Sevgili okurlarım merhaba, Önce Vatan gazetesine yazdığım (ARI KOVANINA ÇOMAK SOKTUM) adlı makalemde 1993’de ağabeyim kanalıyla katıldığım kooperatife Eskişehir’de dava açmıştım. Kooperatif hakkında edindiğim yeni bilgilerle Aydın ilinin Didim ilçesinde dava açtım. Didim Akbük’de alınan arsaya 1997 yılında 14 kişiye yapılıp teslim edilmesi gereken villaların yapılmadığı gibi kooperatifin asıl üyelerine çerez parası ödeyerek şu veya bu bahanelerle yasal olmayan yollarla kooperatiften atılan 14’cü kişiyim!..

Bu kararı alan kooperatif başkanı eski üyelerin yerine yakın akrabalarını üye yaparak adı geçen arsayı 8 kişiye paydaş ederek kooperatifi kapatma kararı almıştı. Tabii kooperatife ve 8 kişiye dava açtığımdan dolayı dava bitene kadarda kapatma askıya alınmıştı. 28 Mart 2019’da Didim Adalet Sarayına duruşmaya gittim. Böylece 26 yıl sonra Didim Altınkum’u ikinci kere görme şansına nail oldum!..

26 yıl önce Didim Altınkum altın çocukla umudumla uğurumla mükemmeldi. Kararımı ta o zaman vermiştim emekli olduğumda bu şirin belde de yaşayıp yorgun yılların sancısını ve Gurbetin ince sızısını burada atlatacaktım. Lakin Didim yerine Antalya Konyaaltı nasip oldu. Altın kumların üzerinde adımlıyorken gözyaşlarıma hakim olamadım. Türkiye coğrafyasıyla, doğal zenginlikleriyle bir cennet ve bizlere bu dünyada verilmişti. Maalesef bizler cehenneme çeviriyoruz. Anavatanımın birçok ilinde ve ilçesinde görüldüğü gibi Didim Altınkum beton yığınına çevrilmişti. Yatay yapılanma imkanları varken gökdelenler dikilmişti!.. 

Didim Altınkum sahili cennetten bir köşeydi fakat sağlı sollu enine uzununa yapılanmıştı. Yaptıkları yürüyüş alanı etrafı tamamen daraltmıştı. Didim Altınkum sahilini bilmeyenlere ilk görüşte gayet doğal görünüyordu. Sahilin sağ tarafına gökdelenler dikilmişti ve işletiliyordu. Sahilin sol tarafına doğal kayaların olduğu yere oyun parkı yapılmıştı ve işletiliyordu. Biraz ilerisine yatlar için yer yapılmış doğallık kalmamıştı. Altınkum maalesef taş yığınına çevrilmişti. Altın kumlar için Didim’e gelecek olan turistlere sahil yeterli gelmeyecekti. Bu acı gerçekleri görmeyerek “kaş yaparken göz çıkartanlara” ben bir vatandaş olarak soruyorum neden?

Didim sokaklarında da durum aynı sokaklarda yeşil alan bırakılmamış. Hala gökdelenler yapılıyordu. Oysa Didim bölgesi kayalık olmayan düz bir alandır. Devletimizden arsa satın alarak dikey değil yatay yapılaşmaya gidebilirlerdi. Didim’e seçim döneminde gitmiştim sokakta yürüyorken x partili yetkili olan bir görevliyle konuştum. Yukarıda yazdıklarımı dile getirdiğimde diğer x bir partiyi suçladı. Cevabım hazırdı: “Benim öğrendiğim kadarıyla kaç dönemdir sizin partiden olan belediye yönetmiş” dedim. 

Beyefendi: “Eğer Didim Altınkum’u bu kadar çok seviyorsanız bu güne kadar neden gelip şikayetlerinizi bildirmediniz.” Dedi. 

Ülkemin cennetten bir köşesini o halde görünce ağlayan benim gibi ülkesini seven bir vatandaşın sevgisinden şüphe eden görevliye: “Emin ol ki, burada olsaydım iş makinelerin önüne yatardım. Ben çocukluğumdan itibaren Hollanda’da yaşadım ve Didim Altınkum’a oğlumla birlikte 26 yıl önce tatile gelmiştim. Dolasıyla eski hali hafızamdadır. Sizde çok geç olmadığınıza göre hafızanızı yoklayın bu çarpık yapılaşmaya neden müsaade ettiniz ve ilçe bu hale gelene kadar yanlışlara neden karşı çıkmadınız?” Dedim. 

Son konuşmamdan sonra sohbet koyulaştı. Etrafı gösterdim ve ilçenin eski halini anlattım. Emekli öğretmen olan görevli 24 yıldır Didim Altınkum’da yaşıyormuş. Buranın bu halini gazeteye yazacağım dediğimde: “Turistlerin gelmemesini sağlarsın. Bu kötülüğü ülkene yaparsan vatanseverliğin nerde kalır. İstersen bunu bir daha düşün.” Dedi.

Beyefendi çok önemli bir konuşmayı yine particiliğe çevirdi. Canım fazlasıyla sıkıldı benim için vatan bayrak devlet millet ve gelecek nesiller adına taşın altına ellerini koyan her parti her fert çok önemlidir. Bu çok önemli kavramı kavrayamadığımız sürece koca deryadan elekle su taşımak gibi, boşa kürek sallamanın ötesine gitmemiz imkansızdır. Ülkemdeki bütün belediyelerden çok rica ediyorum. Yeşil alanlarımızı bitirmeyin anavatanımı beton yığınına çevirmeyin gelecek nesillerimize nefes alacaklacakları alan bırakın…

Sevgi ve saygılarımla.