araştırmalara göre aşılar, koronavirüsün Delta ve Delta Plus varyantına karşı çok iyi olmasa da hala etkili.

​​​​​​​

Yapılan açıklamalardan ve bilimsel dergilerde yayınlanan yazılardan anlaşıldığına göre, Pfizer/BioNTech ve Oxford/AstraZeneca aşıları Delta varyantına karşı Alfaya oranla, yüzde 13 daha az etkili. İki doz aşıdan iki hafta sonra Pfizer’in aşısının Delta varyantına karşı yüzde 79, AstraZeneca’nın ise yüzde 60 etkili olduğu anlaşılmıştı, fakat Delta Plus yeniden kaygıların artmasına neden oldu.

​​​​​​​

DSÖ’nün peşpeşe yaptığı bu açıklamalar, 1 Temmuz’da pandemiyi önlemeye yönelik uygulanan bütün kısıtlamaları kaldıracak olan ülkemizde de kafaların karışmasına neden oldu. Uzmanlar, aşılamanın hız kesmeden devam ettirilmesini, maske kullana zorunluluğunun sürdürülmesini öneriyorlar..

AB ülkelerinde aşılananların sayısı 300 milyonu geçmiş olmasına rağmen, koronavirüs salgının mutasyona uğrayarak, Alfa, Delta ve Delta Plus varyantlarıyla insanların sağlıklarını tehdit etmeye devam ediyor. Salgını kontrol altına alabilmek amacıyla uygulanan kısıtlamalar vatandaşlarla yöneticilerin çatışmalarına neden oluyor.


SALGININ SİYASİ BOYUTLARI

Uzmanlar da Türkiye, Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi ekonomisi önemli oranda turizme dayalı ülkelerde gereksiz ve zamansız bir iyimserlik ve gevşeme yaşandığına dikkat çekiyorlar.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) COVID-19’un Alfa, Beta ve Beta Plus varyantlarının insanların yaşamlarını nasıl etkilediğine ilişkin yayınladığı tabloyu ortaya koyarak, 1Temmuz’da, “kep atmaya” hazırlanan üniversiteliler gibi büyük bir heyecan yaşamakta olan vatandaşlarımızı dikkatli olmaya çağırıyoruz.

Gözlemlerimize, “Nostradamus’un yayın organı” TIMES dergisinin kapaklarından verilen mesajlara bakarak, küresel aktörler arasında “Bir Yol Bir Kuşak”/Yeni İpekyolu merkezli yaşanmakta olan mücadele sonuçlanmadan pandeminin sona erme olasılığının oldukça düşük olduğunu savunduk, bugün de aynı görüşteyiz.

​​​​​​​

Ölümcül koronavirüs salgının özellikle Yeni İpekyolu bağlamında ABD ile Çin ve destekçileri arasında yaşanan mücadeleye doğrudan ya da dolaylı yoldan taraf olan ülkelerde mutasyona uğrayarak Alfa, Beta ve Beta Plus varyantlarıyla devam ediyor olması, bizleri elde olmayarak, pandeminin siyasi boyutunu sorgulamaya yönlendiriyor.

COVİD-19’un Alfa, Beta ve Beta Plus varyantlarının neden ABD’nin beka sorununa dönüşen Yeni İpekyolu projesine destek veren İngiltere ve İngiltere’nin arka bahçesi Hindistan gibi ülkelerden yayılmaya başladığı konusu çok önemli bir araştırma konusudur.

14 Haziranda Brüksel’de gerçekleştirilen NATO zirvesinde ABD Başkanı Biden, yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan ile değil, pekçok NATO üyesi ülke liderleriyle ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüştü. NATO’nun kaptanı konumundaki Biden, NATO zirvesi maratonunda. NATO üyesi olmayan Rus Lider Putin ile neden görüşmüş ve bu görüşmede neler konuşulmuştu?

​​​​​​​

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel’de Biden ile görüşmesinin ardından Çin ile bir dizi anlaşma imzalayan Azerbaycan’a yalnızca milli maçı izlemek için mi gitmişti?

2007’de Yeni İpekyolu konusunda Çin ile çok kapsamlı bir anlaşma imzalayan İtalya, Bir Yol Bir Kuşak projesini desteklemekten vazgeçtiğini açıkladı ve Çin ile yollarını ayırdı. İtalya’yı böyle bir karar almaya iten neden neydi; COVID-19’a karşı verdiği mücadelede çok mu yorulmuştu, yoksa perde gerisinde başka dinamikler mi etkili olmuştu?

Sorular ve kaygılar, koronavirüsün yeni varyantları olan Alfa, Beta, Beta Plus’ın  yayılma hızlarına paralel olarak artıyor, çeşitleniyor. 1Temmuz’u, “Düzlüğe çıktık” coşkusuyla karşılayamayacağız.