"Eğer ciddi hatalar yapmazsak, 21. Yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacaktır."
                                                                                              Turgut ÖZAL

Gelecek yüzyılı kurgulamak için yaşadığımız çağı doğru okumamız şarttır. Dünyanın kalp atışlarını hissetmeliyiz. Dünya siyaseti ve ekonomisi nereye gidiyor? Dengeleri iyi okumamız gerekir. Dengeleri okumak demek, çağı anlamak, geleceği planlamak demektir. Dünyanın gidişatına senkronize olmak demektir. Türkiye elindeki kozları artırmalıdır. Uluslararası yarışta bu kozlarını iyi kullanmalıdır. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Bölgesinde lider olma şansına sahip tek ülkedir. Kafkaslardan, Ortadoğu'ya, Afrika'dan, Balkanlara hatta Avrupa'ya kadar Türkiyesiz yapılan hiçbir planın başarı şansı yoktur. Türkiye'nin tüm bu bölgelerde nüfuzu, ağırlığı vardır. Tarihimiz diğer milletlerle binlerce yıl bir arada yaşayabildiğimizi göstermektedir. Tarih göstermiş ve şahit olmuştur ki; bu millet çok büyük işler yapmaya muktedir bir millettir.

Kendi kimliğine, gücüne, milletine ve tarihine dayanmayan toplumların varlıklarını uzun süre devam ettirmeleri mümkün değildir. Kaderini bir başka ülkenin veya birliğin alacağı kararlara bağlayanların akıbetlerinin nasıl olacağını defalarca tecrübe ettik diye düşünüyorum. 

Türkiye Kendi Olmalıdır

Aydınlarımız kavramların kargaşası içerisinde boğulma yerine, geleceğe bakmalıdır. Birey veya toplum olarak zevklerimizde, alışkanlıklarımızda, inanışlarımızda, tercihlerimizde, düşüncelerimizde ne denli güdülebilir olduğumuzu tartışmaya açmalıyız. Dünyaya kendi kavramlar dünyamızdan bakmalı, önce kendimiz olmayı başarmalıyız. Ne kadar kendimize ait olduğumuzu ve ne kadar kendimizi temsil ettiğimizi sorgulamalıyız. 

Umutlu olun!

Asla umutsuzluğa kapılmayın. Filistinli, Iraklı, Afganistanlı, Suriyeli, Somalili ve diğer mazlum çocukların gözlerinin içine bakın ne demek istediğimi, neden umutlu olmamız gerekliliğini anlayacaksınız.

Ben o bakışlarda özlemle, umutla, adil, "Büyük Güçlü Türkiye"yi beklediklerini görüyorum. Çekildiğimiz tüm coğrafyalarda huzursuzluk var. Bölge halklarına, batının "Yeni Dünya Düzeni" kan ve gözyaşından başka bir şey verebildi mi? İnsanların hem yeraltı ve yerüstü kaynaklarını al, sonrada açlık ve gözyaşına mahkûm et, bu adaletsizlik revamıdır. Bu zulüm değil midir? Sizce bu, yüce yaratıcının "Adli İlahi"sine sığar mı?

İnsanlık tarihi boyunca hangi zalim iflah olmuştur. Elbette mazlumların ahı ötelere ulaşacak, yeryüzüne adalet "Büyük Güçlü Türkiye" ile tecelli edecektir. 

Büyük Düşünmek Zorundayız.

İşte bu; aydınlarımızın gayreti oranında yakınlaşacak, onların omuzlarında yükselecek kutsal bir yüktür ve herkes bu yüke omuz vermelidir. Dövünüp durmakla, birilerinden medet ummakla kaybedecek vakit yoktur. Büyük düşünmek zorundayız. Kendi senaryolarımız olmalıdır. Kendi senaryoları olmayan ülkeler; başkalarının senaryolarında figüran rolü oynamaya mahkûm olurlar. Zayıf ülkelerin irade ortaya koyarak senaryo yazması mümkün olmadığı için başkalarının dış politika aracı olma seviyesinden ileri gitmesi de mümkün değildir.

Ülkemizin güçlenmesi için, elimizden gelenin en iyisini yapacağız. İşlerimizde, mesleklerimizde en iyi olacağız, durmadan çalışacağız, üreteceğiz. Şanlı tarihimizin mesuliyetiyle, onurumuzla, şerefimizle ülkemizi el ele, geleceğe taşıyacağız.