Derin Kaos
Son dönemde özellikle Başbakan’ın sert ve anlaşılmaz tavrı yüzünden, Türkiye inanılmaz derecede yıpranıyor. Kurumlar arasında güvensizlik, kin ve nefret almış başını gidiyor. Devlet’in asli unsuru olan kurumlar, bu dönemde gücünü ve inanırlılığını yitirmiş durumdadır. Evet, sevgili dostlar hal böyleyken Hükümet için talihsiz serüvenler dizisi devam etmekteydi. Özellikle yeni kasetler ve belgelerin çıkacağı sürekli konuşuluyor. Türkiye ağır bir bunalımdan geçiyor. Böyle dönemlerde; Devlet görevlisi kimliğini unutup fedailiğe soyunan bazı bürokratların sonradan pişman olmaları muhtemeldir. Topluma karşı inanılmaz derecede Psikolojik Savaş yapılıyor.
Gelinen noktada bundan hiç kimse karlı çıkmaz. Başbakan her olayda ‘’Paralel Yapı’’ diyor. İyi hoşta bu Paralel yapı hakkında suç duyurusunda neden bulunmuyor. Neden 30 Mart’ı bekliyor? Acaba hala bu Paralel Yapının ayrı bir kanadından yardım mı bekliyor? Yoksa her şeyde Paralel Yapı deyip toplumdaki Psikolojik algıyı kendisini mağdur göstererek mi diri tutmaya çalışıyor? Bu sorular çok önemlidir. Samimiliği test eden ve cevaplanması gereken sorulardır. Ayrıca herkesin düşündüğü akıllarda olan şu soru da çok önemlidir: Madem bu yapı vardı da, neden 10 yıl hiç ses çıkmadı. O zaman niye bu kadar söylenmedi? Beraber birçok şey yaparken işler iyidi de neden şimdi Milli içeceğimiz Ayranı içip ayrı düşüldü?
Kimse kusura bakmasın ama Paralel Devlet görmek isteyen varsa Güneydoğu’daki KCK yapılanmasına baksın. 30 Mart’tan sonra Güneydoğu’da çok önemli olaylar olacak. Oslo süreci ile birlikte sözde Kürdistan kuruldu ama adını koymaya çalışıyorlar. 30 Mart’tan sonra BDP, Güneydoğu’da referanduma gideceğini ve Kürdistan’ı herkesin kabul etmesini sürekli söylüyor. Bunların hepsinin belgesi mevcuttur ve Millet şuan da ne olduğunu, hangi pazarlıkların yapıldığını bilmiyor? Bunların hepsi yakında ortaya çıkacak. Yakında ortaya çıkacak olan başka bir önemli belge de; ‘’Dolmabahçe Görüşmeleri’’ bu görüşmeler gayet önem arz etmektedir. Ben 3 aydır bu belgelerin yakında çıkacağını hem canlı yayınlarda hem de birkaç yazımda belirttim ve sürekli haykırdım. Ama ne hikmetse yeni yeni bu görüşmeler konuşulmaya başlandı. Bana göre de Türkiye’nin en önemli ve bilinmeyen konusu da budur. İki tarafında bu sır bizimle mezara gidecek dediği görüşmenin ayrıntıları bir bir çıkarsa ortalık epey karışır ve son dönemdeki kavga başka mecralara kayabilir.
Bu arada unutmadan yakın zamanda Muhsin Yazıcıoğlu suikastı ile ilgili de önemli belgeler çıkması muhtemeldir. Benim kulağıma sıkça gelen bilgiler, bu suikastın görüntülerinin olduğu ve suikasttan Devlet içinde önemli görevlerde olan bazı kişilerin haberinin olduğu yönündedir. Yani Devlet’in içinde (Özellikle şuanda üst düzey görevde olan) biri Muhsin Yazıcıoğlu’na suikast yapılacağını önceden bildiği halde müdahale etmediği ve bunu gerekli yerlere iletmediği bilinmektedir. Bu belgeler çok önemlidir.
Yine başka önemli muhtemel belgelerden biride; kasetlerdir… ‘’Muta Nikâhı’’ ile ilgili çok önemli bilgi ve belgeler var. Özellikle bazı siyasetçilerin sus pus olması ve birçok olaya müdahale etmemesinin nedeni de uygunsuz kasetlerinin bulunmasıdır. Özellikle AKP içerisinde ve Devlet’in önemli kurumlarında üst düzey bürokratların bu tarz uygunsuz kasetleri ve arşivleri mevcuttur. Ankara’daki Kızılcahamam toplantıları sırasında önemli görüntüler ve kasetlerin vuku bulduğu bilinmektedir. Bununla ilgili bana da epey bilgi geliyor. Bu konu çok önemli ve üstünde durulması gereken bir husustur. Birçok siyasinin ve bürokratın, Muta Nikâhı kasetlerinden dolayı zor duruma düştüğü çok açıktır. Bu Kasetler de önümüzdeki günlerde epey ses getireceğe benziyor. Bu arada İran İstihbaratı SAVAK’ın son zamanlarda Türkiye’de etkin olmasının da en önemli dayanağı hiç şüphesiz Muta Nikâhında gizlidir. Yazılacak çok husus var lakin yazımı şimdilik burada bitiriyorum…
Ve son söz: ’’Devlet Hata Yapmaz, Devlet’in Adamları Hata Yapar’’