Yeryüzündeki bazı kayalarda tuz bulunur ve civarından geçen nehir ve çaylar, bu kayaları aşındırırlar. Bu aşınma ile sularına kayalardaki tuz karışır. Çaylar, nehirlere katılır; nehirlerde denizlere katılır. Böylece tuzlu su denizlere karışmış olur. Uzun zaman içerisinde artık denizlerdeki tatlı su, gitgide tuzlanır ve tuzlu su olur.

Deniz ve okyanusları tuzlandıran diğer bir etken de volkanlardır. Dünya’nın ilk oluşumu sırasında, oldukça fazla volkan patlaması olmuş ve önemli miktarda tuz deniz sularına karılmıştır.

Denizleri tuzlandıran en son etken ise deniz ya da okyanusların derinliklerinde bulunan kaynak sularıdır. Çok miktarda tuz barındıran bu sular, deniz dibindeki çatlaklardan, deniz suyuna karışır ve denizlerin tuzlanmasına sebep olur.

Deniz suyundaki tuz oranı bölgelere göre farklılık gösterir. Kendi ülkemizden örnek vermek gerekirse, Akdeniz oldukça tuzlu bir suya sahip iken, Karadeniz’de tuzluluk oranı azdır. Bunun nedeni sıcaklıktır. Sıcak ile birlikte deniz suyu buharlaşır, dolayısıyla sıcağın çok olduğu yerde buharlaşma çok olur ve denizlerde tuz oranı fazladır. Ancak bunu tam tersi, soğuk sayesinde buharlaşmanın az olduğu, denizi besleyen ırmakların çok olduğu ya da çok yağmur yağan yerlerde ise denizlerdeki tuzluluk azdır.

Çok tuzlu denizlere girdiğinizde gözleriniz tuz oranı yüzünden hemen kızarır ve acımaya başlar. O yüzden, annenize ya da babanıza bu sene gideceğiniz tatil yerindeki denizin çok tuzlu olup olmadığını sorun. Eğer çok tuzlu ise deniz gözlüğü kullanmanızı tavsiye ederiz. Böylece gözleriniz acımadan istediğiniz kadar denizde yüzebilirsiniz.