Öyle kuaför deyip de geçmeyin Saç yaptırmaya her gelen müşteri, saçıyla beraber derdini de bırakıp gidiyor. 
Evde kocasıyla kavga edenimi arıyorsun, evlatlarıyla başı dert de olanımı arıyorsun, kaynananın çekememezliği, gelinlerin kavgası, kadınların istekleri, eşlerin boş vermişliği. Sanki insanlar eteklerinde ne var, ne yok kuaför dükkanına bırakıp gidiyorlar.
Kuaför de konuşlan konuları asla unutmuyor müşterisi tekrar geldiğinde onunla hemen ilgileniyor. Boşanma davası, varsa teselli ediyor. Hastalığı varsa, hal hatır soruyor.  
Müşteriler ise, çeşit çeşit karakterdeler. Bunların içinde, bir kendini beğenmeyenler var. Ha bire tıkınıp tıkınıp yiyor sonrada hırsını saçından, başından çıkarıyor.  
Bazıları da var ki, bir alt kat, ya da üst kat komşusunu çekemeyip, sanki onun saçını yolar gibi, hırsını kendi saçından çıkarıyor.      
Kimisi de dikkat çekme peşinde.  Neymiş tarz yaratıyormuş Vallahi yalan.  Sırf insanların dikkati kendi üzerine çekebilmek için bunların yapmayacakları maskaralık yok. Hadi kızıl neyse de yeşile pembeye de saç boyatılırmı hiç. Aynı Denizli horozu gibi. Bunlar kesin ya sevgilisi terk etmiş ya da evde kalmış kızlar diye düşünüyorum.
Bakın, her gün bedenen çalışan sanatçılara, mankenlere bir şey demiyorum. Bunların zaten kuaförleri psikolojik danışman gibi hem çeneleri işliyor hem elleri. Onların istedikleri şekilde bakımını yapıyorlar. Karışlığında parasını katıyla alıyorlar. Onların meseleyi gereği bakımlı olmak zorundalar. Eğer bakımlı olmasalar işte buna söz ederim.
Ev hanımları, bunları unuttum sanmayın. Eşine güzel gözükmek için ayda yılda bir saç yaptıran garibanlar.. Hatta evindeki küçük tüpü satıp da saçını yaptırdı diye bir ara gazetelerde bile çıkmıştı. Bunlar analarımız, arada eşine de güzel gözükeyim diye yaptırmış olsalar da genelde, düğünden düğüne saç yaptırırlar. Adeta saçlarını kuaföre emanet ederler. Nasıl yaparsa yapsın her haliyle öncekinden daha güzel gözükeceğini bilirler bunlar emekçi evde çalışan analarımız. Ağzından bir kelime dahi alamazsın ne söylerler nede kendine bir kelime dahi  söylettirirler. Bunlar evde Pazar parasından artan paraları bile kendine değil çocuklarına harcayan tiplerdir elleri çok sıkıdır işini yaptırır parasını öder gider. Sır küpüdür... 
Kuaför dükkanında Genelde müşterilerde birbirini tanır.
Kuaförlerimiz iyi niyetli sıcakkanlı psikolog gibi insanlardır müşteriler gider dertleri, sanki onlarda kalır. Bunlar mesleği gereği, ya sır insanlar ya da kazancı gereği müşterilerini ellinde tutma peşindeler. Bende diyorum ki, sağlıkçılar gibi bunlara da Hipokrat yemini mi ettirsek acaba.