Başbakanın aylardır beklenen demokrasi paketine, içte ve dışta hemen her kesimden değişik tepkiler yağmaya başladı. Pakette açıklanan hususların hayata geçirilmesi için alınacak yasal ve idari tedbirlerin hazırlık çalışmaları sürecinde de bu tepkilerin devam edeceği ortada.
CHP Genel Başkanının çok yetersiz ve eksik olarak nitelediği paketi, MHP yetkilileri “Paketten PKK'ya sus payı çıktı” diye yorumladı. BDP’de ise, henüz İmralı’dan bir işaret gelmese de açıklanan paketin eksik olduğu vurgulanarak kabul edilemeyecek değişikliklerin olmadığını açıklamakla yetindi.
Siyasi partiler gibi medyada da farklı bakış açıları nedeniyle “Demokrasiye Yüksek Standart”, “İhanetin Paketi”, “Seçim Paketi”, “30 Eylül Devrimi” gibi başlıklar altında değişik yorumlar yapıldı.
Çözüm süreci çerçevesinde militanlarının yurtdışına çekilmesi karşılığı Kürtlere anayasal hakların verilmesi, mahalli idarelerin güçlendirilmesi, anadilde Kürtçe eğitim, cezaevlerindeki militanlara af gibi konuların beklentisi içinde olan PKK'nın, bu beklentiler için mücadele sürecini işaret etmekten geri kalmadığı anlaşılıyor.
Paketin enine boyuna tartışıldığı bu günlerde PKK'nın çözüm sürecinin kesilmesi halinde yüksek teknolojiye dayalı bir iletişim sistemi tesisi için, önemli bir mali kaynak ayırdığının belirlendiği de gazetelerde yayınlandı. Ayrıca yine PKK'nın, militanlarını yurtdışına çıkarmayı durdurup, lojistik yığınak dahil kış için üs hazırlığı yaptığına dair haberler de çıktı.
Bu faaliyetlerin, Başbakanın açıkladığı paketin yasal ve idari hazırlıklarını baskı altına almaya matuf olduğu apaçık ortadadır. Ancak Türkiye’nin de bu baskıları boşa çıkaracak güç ve kararlılıkta olduğu unutulmamalıdır.
Bakalım neler göreceğiz?